Waraha Klanı'nın büyük salonu, Engfa ve Charlotte'un mühürlenme anının ardından derin bir sessizlikle dolmuştu. Ancak bu sessizlik, hızla yerini gerilime bıraktı. Engfa ve Charlotte'un mühürlenmesi, sadece onların ailelerini değil, tüm salonu şok etmişti. Her iki klan için de bu durum kabul edilemezdi; cadılar ve vampirler arasındaki sınırlar asla bu şekilde ihlal edilmemeliydi. Bu mühürlenme, sadece iki prensesin değil, iki türün onurunu tehdit ediyordu.Luther Waraha, kızının bir vampirle mühürlendiğini gördüğünde, içindeki öfke kontrol edilemez bir hal aldı. Klanının kuralları ve gelenekleri, bu türden bir birleşmeyi kesinlikle yasaklıyordu. "Bu durumu kabul edemeyiz!" diye sert bir sesle haykırdı. "Bu, bizim için bir utanç kaynağı olur! Engfa, derhal geri çekilmelisin!"
Elowen Waraha ve Rowena Waraha da hemen Luther'in yanında yer aldılar. Elowen, kızına doğru birkaç adım attı, gözlerinde hem öfke hem de derin bir endişe vardı. "Engfa, bu yaptığın ne? Bir vampirle mühürlenmek mi? Bunu nasıl yaparsın?" dedi, sesi titreyerek. "Bu, bizim soyumuza aykırı!"
Moriah ve Seraphina Austin de hızla hareket edip, kızları Charlotte'a yaklaştılar. Moriah, derin bir hayal kırıklığı ve öfkeyle doluydu. "Charlotte, hemen uzaklaşmalısın! Bu mühür, kabul edilemez! Bizim için imkânsız bir durum bu!" diye sertçe konuştu. Seraphina ise gözlerinde endişeyle Charlotte'a yaklaştı. "Kızım, bu tür bir bağ... Bu, asla kabul edilemez! Bunu sona erdirmelisin!"
Cadılar ve vampirler, liderlerinin etrafında toplanmaya başladılar. Salonun içinde gerilim yükseliyor, iki tür arasında sessiz bir düşmanlık dalgası yayılıyordu. Her iki taraf da bu durumu kabul edemiyor, içlerinde yükselen öfke ile birbirlerine bakıyorlardı.
Engfa ve Charlotte, bu artan baskıya rağmen birbirlerinden kopmadılar. Ailelerinin ve klanlarının baskısı, onların aralarındaki bağı zorluyordu, ama içlerinde yükselen bir güç, bu duruma karşı koymalarını sağladı. Engfa, Charlotte'un alnına yaslanmış alnını hafifçe geriye çekti, gözlerinde parlayan bir kararlılıkla babasına ve annesine baktı.
Charlotte ise aynı anda, içindeki öfkeyle ailesine döndü. Ailelerinin onları ayırmak için bir adım atması, her iki prensesin içgüdüsel tepkisini tetikledi. Engfa ve Charlotte, aynı anda derin bir hırlama sesi çıkardılar. Gözlerinde parlayan bir ışık, onların bu duruma asla boyun eğmeyeceğini gösteriyordu.
Luther ve Moriah, kızlarına yaklaşmaya çalıştıklarında, Engfa ve Charlotte, içlerinde yükselen gücü serbest bıraktılar. Engfa, babası Luther'in onu geri çekmeye çalıştığını fark edince, derin bir hırlama sesiyle onu uyardı. "Hayır! Bu bağ bizim kaderimiz!" diye hiddetle karşılık verdi. Charlotte ise, babası Moriah'ın kendisine uzanan elini geri itti. "Bizi ayıramazsınız! Bu mühür, bizden daha büyük bir güçle kuruldu!" diye hırladı, sesi titreşen bir güçle doluydu.
Bu an, salondaki herkesin nefesini kesti. Engfa ve Charlotte'un gözlerindeki parıltı, onların güçlerinin birleştiğini ve bu birleşimin, her iki türün geleneklerine karşı geldiğini gösteriyordu. Ancak, onların kararlılığı, bu mühürlenmenin geri alınamayacağını ilan eder gibiydi.
Luther, Elowen, Rowena, Moriah ve Seraphina şaşkınlıkla geri çekildiler. Gözlerinde hem korku hem de derin bir hayal kırıklığı vardı. Bu mühürlenme, sadece iki prensesin değil, iki türün tarihini de sarsacak güçteydi. Ancak, Engfa ve Charlotte, her şeye rağmen birbirlerinden ayrılmayı reddediyorlardı.
Gerilim, salonun içinde doruk noktasına ulaştı. Cadılar ve vampirler, liderlerinin tepkilerini izlerken, bu duruma karşı ne yapacaklarını bilemez haldeydiler. Ancak Engfa ve Charlotte, gözlerinde parlayan kararlılıkla, bu mühürlenmenin kaderlerinin bir parçası olduğunu haykırıyordu. Hiçbir güç, onları birbirinden ayıramazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan ve Büyünün Dansı TR
Fantasy"Kan ve Büyünün Dansı" Bu kitap, iki farklı dünyanın efsanevi hikayesini anlatıyor. Waraha ve Austin klanlarının birbirine düşman ruhlarını bir araya getiren, yasaklanmış bir aşkın öyküsü. Engfa Waraha, büyünün karanlık gücünü kontrol eden bir cadı...