184.Bölüm: Kutsal Kilisenin İtibarı

6.2K 627 34
                                    

Siyah Cübbeli Elder öfkeliydi. Onların kutsal çocuğu öldürülmüştü fakat bir şey yapamazdı ve aynı kaderi Paulun paylaşacağını duyduğunda içten içe memnun olmuştu. 

Beyaz Cübbeli Elder ise derin bir nefes aldı. Ne yapması gereğini düşünüyor gibiydi, bir kutsal çocuk kilise için çok önemliydi fakat Akhanı kızdırmak gelecekte Tarikatın Büyük Yaşlısı olacak birisini kızdırmak demekti. Eğer kin tutarsa ne yapacaklardı ?

Seçim yapmak zordu fakat bir tarafta ağır baskı varken seçenekte zaten yoktu.

Paul korku ve yalvaran gözlerle eldere bakıyordu. Elder bir süre sessiz kaldı sonra gözlerinin içi titreyerek başını hafif öne eğdi ve söyledi. 'Peki Lord Akhan...' dedi. Paul yerinden sıçradı, kolezyum da ki herkesin ağzı açık kalmıştı. Akhan bir karanlık çocuğu kendi elleriyle öldürmüştü. Bu büyük bir güçtü fakat şimdi zorla kutsal kiliseye kendi kutsal çocuğunu öldürecekti.

Bu kral olmakla, kralı yönetmek arasında ki fark kadar büyüktü. Arada muazzam bir fark vardı ve kimse engel olmaya istekli değildi.

'KARDİNAL...' Diye bağırdı Paul korkuyla, nefret dolu gözlerle Nicolasa baktı. 'HEPSİ SENİN YÜZÜNDEN!!!' diye bağırdı. Umutsuzluk ve çaresizlik ruhunu ele geçirmeye başlamıştı, katıksız pişmanlık ve nefret hissediyordu. Duyguları karma karışıktı, ölecekti ve yalvaran sesine rağmen Kardinal ona bakmamıştı bile.

'Çocuğum... Kutsal Kilisemiz, ruhunu tekrar bulmak için tanrıya yalvaracak ve seni tekrar aramıza alacağız.' dedi. 

Paulun umutsuzlukla dolu gözleri bir anda parladı, yüzünde memnuniyet oluştu ve başını eğerek. 'Bu havarinin hayatı, kutsal yolumuzda bir çiçektir...' dedi iki elini önünde birleştirip, hafif başını eğdi. 'KUTSAL İNFAZ ATEŞİ!' dedi. Elderin gözleri memnuniyetle parladı, bugün kilise büyük prestij kaybetmişti fakat Paulun kendi hayatını böyle almayı seçmesi, kilisenin gücünü pekiştirmişti.

Karanlık Kilise Elderi bile soğuk gözlerle Paula baktı, artık memnun değildi. Ölmeden önce, yine kiliseye pretij kazandırmıştı fakat soğuk bir ses arenayı doldurdu.

'Ne utanç verici... Sana yalan söylediğini fark etmedin mi?' dedi Nicolas. Paulun gözleri bir anda büyüdü, başını kaldırıp Nicolasa baktı, Elderin ifadesi bir anda değişmişti ve oluşan kutsal infaz ateşi titredi lakin dağılmadı.

'SENİN SÖZLERİN SAÇMALIK DOLU! GENÇ ÖĞRENCİ! DAHA FAZLA İLERİ GİTMEMENİ TAVSİYE EDİYORUM!!!' Elder Nicolasa bağırdı.

'Hahaha... Daha ileri gidersem ne yaparsınız ? Beni öldürmek için birilerini mi gönderirsiniz ? Zaten göndermeyecek misiniz ? Sen ona yalan söyledin yaşlı!' dedi Nicolas. Kutsal Kilisenin sahtekarlığını ortaya çıkartmak istiyordu. Yaşlı ise içten içe şaşkındı, Nicolasın nasıl anladığını bilmiyordu fakat dış görünüşünde en ufak değişim yoktu.

Nereden bilebilirdi ki yalan olduğunu ?

'SEN GENÇ ÖĞRENCİ! KUTSAL KİLİSEMİZE KÜFÜR EDİP DURUYORSUN!!! SAÇMA SUÇLAMALAR YÖNELTİYORSUN!!! KUTSAL KİLİSEMİZ HER ŞEYİ YAPACAK KADAR GÜÇLÜDÜR ?' dedi Elder.

'Yalan!' Nicolas tek bir kelime söyledi fakat herkesin kulaklarında çınladı.

'NASIL YALANLAMAYA CÜRRET EDERSİN!!!?' Elder öfkeyle kükredi. Akhan iç çekip Nicolasa baktı, 'Düşmanlarına her anlamda saldırmaktan keyif alıyor...' dedi fakat hoşuna gitmişti. Nicolas ona göre karakterli ve doğru bir adamdı.

'O zaman sormama izin ver yaşlı bunak! Kutsal Kilise, kayıp ruhları bulmak için Beyaz Ateş Taşının özünü kullanmak zorunda değil mi?' dedi. Yaşlının gözleri bir anda büyüdü, şaşkınlıkla Nicolasa baktı. 'Bunu... bunu nasıl bilebilirsin?' dedi inanamayarak. Bu Kutsal Kilisenin sırlarından birisiydi, çok az kişi bu bilgiye sahipti. Nicolasın bunu bilmesinin sebebi elbette iki temele dayanıyordu.

Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin