Kurabiyenin tadına baktıktan sonra Nicolas masada ki yemeklere daha fazla ilgi göstermedi, hızlıca onları ortadan kaldırdı. Akhan gülümsedi ve depolama yüzüğünden bir tabak kurabiye çıkarttı. Başka bir fincana çay koyup Nicolasa uzattı.
Nicolas çayı aldı, önce biraz kokladı. 'Bizim çaylarımız gibi değil...' dedi Nicolas sakin bir şekilde. Akhan başını salladı, 'Sizinkiler özel bitkilerden yapılıyor hepsinin demleme süresi hatta belli bir su sıcaklığı var. Servis için ise belli ayarlar gerekiyor. Bu çayı ben yetiştirdim, ben kuruttum ve harmanladım. Depolama yüzüğüm sayesinde hiç soğumuyor bu yüzden istediğim zaman içebiliyorum. ' dedi Akhan. Nicolas Akhana baktı ve sonra çayı yavaşça ağzına götürdü ve yudumladı.
'Beklediğim gibi değil ama sıcak hissettiriyor.' dedi Nicolas. Akhan gülümsedi, 'Normal birisi olsan daha iyi hissederdin ama yetiştiriciler için çayın sıcaklığı tamamen anlamsız. Haliyle güzelliğinin çoğu yok oluyor ama benim çayım özel, içine biraz ateş çiçeği ekledim.' dedi Akhan gülümsedi. Nicolas dikkatle Akhana baktı.
'Sen simyacı mısın ?' dedi sakin bir şekilde.
'Evet, önce ki dünyamda annem botanik... yani bitki yetişrirdi, bambamın da restorantı vardı. İkisinde de çalıştım, babam aşçıydı ve bana yemek yapmayı öğretti. Annemde nasıl bitki yetiştirileceğini.' dedi Akhan, çayından bir yudum aldı ve konuşmaya devam etti.
'Anneni ve babanı özlemiyor musun ?' Nicolas bir anda sordu, Akhanın yüzü düştü, gözleri hafif nemlendi ve çenesi hafif titredi. Sonra derin bir of çekti, 'Özlüyorum ama maalesef onları göremem... Öldüler...' dedi Akhan çaresizce, Nicolas sarsıldı. 'Eğer 6 yıl önce bu dünyaya geldiysen, o zaman gerçekte kaç yaşındasın ?' dedi Nicolas.
'Ölmeden önce 26 yaşındaydım, annem, babam ve ben arabayla... Arabanın ne olduğunu bilmiyorsun tabi, kendi kendine ilerleyen at arabası gibi düşün. İşte onunla başka bir arabaya çarptık, sonra hatırladığım şey kendimi bu bedende bulduğum du.'
Nicolas iç çekti, yalnız kalmanın ne demek olduğunu biliyordu, ailesiz olmanında bu sebeple Akhana karşı daha yakın hissetti.
'Durumunu neden saklamadın? Ruh Transferi olduğunu bana hemen söyledin.' dedi Nicolas merak etmişti.
' İlk bu dünyaya geldiğimde saklamıştım, kimseye söylemedim ama yaşlı adamla karşılaştım, yaşlı adam kanımdan bir damla aldı ve sonra secere mi ortaya döktü. Ruh Transferi olduğumu anlamıştı, korktum ilk başta fakat bana bunun nadir olsa da yaşandığını söyledi. Bende ondan sonra saklamaya ihtiyaç duymadım. Yaşlı adama zaten geldiğim dünyaya dair her şeyi anlattım. Uzun süredir bu dünyadayım, aslında benim dünyam daha modern olsa da, burası daha gelişmiş. Alışmak hala kolay değil, en önemlisi de doğduğum toprakları özlüyorum. Burası hala bana çok yabancı.' dedi Akhan, çayından bir yudum hasretle içti ve tekrar dertli dertli iç çekti. Nicolas onu teselli edecek bir şey söyleyemedi.
Nicolasın bu tarz bağlılıkları yoktu, aslında yetiştirici olan kimsenin bir toprağa bağlılığı yoktu. Fei Klanı, şuan ki topraklarından binlerce mil uzağa taşınsa, Nicolas eski topraklara hasret çekmezdi fakat Akhan'nın sözleri onu etkilemişti.
Topraklarında yaşadığı anıları değil, orada ki insanları değil, topraklarını özlediğini söylemişti. Bu garip aidiyet Nicolasa yabancıydı.
'Bu sebeple mi zamanını kendi dünyandan yiyecekleri yaratmaya adadın?' dedi Nicolas. Akhan başını onaylar bir şekilde salladı, 'Evet, burada da mısır var, patates var fakat tatları benim dünyamdakin den çok farklı. Neredeyse hiç birisi aynı değil, bu sebeple araştırıp durdum, bir sürü bitki inceledim. Tekrar yapabildiklerimi yapıyorum ve yapmaya da devam edeceğim. Ülkeme dönemiyorum ama hasretimi biraz azalta bilirim.' dedi Akhan. Nicolas başını salladı, kalbi Akhana dahada ısınmıştı. En azından sadık birisiydi ki böyle özellikler yetiştirici dünyasında sık rastlanan özellikler değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)
Fantasía#1 Fantastik 'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa dah...