Ailesi ve Charlotte, Engfa'nın odasına ışınlandıkları an, Charlotte,odanın değişmiş olduğunu hemen fark etti. Odaya ilk girdiğinde, her şey ona tanıdık geliyordu; ancak bu sefer gözleri etraftaki farklılıkları hemen seçmişti. Odadaki hava bile farklıydı, sanki her şey ona göre ayarlanmış, en ince detaylar bile dikkatle düşünülmüştü.
İlk olarak yatağa göz gezdirdi. Daha önce geniş olan yatak şimdi çok daha büyüktü, adeta iki kraliçeye layık bir ihtişamla genişletilmişti. Yatak, kadife örtülerle süslenmişti, başında zarif işlemeler ve altın detaylar dikkat çekiyordu. Yatağın etrafında parıldayan mum ışıkları, odadaki mistik atmosferi daha da belirgin hale getiriyordu. Charlotte, bu yatağın sadece dinlenmek için değil, onların paylaştığı güçlü bağın ve aşkın bir simgesi olduğunu fark etti.
Odanın köşesinde, boydan boya yerleştirilmiş devasa bir gardırop dikkatini çekti. Bu gardırop, zarif işlemelerle kaplanmış, büyülü bir hava yayıyordu. Charlotte, dolabın içindeki elbiseleri düşünmeden edemedi; muhtemelen Engfa, onun için en güzel ve en ihtişamlı giysileri hazırlatmıştı. Her şey mükemmel ve kraliçelere layık bir zarafete sahipti.
Masanın üzerinde, gümüş sürahiler içinde taze kan yer alıyordu. Charlotte, vampir doğasına uygun şekilde özenle hazırlanmış bu sürahilerin kokusunu hemen aldı. Bu hazırlıkların onun için yapıldığını fark ettiğinde, Engfa'nın ne kadar düşünceli ve ilgili olduğunu bir kez daha anlamıştı. Taze kanın kokusu odayı hafifçe doldururken, bu detayın bile onun için hazırlanmış olduğunu bilmek içini rahatlatıyordu.
Odada ayrıca dikkatini çeken bir başka detay ise, masanın hemen yanında duran büyük bir küvetti. Küvetin etrafında yumuşacık havlular, çeşitli kokulu sabunlar ve özel yağlar yerleştirilmişti. Charlotte, bu küvetin, bedenini ve ruhunu dinlendirmek için hazırlanmış bir sığınak olduğunu düşündü. Her şey, onun rahatlığı ve iyileşmesi için mükemmel bir şekilde organize edilmişti.
Charlotte, odaya tekrar göz gezdirirken Engfa'nın ona olan sevgisinin ve özeninin her detaya yansıdığını fark etti. Bu oda artık sadece Engfa'nın odası değildi; bu oda onların ortak alanı, bir kraliçenin huzur bulabileceği, güvenle dinlenebileceği bir yerdi.
Engfa, Charlotte'un odadaki değişiklikleri incelediğini fark etti ve ona yaklaştı. Nazikçe Charlotte'un elini tuttu, gözlerinde sevgi ve şefkatle. "Senin için her şeyi hazırlattım," dedi yumuşak bir sesle. "Bu oda artık sadece benim değil, bizim. Her şey senin rahatın ve iyiliğin için."
Charlotte, Engfa'nın bu sözleri karşısında hafifçe gülümsedi. Gözleri hala odadaki ihtişamlı detaylarda geziniyordu. "Gerçekten her şey mükemmel," diye fısıldadı, sesi hayranlıkla doluydu. "Ama asıl rahatlığı senin yanımda olman sağlıyor."
Engfa, Charlotte'u kendine doğru çekerek ona sarıldı. "Senin için en iyisini istiyorum, Charlotte," dedi, sesi kararlıydı. "Bu oda, bu şato, bu hayat artık ikimize ait. Burada her şey senin huzurun ve güvenliğin için var."
Charlotte, Engfa'nın kollarında kendini daha da güvende hissetti. Şimdi, bu şatoda ve bu odada, Engfa'nın yanında gerçek bir yuva bulmuştu.
Rowena'nın aniden öksürmesiyle, Engfa ve Charlotte bulundukları yoğun andan bir anda sıyrıldılar. Engfa, büyükannesinin varlığını fark ettiğinde birden irkildi, Charlotte da ona uydu ve hemen geri çekildi. İkisinin de zihni o kadar birbirlerine odaklanmıştı ki, odada başka birilerinin varlığını tamamen unutmuşlardı.
"Şimdi, Charlotte'u biraz dinlendirelim," dedi Rowena, nazik ama ciddi bir ses tonuyla araya girerek. "Bu arada, Engfa, seninle de daha detaylı konuşmamız gerek.İstersen halledelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan ve Büyünün Dansı TR
Fantasía"Kan ve Büyünün Dansı" Bu kitap, iki farklı dünyanın efsanevi hikayesini anlatıyor. Waraha ve Austin klanlarının birbirine düşman ruhlarını bir araya getiren, yasaklanmış bir aşkın öyküsü. Engfa Waraha, büyünün karanlık gücünü kontrol eden bir cadı...