Uyanış

32 5 0
                                    


Engfa'nın odasında gerilim en üst noktaya ulaşmıştı. Gözleri koyu mor renkte parlıyor, sesi hırlamalarla dolu güçlü bir yankı halinde odada yankılanıyordu. Ailesi, karşılarında duran bu muazzam güce sahip cadının kızları olduğuna inanmakta zorlanıyordu. Engfa, içindeki güçle ailesine emirler yağdırırken, dışarıdaki hava bile titremeye başlamıştı.

Bu sırada, Engfa'nın en iyi arkadaşı Myx, olayları öğrenir öğrenmez hemen Engfa'nın odasında belirdi. Myx, Engfa'nın güçlü bir tehlike içinde olduğunu hissetmişti ve onu korumak için hemen harekete geçmişti. Fakat odanın içine adımını attığı anda, karşılaştığı manzara onu dehşete düşürdü.

Odanın ortasında, enerjinin yoğunluğu ve ışıkla çevrili, bambaşka bir cadı duruyordu. Bu, Myx'in tanıdığı Engfa değildi; bu, başka bir boyuta geçmiş, muazzam gücü olan bir cadıydı. Engfa'nın gözleri koyu mor renkte parlıyor, bedeni inanılmaz bir güçle titriyordu. Bu güç, odadaki herkesin kalbine korku salıyordu.

Myx, bu durumu görünce, hemen Engfa'nın ailesine baktı. Luther, Elowen ve Rowena, Myx'e yalvaran gözlerle bakarak ondan yardım istediler. Onların bu bakışları, Myx'e Engfa'nın kontrolünü kaybettiğini ve bir şekilde sakinleştirilmesi gerektiğini anlatıyordu. Engfa'nın bu hali, sadece kendi ailesi için değil, tüm Waraha Klanı için büyük bir tehlikeydi.

Myx, derin bir nefes aldı ve kendini toparlayarak Engfa'ya doğru yavaşça yaklaşmaya başladı. Onun bu hali, arkadaşını kaybettiği anlamına gelmiyordu; sadece daha derinlerde bir yerde, gerçek Engfa hala oradaydı. Myx, Engfa'nın gücünün altında ezilmeden ona yaklaşmanın bir yolunu bulmalıydı.

"Engfa," diye fısıldadı Myx, yumuşak ama kararlı bir sesle. "Bu ben, Myx. Seni duyabiliyorum. Sana zarar vermek istemiyoruz. Lütfen, beni dinle."

Engfa, Myx'in sesini duyduğunda bir an duraksadı, ama içindeki güç hala kontrolü elinde tutuyordu. Gözleri, Myx'e odaklandı, ama o kadar güçle doluydu ki arkadaşını bile zor tanıyordu. "Bana yaklaşmayın!" diye hırladı Engfa, ama sesi titremeye başlamıştı. Myx, bu küçük değişikliği fark etti ve cesaretle yaklaşmaya devam etti.

"Myx," dedi, sesi hala güçlü ama artık içinde bir parça tanıdıklık vardı. "Ben... ben bu bağı korumak zorundayım. Kimse... kimse bu mühürü kıramaz."

Myx, Engfa'nın bu kararlılığını hissetti ve ona destek olmanın tek yolunun onu sakinleştirmek olduğunu anladı. "Engfa, Charlotte ile olan bağını korumak istiyorsun, biliyorum. Bu bağı destekliyorum. Senin yanındayım. Ama bu güç seni tüketiyor. Seni kaybetmek istemiyorum."

Myx, Engfa'nın gözlerinin derinliklerine baktı ve yavaşça ellerini kaldırarak, sakinleştirici bir büyü mırıldanmaya başladı. Bu büyü, Engfa'nın içindeki öfke ve gücü yavaşça bastırarak, onu tekrar kendi benliğine döndürmek içindi. "Lütfen, Engfa. Bana güven. Ben senin yanındayım, hep yanında olacağım. Bu bağı birlikte koruyacağız, ama önce sakinleşmen gerekiyor."

Engfa, Myx'in sakinleştirici sözleri ve büyüsü altında yavaş yavaş gevşemeye başladı. Vücudundan yayılan enerji yavaşça azalmaya, ışık sönmeye başladı. Gözleri hala mor renkteydi, ama artık bu morluk solmaya başlıyordu. Myx, Engfa'ya yaklaştı ve ona güven verici bir bakışla baktı. "Ben buradayım, Engfa. Seninleyim."

Sonunda, Engfa'nın bedeni tamamen sakinleşti. İçindeki o muazzam güç, Myx'in yanında olmasının güveniyle yavaş yavaş kontrol altına girdi. Engfa, güçsüzce Myx'e doğru adım attı, sonra birden ayaklarının üzerinde duramayıp Myx'in kucağına yığıldı. Gözlerindeki mor parıltı kaybolmuştu, gözleri eski haline dönmüştü. "Myx..." diye fısıldadı, sesi titreyerek. "Seni hissediyorum..."

Kan ve Büyünün Dansı TRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin