116.Bölüm:İşsiz Madenciler (7)

4.8K 516 18
                                    

Üçlü evden ayrıldı, Nolanın yönlendirmesi altında bir süre yürüdükten sonra, çeşitli renkte büyü dizileriyle aydınlatılmış büyük bir yapıya gelmişlerdi. Yapının kapısının önünde altın renkli çekici harflerle 'Cennet Bahçesi...' yazıyordu. Blez yapıya bakınca duraksadı, yayılan afrodizyak kokusunu çekti, bir anda içinde kabaran bir canavarın varlığını hissetti. Nolan ise konuşmaya başladı.

'Burada bekleyeceğiz. Glen çıkınca hemen yanına gideceğiz. Sana soru sorarsa dürüst ve kısa cevaplar ver. ' Blez hemen başını salladı ve 'Tamam... Tamam yaparım ama ne diyeceğim ?' dedi. Nolan iç çekti, Owen hemen söyledi. 'Onunla çalışmak istediğini söyle yeterli.' dedi Owen. Blez hemen 'Bu kadarı yeterli mi ?' dedi. Nolan kahkaha attı.

'Hahaha... Dostum resmi bir işe girmiyorsun, mülakat yapacak halleri yok ya! İş isteyeceksin, verirseler işi alırsın hata yaparsan en iyi ihtimalle dayak yersin yada öldürülürsün. ' Nolan alaycı bir şekilde söylese bile sözleri ciddiydi.

Blez iç çekti, başını salladı yumruklarını sıktı ve kararlılığını perçinledi.

Cennet Bahçesinin karşısında ki, ufak büfede oturup beklemeye başladılar.

Saatler öylece akıp geçti Owen ve Nolan konuşuyor ara sıra Blezi muhabbete dahil etmeye çalışıyorlardı lakin Blez kısa bir süre dahil olduktan sonra Genel Evin kapısına bakmaya devam ediyordu.

Bir çok kişi onun azgın birisi olduğunu düşünmüştü, sonuçta yiyecek gibi genel eve bakıyordu. 

Gece çöktü ay yavaşça hareket etti ve şafağa doğru, keyifli bir kahkaha ile bir genç adamın sesi duyuldu. Hemen yanında başka birisi vardı, yaşça daha büyük birisi. İkisinin etrafı da kızlarla çevrilmişti ve sürekli onlara dokunuyorlardı.

'Hahaha... Yakında tekrar geleceğim güzellik.' Genç adam söyledi, zayıftı ve dış görünüşü aptal bir sünepe gibiydi lakin kızların ona verdiği karşılık manidardı.

'Yakışıklı efendim... Sizin yokluğunuzda ben acı çekiyorum... Lütfen en kısa sürede gelin.' 20 yaşlarında ki güzel kız elleriyle Glen'nin boynunu tutarken, diğeriyle de göğünslerini okşadı.

Glen keyifli bir kahkaha daha attı fakat göz ucuyla yanında ki Jacop'a bakmayı ihmal etmiyordu.

Tam o sırada Blez hemen ayağa fırladı, onun ayağa fırlamasıyla Owen ve Nolan ona baktı sonra Genel evin kapısına bakınca ikisi de ayağa kalktı ve 'Nereden tanıdın ?' dedi Nolan hızlıca. Blez sakin bir şekilde karşılık verdi. 'Gördüğü ilgiden.' dedi.

O sırada Jacop'un bakışları Blez ve diğerlerine sabitlendi, her zaman dikkatli birisiydi, elbette onları görünce ayağa kalkan bu üç kişi hemen dikkatini çekmişti. Kızların gerisinde kalan bir kaç korumaya hızlıca bir bakış attı. Onun bakışları Glen tarafından da fark edilmişti.

Önce Jacopa sonra baktığı yöne baktığında ifadesi bir anda değişti. Karanlıktan dolayı onlar Blez ve diğerlerinin yüzünü göremiyordu. 

'Kızlar... Siz artık dönün.' dedi Glen ciddi bir sesle. Kızlar afalladı, az önce kur yapan kız konuşmak istedi fakat o sırada aralarından korumalar kenara itip geçti. En önde Ballack vardı ve yüzü bir taş gibiydi. İfadesizdi ve bu da onu çok tehlikeli gösteriyordu.

Kızlar afalladı, sonra çaresizce geri döndü. Glen, Jacop ve korumalar geride kalmıştı.

Blez öne adım attı, aynı anda Nolan ve Owen iç çekti ve onu takip etti.

Üçü Glen ve Jacopa yürürken, Ballack elini sabresine attı. En ufak bir hamlede hemen saldırıya geçecekti.

Işıklar önce Blezin sonra diğerlerinin yüzünü aydınlattığı anda Glen'nin yüzü anında yumuşadı.

Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin