16.Bölüm:Lea'nın Trajedisi

7.4K 659 10
                                    

Neden bütün belalar beni buluyor ? Bu dünyada doğmayı ben mi seçtim sanki! Bütün hayatım tam bir karmaşa. 

Küçük bir çocukken Annemi izleyerek büyüdüm. Her zaman onun gibi ünlü bir fahişe olacağımı düşünmüştüm. Annem çok güzeldi, o kadar güzeldi ki lordlar ve krallar onu yatağına almak için servet dökerdi. Hayatından memnundu ve gelecekte kendi genel evine sahip olmak istiyordu. Bunun için çok şey yapmıştı özellikle bir çok yüksek rütbeli kişiyle ilişki kurmuştu. Güzelliği dillere destandı aynı şekilde aşıkları bir şehir kadar çoktu. 

Böyle bir meslek ile birisi nasıl gurur duyabilirdi fakat Annem duyuyordu. Bu ona kendini iyi hissettiriyordu. Ta ki en değerli müşterisi bir gün beni görene kadar.

Henüz 7 yaşıma yeni girmiştim, nasıl göründüğümü bilmiyorum ama annemin yanında çalışan kızlar ne kadar güzel olduğumu söyler dururdu. Bir gece annem her zaman ki gibi ilgisiz hatta kıskançlık dolu gözlerle bana bakıp elini sallayarak sert bir şekilde uyardı. 'Eğer başını bile odadan çıkartırsan seni köle tüccarına satarım!' bu tehdit benim için pek bir anlam ifade etmese de Annemin ifadesi korkmama yetmişti.

Gece olduğunda yine ev hareketlendi, ablalar kahkaha atmaya başladı ve Annem her zaman ki gibi büyüleyici sesiyle şarkılar söylüyordu. Bir süre sonra merdivenlerden çıkan insanların sesini duydum, birisi annemdi ve yüksek sesle konuşurken cilveli bir şekilde kahkaha atıyordu. Yanında tok sese sahip uzun boylu kilolu bir adam vardı. Anahtar deliğinden onları izliyordum, annemin söylediği gibi başımı kapıdan çıkartmamıştı.

Bir saat sonra, annemin çığlıklarıyla titredim, korkmuş ve ürkmüştüm. Odanın kapısını açtığım gibi dışarıya fırladım. Şans bu ya aynı anda annemin odasının kapısı da açıldı. Yüzünde geniş bir gülümseme olan kilolu uzun boylu adamla göz göze geldim. Korkudan bacaklarım titremişti, adamın şaşkın bakışları bir anda rahatsız edici hale dönünce aceleyle odama geri kaçtım fakat annemin beni gördüğünü hiç bilmiyordum.

Ertesi gün, annem söylediğini yaptı ve şehirden geçen bir köle tüccarına beni 1 Altına sattı. Bunun bir köle için oldukça yüksek bir miktar olduğunu o zamanlar bilmiyordum.

Köle tüccarı Barrack, acımasız bir adamdı. Adamları ondan çok daha acımasızdı, henüz 7 yaşımda olmama rağmen çok defa onlar tarafından dayak yedim. Genellikle bana öğretmeye çalıştıkları şeyleri öğrenmediğim içindi. 

Önce okuma ve yazma, ardından şiir ve edebiyat öğrendim. Müzik aletleri çalmayı öğrendim ve bir süre sonra 9 yaşıma girdiğimde dersler bir erkeği nasıl memnun edeceğim şeklinde değişmişti.

Barrack bana çok yatırım yaptığını ve her seferinde her şeyi öğrenmem gerektiğini söylüyordu. Bir defasında sözünü dinlemediğim için beni kırbaçlarken öfkeyle 'Küçük sürtük! Sana 30 Altından fazla harcadım ve hala itaatsiz olmaya cesaret ediyorsun!' 

30 Altın, bu oldukça büyük bir miktardı. Barrack'ın bir çok köle sattığını görmüştüm ve çoğu 1 Gümüşten satılırken en değerlileri 50 Gümüşe satılıyordu. 

Benim gibi Barrack bir kaç kız ve erkeği daha eğitiyordu. Yaşlarımız hemen hemen aynıydı. 

Bir süre sonra, Barrack sektör değiştirmeye karar verdi, bunda etkili olan eski bir tanıdığı olan ünlü Gladyatör eğitmeni arkadaşıydı. Mesleği bırakmak istediğindne ve sahip olduğu her şeyi ucuza ona verebileceğinden bahsetmişti. Barrack gibi menfaatçi birisi için bu altın bir fırsattı. Yıllardır daha üst konuma çıkmak istiyordu ve bunu kaçırmadı.

Birikiminin büyük bir kısmını bu işe harcadıktan sonra bizi eğitmesi için emekli gladyatörler getirdi.

Tam 3 yıl, 3 yıl boyunca bir çok kılıcı kullanmayı öğrendim. Hayatta kalma metotları, tuzak kurma, strateji eğitimi aldım. 3. yılın sonunda ilk görevim başka bir gladyatör eğitmenini öldürmekti. 12 Yaşıma geldiğimde güzelliğim sık sık övülürdü ve kamufle olarak gladyatör eğitmeninin konağının önünde dolaşmaya başladım. Kısa süre içinde adamın dikkatini çekmiş ve o gece işini bitirmiştim.

Kaderimi Kendim Yazarım! (1.Kitap-Geçmişin Pişmanlığı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin