Kahvaltıdan sonra Hanry Klan işleriyle ilgilenmek için hızlıca ayrıldı. Leila büyü ordusuyla ilgili bazı ayarlamalar yapacağını söyleyerek hemen sonra odayı terk etti. Mızrak Azizi olarak Marisa'nın yapacağı fazla bir işi yoktu ve Akira da Fei Klanının hanımı olarak tahmin edilenden daha fazla boş zamana sahipti bu yüzden Alvaro'nun bazı hareketler göstermek için Nicolası avluya götürmesine eşlik ettiler.
Akira gergindi, oğlu uzun zamandır eline bir silah almamıştı ve yetenekli olsa bile çalışmadığı sürece yeteneği kolayca kaybolabilirdi. Alvaro ve Nicolası takip ederken arkadan Nicolası izliyordu. Bir süre sonra, uzun koridor bitmiş ve geniş kapıdan geçip güneşin aydınlattığı avluya ulaşmışlardı. Binanın içinde yer alan avlu 100 metre çapa sahip avlunun etrafı ağaçlarla çevriliydi, çimenler ve çiçekler merkezde ki 20 metre çapa sahip taşlık antrenman alanı dışında alanı doldurmuştu. Merkezde ki daireye yürürken kullandıkları taşlı yol haricinde avlunun görüntüsünü bozan hiç bir şey yoktu.
Akira'nın bitkilere olan tutkusu sayesinde bu avlu ortaya çıkmıştı ve Fei Klanını ziyaret eden herkes avlunun ne kadar muhteşem olduğundan bahsederdi. Bu yüzden avlunun ismi Aristokratlar arasında iyi biliniyordu. Bugün ise Alvaro tarafından Nicolasa bazı teknikler göstermek için kullanılacaktı. Grup yavaşça taş daireye doğru yürüdü fakat sadece Nicolas ve Alvaro taş alanın içine girdi. Akira ve Marisa taş yolun sonunda, onlara bakıyordu. İkisi bir süre yürüdükten sonra birbirlerine döndüler. Alvaro gülümseyerek Nicolasa baktı, uzun zamandır Nicolası çırak almak istiyordu ve ancak şimdi mümkün olabilmişti. Nicolastan daha heyecanlı göründüğünü söylemek mümkündü.
Buna karşın Nicolas son derece sakindi, yüzünde ciddi bir ifade ile Alvaro'nun karşısında duruyordu.
Alvaro Usta olarak ilk derisini vermeye başladı, belinde ki kılıcı çıkartmak yerine elini hafifçe kaldırdı ve parmağında ki metalik yüzüğü diğer eliyle okşadı. Yüzük parıldadıktan sonra önünde iki tane metal kılıç ortaya çıktı ve hızlıca zemine düşüp ses çıkarttılar. Kimse bu görüntü karşısında şaşırmamıştı fakat Marisa uzaktan kıskançlıkla iç çekmişti.
Bu bir Depolama yüzüğüydü ve son derece nadir bulunan bir ögeydi. Alvaro 40 yaşını geçmiş bir uzmandı. Marisa ise sadece 25 yaşındaydı. Unvanları benzer olsa da arada 15 yıllık deneyim farkı vardı aynı yaşta olsalar Marisa kuşkusuz Alvaro dan daha üst seviyede olurdu fakat değillerdi. Alvaro gösterdiği üstün hizmetten dolayı Fai Krallığından bir depolama yüzüğü kazanmıştı. Piyasada bulunması son derece zor bir nesneydi, içinde üç metreküplük bir alan bulunuyordu ve sadece Büyük Üstat aşamasına ulaşmış nadir bulunan boyut büyücüleri tarafından yapılabiliyordu. Boyutsal Büyücüler son derece nadir doğuyordu ve Büyük Üstat seviyesine çıkanlar çok daha nadirdi. Buradan bile depolama yüzüğünün değeri anlaşılabilirdi.
Alvaro eğilip yerden kılıçları aldı, ahşap kabzalarını tuttu. Kılıç eline değdiği anda verdiği his çok daha ciddi hale gelmişti. Kılıç Azizi unvanı gösteriş değildi, kılıç yeteneği kusursuza yakındı ve her geçen gün kendini geliştirmeye devam ediyordu. Bundan 10 yıl sonra Nicolas ile tanıştıklarında çoktan kılıç yeteneğini başka bir seviyeye ulaştırmıştı.
Kılıcı kaldırıp Nicolasa uzattı, Nicolas saygıyla başını eğip kılıcı teslim aldı. Şuan ki görüntü ona yabancı değildi, yıllarca aynı şekilde Alvaro ile eğitim yapmıştı.
Alvaro kılıcı Nicolasa verdikten sonra üç adım geriye attı ve mesafeyi açtı. Nicolas alışkanlık üzere üç adım geriye attı ve arada ki mesafe neredeyse 6 metre olmuştu. Alvaro'nun gözleri hafifçe titredi. Nicolasın onunla aynı anda adım atacağını düş düşünmemişti. Bu deneyimsiz birisinin yapacağı bir şey değildi, sadece çıraklık yapmış birisi bunu yapabilirdi. Eğer taklit etmiş olsaydı, aynı anda başlamalıydı. Alvaro gibi Akira ve Marisa da Nicolasın hareketine şaşkınlıkla tepki vermişti. Fakat tesadüf olarak kabul etmeleri üçü içinde uzun sürmedi, sonuçta herkes Nicolasın biraz korkak olduğunu biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)
Fantasía#1 Fantastik 'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa dah...