Kütüphane karanlık ahşap raflar ve yıllanmış kitaplarla doluydu, ama ortamın ağır havası, içerideki gerginliği daha da belirgin kılıyordu. Luther, büyük bir ciddiyetle ailenin ortasında duruyordu. Herkesin dikkatle dinlediği bu konuşma, yaklaşmakta olan Austin ailesiyle yüzleşme konusunda belirleyici olacaktı.
"Nasıl bir yol izleyeceğimizi açıkça bilmeliyiz," dedi Luther, gözlerini Engfa, Charlotte ve diğer aile üyelerine gezdirerek. "Hep birlikte Austin Şatosu'na gidilecek ve Moriah ile eşi Seraphine ikna edilmeye çalışılacak. Charlotte onların tek kızları, tek varisleri. Bunu göz ardı edemezler. Ancak unutmamalıyız ki, bundan sonraki varisler, Engfa'dan olacak. Yani yarı cadı, yarı vampir bir soy devam edecek."
Bu cümle kütüphanedeki herkesin yüzünde düşünceli bir ifade yarattı. Charlotte derin bir nefes alarak başını öne eğdi. Luther konuşmasına devam etti, sesi biraz daha yumuşamıştı ama ciddi tonunu koruyordu.
"Bunu kabullenmeleri kolay olmayacak," diye ekledi, gözlerini Charlotte ve Engfa arasında gezdirerek. "Biz bile yeni kavrayabildik bu durumu. Ancak onlara zaman tanıyın. Kendinizi güzel ifade edin. Ne olursa olsun, kontrolü kaybetmeyin."
Bu sözlerin üzerine gözlerini özellikle Engfa'ya dikti. "Özellikle sen Engfa. Sakın kontrolünü kaybetme. Moriah ve Seraphine'in ilk seferde kabul edeceklerini sanmıyorum, ama zamanla bunu kabullenmek zorunda kalacaklar."
Engfa başını hafifçe sallayarak babasının söylediklerini içselleştirmeye çalıştı. Kontrolünü kaybetmemesi gerektiğini biliyordu, ama Charlotte'un ailesine karşı duyduğu bu derin bağlılık ve sorumluluk hissi, onu zaman zaman zorluyordu.
Luther, Charlotte'a dönerek daha yumuşak bir ses tonuyla konuştu. "Baloya babanın katılması çok önemli, Charlotte. O'nun desteğini alırsak, bu birleşme daha güçlü bir temele oturur. Elimizden gelen her şeyi yapalım."
Charlotte, gözlerinde kararlılık ile başını salladı. "Elimden gelenin en iyisini yapacağım," dedi, sesi titrek ama kararlıydı. Engfa, Charlotte'un elini tuttu ve ona güven verdiğini hissettirdi.
Elowen de araya girdi, şefkatle gülümsedi. "Charlotte, birlikte gidiyoruz. Kimseyi yalnız bırakmayacağız, bunu unutma."
Rowena da ona katıldı, gözlerinde sıcak bir sevgi vardı. "Hep birlikte Austin Şatosu'na gidip seni ve Engfa'yı destekleyeceğiz."
Bu sözler, Charlotte'un içinde biraz daha rahatlamayı sağladı. Engfa'ya döndü ve ona güvenle baktı. Engfa da gözlerinde aynı kararlılıkla karşılık verdi.
"Başaracağız," dedi Engfa, Charlotte'un gözlerine bakarak. "Senin yanında olacağım."
Luther, aile fertlerine baktıktan sonra ağır başlı bir şekilde ekledi, "Zamanla her şey yoluna girecek."
Luther, derin bir nefes alıp son kez aile fertlerine baktı. "Şimdi hazırlanın. Gece çöker çökmez Austin Şatosu'nda olacağız," dedi ve bu sözlerin ardından göz açıp kapayıncaya kadar dumanlar içinde kayboldu. Geriye kalan aile üyeleri de birer birer sessizce odadan ayrıldılar, her biri kaygılarını ve düşüncelerini içlerinde taşıyarak.
Kütüphane sessizleşmişti, sadece Engfa ve Charlotte kalmıştı. Oda, ağır ahşap raflar ve eski kitapların kokusu ile dolmuştu. Engfa, Charlotte'un elini tuttu, hafif bir gülümseme ile ona baktı.
"Gitmeyi teklif edecektim, ama seninle kalmak istiyorum. Biraz yalnız kalmak istiyorsan, anlayışla karşılarım," dedi Engfa, Charlotte'a.
Charlotte bir an duraksadı, etrafındaki kitap raflarına göz gezdirdi. Derin bir nefes aldı, içinde yükselen karmaşık duygulara bir anlığına da olsa ara vermek ister gibi göründü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan ve Büyünün Dansı TR
Fantasía"Kan ve Büyünün Dansı" Bu kitap, iki farklı dünyanın efsanevi hikayesini anlatıyor. Waraha ve Austin klanlarının birbirine düşman ruhlarını bir araya getiren, yasaklanmış bir aşkın öyküsü. Engfa Waraha, büyünün karanlık gücünü kontrol eden bir cadı...