Kan ve Büyünün Dansı TR

Konsey Çatışmaları

Salonun sessizliği, en önde oturan yaşlı bir cadının derin, tok sesiyle bozuldu. Bu, Engfa'nın da çok iyi tanıdığı, Kadim Diyar'ın en saygın ve güçlü cadılarından biri olan Lord Arcturus'tu. Yaşına rağmen hâlâ dinç ve güçlü görünen, saçları gümüş rengine bürünmüş, gözleri derin bilgiyle dolu bu adam, her daim ciddiyet ve otoritesiyle bilinen biriydi.

Lord Arcturus yavaşça ayağa kalktı, uzun pelerininin arkasında sürüklenen ağırlığı salonun köşelerine kadar ulaşıyordu. Gözlerini Engfa ve Charlotte'a doğru dikti, ardından başını hafifçe eğerek selamladı.

"Saygıdeğer Kraliçem Engfa, Kanın Koruyucu Prensesi Charlotte," diye başladı, sesi yaşına rağmen güçlü ve netti. "Sizleri burada bir arada görmek bizler için büyük bir onur. Kadim diyarın koruyucusu olarak, bu mühür birleşmesinin yankıları tüm diyarlarda duyuldu. Bir cadının, özellikle de Morgana Le Fay soyundan gelen bir cadının, bir vampire mühürlenmesi birçoklarımız için bir sürpriz oldu."

Kalabalık Lord Arcturus'un bu sözleri üzerine hafifçe mırıldandı. Bazıları başlarını onaylayarak sallarken, bazıları bakışlarını yere indirdi. Arcturus bir an kalabalığa döndü ve devam etti, "Ancak, şunu da kabul etmeliyim ki, bu mühür pek çok diyarda kabul gördü. Engfa ve Charlotte'un birleşmesi, birliğimizin gücüne güç kattı."

Arcturus'un bakışları tekrar Engfa ve Charlotte'a döndü, bu sefer gözlerinde derin bir sorgulama vardı. "Ama," dedi ağır ağır, sesindeki tereddüt açıkça hissediliyordu, "hâlâ şüpheleri ve korkuları olan diyarlar var. Bu diyarlarda, bir cadı ile bir vampirin birleşmesinin doğuracağı sonuçlardan korkuluyor. Özellikle de bir gün tahtın varisinin bu iki kudretli kanın karışımı olacak olması, bu korkuları daha da büyütüyor."

Engfa, Lord Arcturus'un söylediklerini sakin bir şekilde dinledi. Otoritesini kaybetmeden cevap vermek zorundaydı. Bakışlarını Lord Arcturus'a çevirdi ve nazik ama kararlı bir sesle, "Anladığım kadarıyla bu şüpheler ve korkular doğal," dedi. "Ancak zamanla diyarımızın bütünlüğü ve yönetimimizin gücü bu korkuları yatıştıracak. Charlotte ve ben birlikte, Morgana Le Fay'in mirasını yaşatarak diyarı koruyacağız."

Arcturus başını hafifçe salladı, ancak gözlerindeki sorgulama hâlâ sürüyordu. "Kraliçem Engfa," diye devam etti, sesi bu kez daha keskin bir ton aldı. "Zamanla diyorsun, ama o zamana kadar ne olacak? Diyarlar arasındaki bu huzursuzluklar yönetimimizi zayıflatabilir. İki kudretli kanın birleşimi, bize yeni bir güç getirebilir ya da büyük bir felaket. Tarihimizde böyle bir birleşme daha önce görülmedi. Şimdi bizden, bilinmeyene güvenmemizi mi bekliyorsunuz?"

Bu sorunun ardından salonda bir uğultu yükseldi. Bazı cadılar Arcturus'un endişelerini paylaşıyordu, bu belliydi. Engfa derin bir nefes aldı. İçinde yükselen sabrı korumaya çalıştı, ama Charlotte'un yanında olduğunu bilmek ona güç veriyordu. Elini Charlotte'un elinin üzerine koydu ve gözlerinde kararlılık parladı.

"Lord Arcturus, senin gibi bilge bir büyücünün endişelerini anlıyorum," dedi Engfa, sesi yumuşak ama otoriterdi. "Ancak bilinmeyenden korkmak yerine, ona yön verip şekillendirmek bizim işimizdir. Bu mühür, Morgana Le Fay'in iradesine dayanmaktadır. Biz, diyarımızı koruyacak kudrete sahibiz. Bu birleşme, birliğimizin ve gücümüzün sembolü olacak. Zamanla, herkes bu gücü anlayacak ve kabullenecek."

Arcturus'un yüzünde hala ikna olmamış bir ifade vardı. "Güç, ancak kontrol edilebildiğinde değerlidir, Kraliçem. Peki ya bu güç kontrol edilemezse? Ya bir gün bu birleşmenin sonuçları beklenmedik şekilde gelişirse?"

Engfa derin bir nefes aldı. Lord Arcturus'un endişeleri haklıydı, ama güvenini kaybetmemeliydi. "Eğer böyle bir zaman gelirse, ben ve Charlotte, bu gücü kontrol etmek için ne gerekiyorsa yapacağız. Bu, bizim diyarımıza olan bağlılığımızın ve sorumluluğumuzun bir parçasıdır. Birliğimizle bunu başaracağız."