Nicolas her sabah olduğu gibi, Lea ile kahvaltı yapıyordu. Lea ara sıra Nicolasa bir bakış atıyordu, Nicolas ise düşünceliydi ve Lea daha fazla dayanamayarak elinde ki çatalı sert bir şekilde masaya vurdu.
'NİK!' dedi sert bir şekilde. Nicolas bir an afalladı ve hemen bakışlarını Lea ya çevirdi.
'Ne oldu ?' dedi biraz şaşkın bir şekilde.
'Dün gece neden gelmedin! Her gün işin var!' Lea biraz sinirli şekilde sordu. Nicolas iç çekti, mahcup bir şekilde gülümsedi ve 'Biliyorsun, yoğunum. İlgilenmem gereken çok fazla şey var.' dedi Nicolas çaresizce.
Lea'nın kaşları çatıldı, 'Hep aynı şeyleri söylüyorsun! Beni ihmal etmeye başladın.' dedi Lea sitem ederek. Nicolas ne cevap vereceğini bilmiyordu. Lea'yı bütün kalbiyle seviyordu fakat yapması gereken şeyler vardı ve önceliği onlarda olmalıydı. Lea'yı ihmal ettiği bir gerçekti fakat bunun için yapa bileceği bir şey yoktu.
'Biliyorum... Biliyorum gerçekten üzgünüm, şöyle yapsak olur mu... Haftada bir gün belirle, o günü tamamen seninle geçireceğim.' dedi Nicolas. Bu büyük bir tavizdi onun için fakat Lea'nın kalbinin kırılmasını da istemiyordu.
Lea duraksadı, bakışları hafif yumuşadı ve 'O zaman bugün...' dedi. Nicolas tam cevap verecekti ki, kapı çaldı ve orta yaşlı bir adam içeri girdi.
Nicolas başını çevirip adama baktı.
'Üstat...' dedi orta yaşlı adam. Bu kişi Simya Birliğinden Nicolasın emrine verilen Kırmızı Cübbeli Ustalardan birisiydi. Varlığının tek amacı, Nicolasın 10 çırağının gelişimini takip etmek ve Nicolası bilgilendirmekti.
'Sorun nedir Usta Yan?' Nicolas sakin bir şekilde sordu.
'Üstat... Çıraklarınız artık öğrenmek için hazır, emrettiğiniz üzere bilgilendirmeye geldim.' dedi. Nicolas iç çekti ve çaresiz bir çekil de Lea ya baktı.
Lea homurdandı ve 'O zaman yarın! Yarın bütün gün beraber olacağız.' dedi Lea. Nicolas çaresizce, 'Bunu perşembe günü yapsak olmaz mı? Yarın orduyu denetlemek için...' dedi Nicolas.
Lea burnundan soludu, 'TAMAM ! PERŞEMBE AMA BİR PROBLEM ÇIKARSA...' Lea lafını bitirmeden Nicolas hemen konuştu. 'Hayır... Hayır kesinlikle çıkmayacak.' dedi Nicolas.
Lea şüpheli bir bakış attıktan sonra daha fazla bir şey demedi. Nicolas çaresizce kalktı, Usta Yan'nın çaresiz hatta biraz ürkmüş bakışları altında Lea'nın yanağına bir öpücük kondurduktan sonra 'Gidelim Usta Yan.' dedi. Usta Yan hemen Nicolasa yol açtı ve ikili odadan çıktı.
Bir süre sonra Nicolas ve Usta Yan bir kapının önünde durmuştu, kapının önünde hazır bir şekilde bekleyen iki nöbetçi ile birlikte hazırda bir hizmetli vardı. Tam o sırada içeriden bir ses duyuldu. Genç bir erkek sesi, yaşı 16 civarındaydı fakat tonu son derece kibirliydi.
'SİZ APTALLARDAN BİRİSİ BURAYA BAKSIN!' Bu kibirli sesle birlikte, bir hizmetli çaresizce Nicolasa baktı ve hemen odaya girdi.
Tam o anda bir metalin çarpma sesi ile birlikte sert bir ses duyuldu. 'SENİ APTAL! NEDEN BU KADAR GEÇ GELDİN!' dedi ses son derece öfkeliydi. Nicolasın ifadesi sakin olsa da Usta Yan'nın kaşları çatılmıştı fakat gözlerinde çaresiz bir bakış vardı.
Nicolas iç çekti ve gülümsedi.' En sevdiğim öğrenci tipi.' dedi ve açık kapıdan içeriye girdi.
O anda odanın içinde üstünde beyaz bir çırak cübbesi olan kısa saçlı, eğri burunlu bir çocuk önünde saygıyla ve korkuyla eğilmiş olan 30 yaşlarında ki hizmetli kadını sert bir şekilde azarlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)
Fantasy#1 Fantastik 'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa dah...