Biz birbirimize aitiz..

17 2 0
                                    


Charlotte ve Engfa, odalarına belirdiklerinde Charlotte hâlâ gergin ve tedirgindi. Olan bitenler onu fazlasıyla sarsmıştı, özellikle Elysandra'nın davranışları ve takıntılı sözleri zihnini kemiriyordu. Derin bir nefes alıp hızla dolabın arkasındaki giyinme alanına geçti.

Engfa ise sessizce Charlotte'un ardından baktı, bakışları sevgi doluydu. Onun gerginliğini hissediyor, içten içe onu rahatlatmak istiyordu. Yatağa oturup hafifçe gülümsedi ve ardından tatlı bir sitemle, "Benim yanımda da giyinebilirdin Charlotte," dedi, sesi hem yumuşak hem de nazikti.

Charlotte, dolabın arkasında Engfa'nın bu sözlerini duyduğunda hafifçe duraksadı. İçinde bir gülümseme belirdi ama hâlâ tedirgindi. Sesindeki tatlılık, Engfa'nın onu rahatlatmaya çalıştığını gösteriyordu, ama kafasındaki düşünceler onu bir türlü rahat bırakmıyordu. Kıyafetleriyle biraz daha uğraşırken derin bir nefes aldı ve içinden Engfa'nın tatlı sitemine karşılık vermek için cesaret buldu. Ama yüzündeki hafif kızarıklık, bu sözlerin onu nasıl etkilediğini de ele veriyordu.

"Yani," dedi Charlotte, dolabın arkasından biraz utangaç bir şekilde seslenerek, "Bazen biraz mahremiyet iyi gelir, Engfa..." Sesi hafif titriyordu, ama içinde bir sıcaklık da vardı.

Engfa, Charlotte'un bu utangaç hâline hafif bir kahkaha attı, ama onun nazik, kırılgan tarafına saygı duyduğunu gösterircesine daha fazla üzerine gitmedi. Yumuşak bir sesle, "Mahremiyetin iyidir, ama bilmelisin ki ne olursa olsun seni her hâlinle seveceğim," dedi.

Charlotte'un aklına birden muzip bir fikir geldi. İçindeki gerginliği hafifletmek ve Engfa'yı biraz cezalandırmak istiyordu. Gözleri dolabın içindeki geceliklere kaydı. Engfa'nın biraz şaşırmasını istiyordu, bu yüzden fırsatı kaçırmamaya karar verdi.

Arkadan seslendi, "Engfa, bana biraz taze kan temin edebilir misin?" Sesi masum ve hafif tatlıydı, ama içinde taşıdığı niyet çok farklıydı.

Engfa, Charlotte'un sorusuyla hafifçe kaşlarını kaldırdı ve döndü. "Taze kan mı? Ama yeni içtin Charlotte... Tekrar mı açlık çekiyorsun?" diye hafif bir şaşkınlıkla sordu.

Charlotte, dolabın kapağını yavaşça aralarken yüzünde muzip bir gülümseme belirdi. "Evet," dedi, sesi biraz daha alaycı bir tonda. "Yoğun bir gündü."

Engfa derin bir nefes aldı, gözleri kısaca Charlotte'a takıldı, ama başka bir şey hissetmedi. "Pekâlâ," dedi Engfa. "Myx'ı rahatsız etmeyeyim, hemen geliyorum." Sonra büyülü bir duman bulutu içinde odadan kayboldu.

Charlotte hemen harekete geçti. Dolaba doğru hızla koşarak elini en kışkırtıcı geceliğe uzattı. Elinde, vücudunu tamamen saran, ince, ipekten bir gecelik vardı. Gecelik, derin bir V dekoltesine sahipti, göğüslerini zarifçe sardıktan sonra omuzlardan aşağıya incecik askılarla düşüyordu. Geceliğin sırtı tamamen açıktı, omuzlarının hafifçe kayıp duracak şekilde zarif bir kesimi vardı. İncecik kumaş, vücudunu saran kısımlarda teninin doğal ışıltısını ortaya çıkarıyordu. Geceliğin alt kısmında ise yırtmaç bel hizasına kadar çıkıyordu, bacaklarını tamamen açıkta bırakıyor ve Charlotte'un her adımında hafifçe dalgalanıyordu.

Saçlarını hızla serbest bıraktı ve aynanın karşısına geçerek güzelce taradı. Saçları omuzlarına dökülürken hafifçe kıvrılıyordu, doğal bir parlaklığa sahipti. Gözlerinde hafif bir alay ve cazibe parlıyordu. Geceliğiyle birlikte tamamen baştan çıkarıcı bir görünüm elde etmişti. Engfa döndüğünde bu manzarayı gördüğünde nasıl tepki vereceğini düşündü ve yüzünde tatlı bir gülümseme belirdi.

Engfa odanın içine büyülü bir duman içinde döndü ve elinde getirdiği taze kan dolu şişeyi masaya yavaşça bıraktı. Hafif bir gülümsemeyle, "Yoğun bir gündü," diye mırıldandı. Ardından, bir büyü fısıldadı ve üzerindeki kıyafetler anında yerini rahat bir yatak kıyafetine bıraktı. Saçlarını hızlıca tepeden toplarken aynadan kendi yansımasına baktı. Charlotte'un verdiği çiftleşme ısırığının izi hâlâ parlıyordu, hafif bir ışık halesi gibi teninde duruyordu.

Kan ve Büyünün Dansı TRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin