Engfa, dumanlar içinde odada belirdiğinde gözleri hemen Charlotte'a takıldı. Tam ona seslenecekti ki, gördüğü manzara nefesini kesti. Charlotte, üzerinde ipek beyaz bir gecelikle aynanın karşısında oturmuş, uzun saçlarını yavaşça tarıyordu. Geceliğin zarif yırtmacı bacaklarını tamamen açıkta bırakıyor, sırtını tamamen açıkta bırakan dekolte ise Engfa'yı adeta büyülemişti. Charlotte'un bu hali, Engfa'nın zihninde bir an için her şeyi unutturdu. Bu görüntü, Engfa'yı tamamen ele geçirmişti.
Bir an kendini toparlamaya çalıştı. Hafifçe boğazını temizleyip "Sevgilim" diye fısıldadı. Charlotte, bir anda irkildi, elindeki tarağı yere düşürdü. Gözleri hızla Engfa'ya döndü, şaşkınlıkla nefes alırken göğsü inip kalkıyordu. Ellerini göğsünün üzerine koyup derin bir nefes aldı. "Engfa, Lilith aşkına! Beni korkuttun," dedi, sesi hafifçe titriyordu.
Engfa, zarif adımlarla ona yaklaşırken yüzünde yumuşak bir gülümseme belirdi. "Özür dilerim," diye fısıldadı ve Charlotte'un saçlarına nazikçe bir öpücük kondurdu. Charlotte'un karşısında dururken, aralarındaki çekim ve sevgi, odanın atmosferini daha da yoğunlaştırdı.
Engfa, Charlotte'u ellerinden tutarak ayağa kaldırdı. Gözleri, Charlotte'un zarif bedenini bir an için süzdü ve hafifçe gülümseyerek onu kendi etrafında döndürdü. "Nefes kesiyorsun," diye fısıldadı, sesi hayranlıkla doluydu.
Charlotte, utangaç bir gülümsemeyle kollarını Engfa'ya doladı ve başını onun omzuna yaslayarak, "Evet, Myx sayesinde," dedi hafif bir alayla. Engfa, bir an durdu, kaşlarını hafifçe kaldırarak dudaklarını kıvırdı. "Nasıl yani?" dedi, sesi şaşkın ama merak doluydu.
Charlotte hafifçe güldü ve Engfa'yı elinden tutarak dolaba sürükledi. Dolabın kapağını açıp geceliklerin olduğu alanı gösterdi. Engfa, gördükleri karşısında gözlerini büyüttü. Bir anda heyecanlanmıştı. "Ona bir teşekkür borçluyum galiba," dedi muzip bir ifadeyle.
Charlotte, utanmış bir şekilde Engfa'nın koluna vurdu. "Engfa!" diye sitem etti, yüzünde kızarıklık belirirken. Engfa, dolabın içinden başka bir gecelik aldı. Bu, derin kırmızı renkte, kısa ve göğüs ve sırt kısmında zarif dantel detayları olan oldukça cüretkar bir modeldi. "Aslında," dedi Engfa, muzip bir gülümsemeyle, "Bunu da giyebilirdin."
Charlotte, gördüğü manzara karşısında daha da utandı, gözleri büyüdü ve hemen geceliği Engfa'nın elinden alıp yerine koydu. Dolabın kapağını hızla kapattı. "Lütfen Engfa, artık senin şatondayız. Biraz alışmam lazım," diye mırıldandı, yüzü hala kızarıktı.
Engfa, bu duruma hafifçe gülümseyerek Charlotte'u kollarına aldı. Dudaklarına nazik, masum bir öpücük kondurdu ve ardından burnunu hafifçe sıktı. "Tamam tamam, bu gece yeterince yoruldun zaten. Üstüne gitmeyeceğim," dedi şefkatle.
Engfa,dudaklarını hafifçe Charlotte'un boynuna yaklaştırarak, yavaşça fısıldadı, "Kanını içtin mi?" Sesi yorgundu, ama içinde tatlı bir özlem vardı. Charlotte,Engfa'nın bu hâlini görünce, gözlerinde derin bir sevgi parladı. Hafifçe başını eğerek, "İçtim, ama hâlâ yorgunum," diye yanıtladı. Sözleri Engfa'ya şefkatle dokunurken, Charlotte'un içinde onun bu kırılgan halini daha fazla koruma arzusu kabarıyordu.
Bir an bile tereddüt etmeden, Charlotte'u kollarına aldı. Nazik ama kararlı bir hareketle onu kucaklayıp kaldırdı. Charlotte'un bedeninin tamamen Engfa'ya yaslanmış hali, aralarındaki derin bağı daha da hissettiriyordu. Engfa, Charlotte'u dikkatlice yatağa taşıdı; elleri, onu bir parça bile incitmekten korkar gibi narindi. Charlotte'un yumuşak teni Engfa'nın güçlü kollarında hafifçe titrerken, Engfa'nın gözlerinde sadece saf bir sevgi parlıyordu. "O zaman biraz dinlenelim, sevgilim," diye fısıldadı. Sesi, tıpkı onun dokunuşları gibi nazikti, ama bir yandan da otoriter ve koruyucuydu.
Engfa, Charlotte'u yatağa yatırdıktan sonra duraksadı. Gözleri bir an kendi kıyafetlerine kaydı ve kısa bir büyüyle, üzerine rahat bir kıyafet giydi. Her zamanki gibi sihrini kullanarak kendini değiştirmesi, doğal bir eylem gibi gözükse de bu sefer yanında Charlotte'un varlığıyla anlam kazanmıştı. Artık her hareketi, her dokunuşu Charlotte'a adanmış gibiydi.
Yavaşça Charlotte'un yanına uzandı, vücudu onun bedenine yakınlaştıkça içindeki sıcaklık daha da büyüyordu. Arkadan hafifçe Charlotte'a sarıldı. Göğsü, Charlotte'un sırtına yaslandı ve Engfa, bir an için her şeyi unuttu. Charlotte'un kokusu, ona ait her şeyin bir parçası gibi hissettiriyordu. Başını hafifçe eğdi ve Charlotte'un yumuşak, ipeksi saçlarına gömüldü. Engfa, derin bir nefes aldı, Charlotte'un saçlarının kokusu kalbine dokunuyordu.
Charlotte, bu sarılışın sıcaklığı altında hafifçe gülümseyerek fısıldadı, "Şimdi odanda neden gardırop olmadığını anlıyorum," dedi, sesi tatlı bir şakayla karışıktı.
Engfa'nın dudaklarında ince bir gülümseme belirdi. Başını kaldırıp, "Evet," diye yanıtladı, gözlerinde hafif bir parıltı vardı. "Genellikle kendi kıyafetlerimi zihnimde canlandırır ve üzerime işlerim. Ama artık senin olmak zorundaydım... her şeyimiz ortak. Her zaman yanında olamayabilirim. Eğer odada bir değişiklik yapmak istersen, bana söylemen yeterli," dedi. Sözlerinde hem koruyucu hem de ona olan bağlılığını hissettiren bir sıcaklık vardı.
Charlotte, bu sözler karşısında kalbinin derinliklerinde bir sıcaklık hissetti. Engfa'nın sadece fiziksel olarak değil, ruhen de ona adanmış olduğunu fark etmek, onu bambaşka bir şekilde sarıp sarmalıyordu. Gözlerini Engfa'ya dikerek fısıldadı, "Senin olmak, Engfa... bu dünyada tek isteğim. Başka hiçbir şey istemiyorum," dedi, sesi sevgiyle doluydu.
Engfa, Charlotte'un bu sözleri karşısında derin bir nefes aldı. Bu saf sevgi, onun için her şey demekti. Başını eğdi ve Charlotte'un ensesine nazik bir öpücük kondurdu. Dudaklarının Charlotte'un tenine değdiği o an, Engfa için zaman durmuş gibiydi. "Her şey senin emrinde olacak Charlotte, inan bana," diye fısıldadı. Sesi bir fısıltı kadar yumuşak ama içinde kararlılık ve bağlılık vardı.
Charlotte, Engfa'nın ona doladığı ellerini hissetti. Engfa'nın sıcaklığı, Charlotte'un kalbinde huzurla yayıldı. Nazik bir dokunuşla Engfa'nın ellerine sarıldı ve onları hafifçe öptü. Gözlerinde derin bir sevgiyle, "Seni seviyorum," diye fısıldadı. Sözleri, kalbinin derinliklerinden gelen saf bir aşkı taşıyordu.
Engfa, Charlotte'un öpücüklerini hissettiğinde, onun kokusuyla adeta sarhoş olmuştu. Charlotte'un vücudu, onun için dünyadaki en huzurlu yerdi. Gözleri yavaşça kapanmaya başlarken, dudaklarından yumuşak bir şekilde, "Ben de seni seviyorum sevgilim," döküldü. Yavaşça gözleri kapandı, zihni huzurla doldu ve derin bir uykuya daldı.
Charlotte, Engfa'nın hemen uykuya daldığını fark etti. Gözlerinin hafif kapanışı, kalbinin derinliklerinde bir sevgiyle ona dokundu. Engfa'nın güven veren kollarında kendini daha da rahat hissetti. Gülümseyerek, onun güçlü ve koruyucu kollarına sarıldı ve yavaşça, huzurla uykuya daldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan ve Büyünün Dansı TR
Fantasy"Kan ve Büyünün Dansı" Bu kitap, iki farklı dünyanın efsanevi hikayesini anlatıyor. Waraha ve Austin klanlarının birbirine düşman ruhlarını bir araya getiren, yasaklanmış bir aşkın öyküsü. Engfa Waraha, büyünün karanlık gücünü kontrol eden bir cadı...