Engfa, sıcak suyun içinde gevşemiş bir halde yatarken, bacaklarının arasındaki yeni organın varlığını düşünmeden edemiyordu. Sıcak suyun rahatlatıcı etkisiyle gözlerini kapatmıştı ki birden odanın atmosferi değişti. Camlar aniden büyük bir gürültüyle kapandı, perdeler kendi kendine çekildi ve odada yavaşça mum ışıkları yanmaya başladı. Engfa, şaşkınlık içinde doğruldu, suyun içindeki ellerini kaldırarak etrafına bakındı. "Ne oluyor burada?" diye yüksek sesle sordu, endişeyle küvetten hızla kalkarken.
Bir an için etrafında neler olduğunu anlamaya çalışıyordu ki odanın ortasında, hafif bir duman bulutuyla Myx belirdi. Yüzünde gizemli bir gülümseme vardı.
"Engfa, sana bir sürprizim var," dedi Myx, ama sözlerini tamamlayamadan gözleri büyüdü, adeta donup kaldı.
Engfa, su damlaları hala bedeninden süzülürken, tam olarak ne olduğunu anlamadan bakışlarını Myx'e çevirdi. Myx'in yüzündeki şaşkın ifadeyi fark edince rahatladı, çıplak olduğunu bile unutmuş halde "Morgana aşkına, Myx! Beni fena halde korkuttun," diye sitem etti.
Ancak Myx, ona donuk bir bakışla baktı. Gözleri, Engfa'nın belirgin kaslarına ve özellikle yeni organına takılmıştı. "Uyanış... tamamlanmış gibi görünüyor," diye fısıldadı Myx, hayret dolu bir sesle.
Engfa, ne demek istediğini sormak üzereyken, o sırada odada tuhaf bir titreşim hissetti. Myx'in arkasında görünmezlik pelerinin yavaşça üzerinden çekilmesiyle Charlotte belirmeye başladı. Charlotte'un gözleri, Engfa'nın bu haline tamamen kilitlenmişti. Kasları, vücudunun güçlü hatları ve özellikle bacaklarının arasında taşıdığı yeni oluşum, Charlotte'un gözlerini alamadığı bir manzara yaratmıştı. Charlotte, hayranlıkla Engfa'yı izlerken kendini buldu. Hiç beklemediği bu manzara karşısında kalbi hızla atmaya başladı.
Engfa, Charlotte'u karşısında görünce büyük bir heyecanla "Charlotte!" diye çığlık atarak ona doğru koşmak için bir adım attı. Ancak Myx hemen bir büyüyle Engfa'yı yerinde durdurdu ve hafif muzip bir şekilde gülümseyerek, "Üzerine bir şeyler giymelisin önce, Engfa," dedi.
O an Engfa, tamamen çıplak olduğunu fark etti. Göz bebekleri korku ve utançla büyüdü, yüzü aniden kızardı. "Ah, Morgana aşkına!" diye fısıldayarak bir anlık refleksle kendini görünmez hale getirdi. Sadece sesi odada yankılanıyordu. "Özür dilerim, gerçekten özür dilerim! Panikledim ve odaya bir büyü yapıldığını hissettim... Giyinmeyi tamamen unuttum," dedi, sesi utanç doluydu.
Myx ise hafif bir kahkaha attı. "Bu büyüyü ben yaptım, Engfa. Charlotte'u getirdim ve senden önce güneş ışığına karşı önlem aldım. Seni bu halde göreceğimi tahmin etmediğim için sürpriz yapmak istedim, ama sanırım asıl sürprizi Charlotte ve ben yaşadık," dedi göz ucuyla Charlotte'a bakarak.
Charlotte, yüzü kıpkırmızı olmuş bir halde, şaşkınlık ve utangaçlık içinde tek kelime edemiyordu. Bakışlarını Engfa'nın üzerinden ayırmakta zorlanmıştı. Ne diyeceğini bilemez bir halde, sadece gözleriyle odada neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Engfa, kısa bir süreliğine ortadan kaybolduktan sonra, üzerine ince, zarif bir sabahlık giyinmiş halde yeniden odada belirdi. Gözlerinde Charlotte'a karşı derin bir sevgi ve özlem vardı. Sabahlık vücudunu hafifçe sarmış, ancak içindeki güçlü varlığı saklamıyordu. Yavaşça Charlotte'a doğru yürüdü, adımları kararlı ama yumuşaktı. Ona yaklaştığında, kollarını Charlotte'un narin bedenine doladı ve onu sıkıca kendine çekti.
"Seni çok özledim," diye fısıldadı Engfa, Charlotte'un kulağına. Sesindeki sevgi ve arzu, her kelimede hissediliyordu. "Sen benim ruhumsun... her şeyimsin." Engfa'nın sıcak nefesi, Charlotte'un boynuna dokunduğunda, Charlotte'un kalbi hızla atmaya başladı. Onu kollarında hissetmek, Engfa'nın gücünü ve koruyuculuğunu tamamen hissetmek, Charlotte'u bir an için büyülemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan ve Büyünün Dansı TR
Fantasy"Kan ve Büyünün Dansı" Bu kitap, iki farklı dünyanın efsanevi hikayesini anlatıyor. Waraha ve Austin klanlarının birbirine düşman ruhlarını bir araya getiren, yasaklanmış bir aşkın öyküsü. Engfa Waraha, büyünün karanlık gücünü kontrol eden bir cadı...