Duygu dayanamamış merdivenleri hızla inmişti . Kapıyı acıp arabaya binmekte olan kocasına seslendi .
"Yılmaz..gitme" Yılmaz Duygu'ya dönmüş gözündeki yaşla ona doğru yürümeye başlamıştı . Duygu hızla Yılmaz' a doğru koşmaya başladı . Kolları bedenlerini bulduğunda sıkıca sarılmışlardı . Geri çekildiklerinde Yılmaz Duygu'yu öpmeye başlamıştı . Sonra onu kucağına alıp odaya çıkarttı . Yatağın üstüne yavaşça bıraktığı karısının hemen yanına uzanıp tekrar dudaklarını birleştirdi .
Azer ve Karaca'da Savaş'ı aralarına alıp birbirlerine bakıyolardı .
"Tıpkı sana benziyor baksana senin gibi gamzesi var ya "
Azer elini Karaca'nın yanagina goturup oksadi .
"Bi de sana benzeyen kızımız olmalı "
"Azer ya hemen buraya çekiyosun sözü " diyip güldü .
"Ne ya sana benzeyen kızlarımız olsun istiyorum "
"Ha kızlarımız olduk simdi de "
"Kızım ben 11 istiyorum biliyosun ama 4 te anlasmistik 2 kız 1 erkek cocuk daha yaptık mı 11 isini unutabilirim ama o 4 cocuk kesin olacak " Karaca gülüp elini alnına vurdu . Sonra Azer'e dönüp elini yanaginda gezdirdi .
"Savas daha cok kucuk Azer "
"Ya tamam ben zaten hemen yapalim demiyorum senden sozumu alayim da garanti olsun diye dedim " Karaca Azer'e uzanıp dudaklarına uzun bi öpücük bıraktı . Ellerini Savaş'ın altında birleştirip gözlerini yumdular.
"Yılmaz nasıl oldu nasıl yaşadın " dedi Duygu Yılmaz'ın gögsündeki başıyla . Sonra bi anda başını kaldırıp kaşlarını cattı .
"Yoksa Serdar'ın haberi var mıydı "
"Hayır onun haberi yoktu " dedi Yılmaz yatakta doğrulup oturunca .
"Ben başıma kötü bir şey gelirse diye bi arkadaşımla konuştum . Vurulup hastaneye getirilirken o başka bir doktor arkadasından benim kalbimin bi süre durmasini saglayacak olan bi ilac enjekte etti bana . Sonra kalbim durdugunda Serdar cok ugramis . Zaten morg kısmına getirilirken nabzım düzelmeye baslamisti " ( böyle bir sey var ama tam ne oldugunu bilmiyorum o yuzden biraz sacma gelebilir )
Duygu gözyaslarının arasında gözlerini sıkıca yumup Yılmaz'a sarıldı .
"Peki kim bu arkadaşın "
"Tanımiyosun " dedi Yılmaz . Bu işte Akın'ın parmağı olduğunu kimseye söylemeyecekti . Kollarını sevdigine daha sardı ve ikiside uykuya daldılar .
Seher Akın'a abisinin ölmediğini anlatıyordu telefonda . Akın icinde bulunduğu suçluluk duygusundan kurtulmak için bir yol arıyordu . Belkide bunu yapmasaydı şu an Yılmaz gercekten ölmüş olacakti . Bunu ona Yılmaz'da söylemisti bunu kendine hatırlatıp sevdigiyle konusmaya basladi .
Savas'ın ağlamasını duyan Yılmaz merdivenlerden inecegi sırada geri döndü . Kapıda biraz bekleyip Savas'ın susmadığını duyunca içeri girdi . Amcasını gören Savaş ağlamayı bırakmıştı .
"Gel bakalım aslan parçasi " dedi Yılmaz Savaş'ı kucağina alırken . Savaş amcasının yüzune vururken Yılmaz hemen kendini savunmaya gecmişti .
"Sende mi Brutus " Savaş gülmeye başlamış basını amcasının omzuna koymuştu .
"Ha söyle ben seni ne kadar özledim varya simdi azcik buyuk olcaktin maç yapartık senle ama olsun simdi de dertlesiriz be "
Yılmaz mutfakta Savas'in mamasını yapmaya calısıyordu . Bi yandan da kahvesini yudumluyordu .
"Simdi bu tozdan kac tane koymam lazım " Savas anlamsızca amcasına bakıyordu . Elini kaldırdı .
"5 kasık mı cok degil mi lan o " Yılmaz telefonunu cıkartıp baktıģında 4 kasik koymanın yeterli olucagini okudu .
"Sende bizi kekliyosun he 4 diyo burda . Tabi mac lafini duyunca hemen buyumek istedin dimi " dediginde Savas gülmeye baslamisti . Mamasini yapip yedirmeye basladi .
"Agiahiu " diyip agzındaki mamayı cıkardı Savas .
"Beğenmedin mi niye yemiyosun " diyip mamanın tadına baktı ve anında yüzünü buruşturdu . Savaş gülmeye baslamıstı .
"Bu ne be sevmezsin tabi ne bicim tadı var bunun böyle "
Yılmaz pes edip iceri gecti . Savas'la konusurken onu odada bulamayan Azer oglunu aramaya cıkmıştı . Onları gördügünde bir süre bekledi sonra adım attıgında Karaca onu durdurdu . Odaya cıktıklarında Azer bagırmaya baslamısti .
"O senin kardesin oglunun amcası yapma böyle "
"Bize kendini öldü gösteren kahreden amcası "
"Kızgın olduğunu biliyorum ama yapma böyle ona bi şans ver "
"Ne şansı ya ne şansı onunla bi daha asla konusmicam.." Karaca elini Azer'in dudaklarına bastırdı .
"Onu sevdigin icin cok kızgınsın böyle sözler söyleme gel buraya " diyip kollarını sardı . Azer Karaca'nın omzunda ağlamaya baslamıstı .
"Gitmisti Karaca bütün cocuklugumun gittigini sanmıstım "
"Şş bak burda simdi gitmiyo bi yere "
Yılmaz bütün söylenenleri duymuştu . Duygu'nun yanına gitti kucağında Savaş'la . Odadaki bagirislari Duygu'da duymustu . Yılmaz'ın elini tutup sıktı .Masada çıt çıkmıyordu . Arada Savaş'ın kendi kendine sinirlenip söylenmelerine gülüyorlardı . Azer kalkmış Savaş'ı da kucağına alıp koltuğa geçmişti . Savaş babasının saçlarını çekiştiriyordu .
"Yapma oğlum annen beğenmez beni sonra " Karaca duyduğu şeyle gülmeye başlamıştı .
"Hiç begenmedim ki zaten "
Azer kaslarini havaya kaldirip Karaca'ya dondu .
"Neyini begenmiyosun benim saclarimin ne güzel saclarım var iste "
"Ya ya ne demezsin "
"Annen beni delirtmeye calisiyo oglum bakma sen ona "
Masadakilerde onların bu konusmasına gülüyordu .
"Agihujuhji"
"Bu da anneci çıktı bir sey demedim annene tamam " Karaca sofradan kalkıp yanlarına gitti . Savas'ın basına öpücük kondurup Azer'in yanına oturdu . Yanağından öptükten sonra kulağına yaklastı .
"Kızlarımız da seni savunur " Azer Karaca'ya dönmüş gülümsemişti . Başını Karaca'nın omzuna koyunca Karaca'da basını Azer'e yaslamıştı . Savaş'da babasının tişörtünü tutup ayağa kalktı . Babasıyla annesinin yüzüne yaslanıp gülmeye basladı .
Ecgir hikayesindede bi Azkar sahnesi var . İsterseniz bir bakın derim ❤
Oy kullanmayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen . İyi okumalar 🦋