Güneş Yılanı dişlerini Nicolasın koluna geçirmiş, etini delip kemiğine ulaşmıştı. Devasa ağzının içinde kolu bir odun parçası gibi görünüyordu. Geride kalan bedeni hızlıca hareket etti ve Nicolasın bedenini sarmaya başladı. Nicolas kolunu bilinçsizce hareket ettirmeye çalıştı fakat bu sadece içe dönük çengelli dişlerin etini daha fazla delmesinden başka bir işe yaramadı. O dişlerden kolunu kurtarması için dikkatli hareket etmesi gerekiyordu fakat Güneş Yılanının ağzı bir defa kapanmıştı. Artık Güneş Yılanı ölene kadar onu istese bile bırakamazdı. Ölse bile dişlerini ayıramazdı.
Nicolas yılanın arkasından gelen bedenini fark ettiğinde tüyleri ürperdi. Kanı yere damlıyordu fakat garip bir şekilde her yer sessizdi. Kanın kokusu rüzgarlar bölgeye bir defa yayılırsa daha fazla büyülü yaratık gelebilirdi. O zaman Güneş Yılanı bile sadece başka büyülü yaratıkların yemeği haline gelecekti.
Nicolas hızlı düşündü, hemen bileğini hafif geri attı ve Aziz Enerjisini bileğinden fırlayan bıçağa yönlendirdi.
Altın renkli ışık bronz bıçağı anında sardı ve gücü bir kaç kat yükseldi. Nicolas hızlıca bıçağı Güneş Yılanının gözüne sapladı. Güneş Yılanı için en gereksiz parçası göz olsa bile hala beynine yakındı ve 20 santimlik bıçak göz küresine tamamen saplandı. Sarı gözleri ve beyaz göz küresi bir anda yok olmuştu.
Güneş Yılanı solucan gibi kıvrandı. Çığlık atmak istedi fakat dilini Nicolasın kolundan çözememişti fakat hareketleri Nicolasın canını yakmıştı. Nicolas tereddüt etmeden aynı noktaya bir defa daha bıçağı sapladı ve eti daha da delip beynine giden uzun bir yol açmaya çalıştı.
Güneş Yılanı solucan gibi kıvranırken acıdan dolayı Nicolası sarmayı tamamen unutmuştu. Eğer zeki bir yaratık olsaydı, ilk tepkisi saldıran kişiyi yok etmek olurdu fakat değildi. Dilini kullanamadığı için ısıyı bile hissedemiyordu, bıçağın geldiği yönü zaten göremiyordu ve artık gözleri de yoktu. Basit yapıya sahip gözleri yok olduktan sonra Nicolas bıçağı çekti ve tekrar sapladı fakat hala beynine ulaşmayı başarmıştı bu yüzden bıçağı etini kesmek için kullandı.
Hızlıca göz küresinden başlayarak pullarının altından giden bir yan kesik açtı. Aziz Enerjisinin kalitesi sayesinde rahatlıkla etini kesebiliyordu elbette bıçağın kalitesinin de önemli bir etkisi vardı.
Eti kesilen Güneş Yılanı daha fazla kıvranırken kanı Nicolasın kanına karıştı. Nicolas hızlıca boynunu saran pulların altını kesmiş ve pul ve deri katmanını etinden ayırmıştı. Tek hamlede derinin altından bıçağı kullanarak üste doğru bir hamle yaptı ve pulu ve deriyi kafasından ayırdı. Aynı anda kolu dışarıya çıkmıştı. Hemen belinde ki ikinci kılıca hamle yaptı, kolu hale Güneş Yılanının ağzındaydı. Aziz Enerjisi ile kendisini zemine sabitlemişti, aksi halde sürekli hareket eden yılanın onu savurması içten bile değildi.
Nicolas kılıcı kaldırdı, kılıç ay ışığının altında hafif parladıktan sonra Nicolasın Aziz Enerjisi ile sarıldı, keskinliği bir kaç kat arttı. Nicolas kılıcı bütün gücüyle aşağıya doğru indirdi ve pullarından arınmış olan Güneş Yılanının başını kesmek için boynunu kesti. İlk hamlede sadece bir kısmını kesmeyi başarmıştı fakat Güneş Yılanının başı gövdesinden ayrılmamıştı. Yine de artık alt bedeni hareket etmiyordu, omurgası kesilmiş ve felç olmuştu. Nicolas hamle yapmasa bile ölecekti.
Nicolas tekrar kılıcı kaldırıp, bir hamle daha yaptı ve bu sefer kalan eti ve kemiği kafadan ayırdı. Aynı anda daha fazla düşünmeden sarı otların arasına daldı. Artık ihtiyatlı hareket etmiyordu zira kan kokusu 5 dakikadan biraz uzun süren mücadele sırasında çoktan çevreye yayılmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)
Fantasia#1 Fantastik 'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa dah...