95.Bölüm: Kuzgun Kasabasını Kuşatmak (4)

6.4K 592 27
                                    

Nicolas kitapların ve bilginin kıymetini biliyordu fakat Bilge Dünya Ruhu ile birleştikten sonra bilgiye aynı güce olan açlığı gibi yoğun bir açlık çekiyordu.

Önce ki hayatı trajedilerle doluydu sahip olduklarını koruyacak güce sahip olmamıştı. Kötü bir şekilde ölmüş hatta bazı sevdiklerinin ölümüne sebep olmuştu. Alvaro'nun ölümüne sebep olmak, şuan bile kalbinden atamadığı büyük bir yüktü. Bu sebeple güçlenmek ve öğrenmek istiyordu.

Bir Usta olarak ele alınamazdı, hayatının hiç bir döneminde bildiklerini ve deneyimlerini paylaşan, başkalarını yetiştiren birisi olmamıştı fakat şimdi bunun değiştiğini biliyordu.

Noe'nın Aristokrası Kamburu isimli orijinal eserini okurken Nicolas bir çok fikir bağlantısı hissetmişti. Özellikle bazı kelimeleri Nicolasın kalbini kurcalayan düğümleri çözmüş ve kararlılığını tazelemişti. Noe kalbinde bir usta pozisyonuna zaten ulaşmışken, kelimelerini okumak ona tatmin duygusu ve aydınlanma vermişti.

'' Her şeyden önce, günümüz sisteminde veya gelecekte muhtemelen devam edecek bu sistemden kurtulmanın tek yolu güçlü olmaktır. Kanunlar, yasalar güçlü tarafından hiçe sayılır. Yetiştiriciliğin zirvesinde olan birisi nasıl olur da kibrini kanunların altında tutar ve bir kaç kağıt parçasına yazılan kelimelere uyar ? Bu sebeple, ideallerini takip eden güçlü bir uzman ortaya çıkıp Aristokrasiyi yok etmediği sürece, Aristokrasi Toplumumuzun kamburu olmaya devam edecektir. Ne yazık düşüncelerim benim umudumun ışığı olsa da yaydığı ışık sönüktür.

Yazacak milyonlarca kelimem,anlatacak sayısız konum ve verecek milyarlarca örneğim olsa bile uzatmak ve karmaşıklaştırmak bana göre değil.

Bu sebeple, temelden en başından konuyu ve bütün kitabı ele almama izin verin.

Zaman bir deniz gibidir dünya bu denizde küreksiz bir kayık. 

Canlılar bu kayıkta birer yolcu. Yol ancak denizin akıntısının yönüdür.

Denizin dalgaları önce döver korumasız olanı, yavaş yavaş kayıkta ki yolcular azalır, önce savunmasız olanlar. Sonra güçlüler fakat en son zarar gören her zaman en ortada olan ve diğer yolcularla kendini çevreleyen, koruma altında olanlar olacaktır.

İdeallerimi yerine getiremem çünkü bu kayıkta ancak en önde dalgayla yüzleşen kişi olabilirim. Suya damlayan bir mürekkep gibi silinip gitmek kaderimde var. Kader beni alıp götürse bile kaderin bile silemeyeceği düşüncelerim var.

Sadece fikirler zamanda silinmez değerli olduğu sürece. 

Fakat bu kayıkta hayatta kalacak güçlüysen, o zaman senin mürekkebin silinmez, fikirlerini ve adını dalgaların bile silemeyeceği şekilde kayığa yazarsın.

Nereden mi biliyorum ? Kayıkta yazılan isimlerden.' 

Nicolas kitabın son cümlesine uzun uzun baktı, derin bir iç çektikten sonra kitabı kapattı ve depolama yüzüğüne gönderdi. Ruhunun tazelendiğini hissetti. Aristokrasiyi ortadan kaldırıp, herkesin eşit olmasını isteyen Noe bile bunun ancak en güçlü olarak yapıla bileceğini düşünüyordu.

Bu kendi düşünceleriyle çelişki kurmasını hemde realist olmasını sağlıyordu.

Kağıtta yazılan bir kaç kelimenin kanun olarak isimlendirilmesi, en güçlü uzmanı ne kadar bağlardı ki? Ancak ya bu kelimeler en güçlü uzman tarafından yazılmışsa ? O zaman hem onu, hemde diğer herkesi bağlardı ve ancak bu sistemi en güçlü olan değiştirirdi.

Fakat Nicolas derin bir iç çekti ve tekrar hayatını gözden geçirdi.

'Ben bu sistemi değiştirmek istiyor muyum ?' dedi kendi kendisine.  Sessizleşti ve gözleri uzaklara daldı, düşünmeye başladı.

Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin