60.Bölüm: Kutsal Zehir

6.8K 606 59
                                    

Kimse böyle ani bir saldırı beklemiyordu. Alut'un ifadesi, yüzünde oluşan suçluluk, şaşkınlık yalan olmayacak kadar gerçekti. Alut'un bu kadar iyi bir oyuncu olduğunu kim hayal edebilirdi ? Hanry iyi niyetinin kurbanı olmuş ve sırtından hançerlenmişti. Hançer zehirliydi ve bütün enerji kanalları tıkanmıştı. Yere düştüğünde sırtından akan kan bütün zemine yayılıyordu ve bedeni morarmaya başlamıştı. 

Nicolas öfke doluydu, o da böyle bir şeye ihtimal vermemişti. Alut'un bu kadar kandırılmış olacağını tahmin edememişti. Alut'un bir elini yok etmiş olsa bile bu ona yetmemişti. 

Alut daha tepki bile veremeden Nicolas yumruğunu sıktı ve Alut'un karnına geçirdi. Kara Yıldırımlar anında Alut'un bedenini sardı ve Alut acı dolu bir çığlık atarken geriye uçtu. İki nöbetçinin arasından geçip kapıya çarptı ve ağzından kan fışkırdı. Geri sekip yere düştüğünde Nicolas Alut'un peşine gitmek yerine hemen dönüp eğildi. Yerde yatan Hanry'nin bedenine elini koydu. Aziz Enerjisini hemen bedenine gönderdi fakat Aziz Enerji bedeninde dolaşmadı. Zehir çok yıkıcıydı, son derece güçlüydü.

Her Simyacı aynı zamanda Zehir Ustasıydı. Nicolas Simyada olduğu kadar zehirler de de yetenekliydi. Elini sallamasıyla, elinde bir kavanoz belirdi. Kavanozun içinde siyah ve beyaz renkli bir sülük vardı. Nicolas düşünmeden kavanozdan sülüğü çıkarttı. 

Bir eliyle hançeri çekti ve aynı anda sülüğü yaranın tam üstüne koydu. Sülük yaraya temas ettiği anda Hanry'nin kanaması durmuştu, sülüğün bedeni hızla kan dolmaya başladı. Siyah beyaz rengi bir anda siyaha döndü. Akira ancak o anda tepki vere bilmiş ve hemen Hanry'nin yanına koşmuştu. Josef hiddetle Alut'a döndü. Onu parçalara ayırmak istiyordu, herkes, Hanry bile gafil avlanmıştı. 

O kadar şaşırmıştılar ki tepki bile verememişlerdi. Eğer Nicolas öne çıkmasa, Alut'un hançeri Hanry'nin boğazına saplanmış olurdu. Hanry eğer tetikte olsaydı, asla o hançer bedenine zarar veremezdi fakat kim o anda Alut'un saldıracağını düşünürdü ki ?

Siyah sülük hızla şişiyordu ve bir süre sonra daha fazla kan ememedi. Hanry'nin morarmış yüzü tekrar eski haline döndü fakat hala bilinci geri gelmemişti. Akira iki gözü yaşlı kocasına bakıyordu. Sanki bir kabusun içinde gibiydi, 'Ölme lanet olası! Ölme!!! ' Akira acıyla Hanry'e bağırıyordu. 

Nicolas şişmiş sülüğü yaradan çekti, Aziz Enerjisini tekrar Hanry'nin bedenine gönderdi, kanalları açılmıştı fakat o anda zehrin kısa sürede yaptığı tahribat gözler önüne serilmişti. Nicolas irkildi, gözleri şaşkınlıkla büyüdü.

'Bu zehir... Bu Kutsal Zehir!' dedi Nicolas dişlerini sıktı, kalbinden yükselen öfke bütün bedenini sarmıştı.

Akira şaşkınlıkla Nicolasa baktı, 'Kutsal Zehir mi ?' Josef bile başını çevirmiş ve şaşkınlıkla söylemişti.

'Kutsal Zehir. Bu zehir sadece Kutsal Kilisenin ürettiği bir şey.' dedi Nicolas. Akira beyninden vurulmuşa dönmüştü.

'Yani Alut...' dedi Akira.

Nicolas başını salladı. 'Evet aslında Fai Krallığına değil, Kutsal Kiliseye çalışıyormuş.' dedi Nicolas. Akiranın kalbi yerinden çıkacak gibiydi.

Fei Klanı varlığı boyunca Kutsal Kilise veya Karanlık Kiliseye topraklarında barınma hakkı vermemişti. Fei Klanı toprakların da misyonerlik yapamazlardı, inanan toplayamazlardı, bir kiliseleri vardı fakat bu kilise zaten inananlar için bulunuyordu ve Fei Klanı sıkı kurallar getirmişti. Nicolas her zaman Alut'un Fai Krallığına sadık olduğunu düşünmüştü lakin hem Fai Krallığına hemde Kutsal Kiliseye hizmet ediyordu.

Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin