İttifaklar

17 1 0
                                    

Ormanın derinliklerinde, ay ışığının zar zor süzüldüğü bir köşede, hafif bir rüzgar ağaçların yapraklarını hışırdatıyordu. Sessizlik, bu buluşmanın önemini vurgularcasına çevreyi sararken, Luther bir süre etrafına bakındı. Luther, adımların hafif hışırtısını duyduğunda, gözlerini toparladı ve yaklaştığını hissettiği varlığa doğru dikkat kesildi.

Gölgeler arasında bir figür belirdi. Moriah, vakur bir tavırla ağaçların arasından çıkıp Luther'in yanına geldi. İkisi de birbirlerine bakarken, sessiz bir anlaşma vardı aralarında; bu görüşmenin ne kadar kritik olduğunun farkındaydılar.

"Gece iyi geçiyor mu, Luther?" diye sordu Moriah, sesi sakin ama altında gizli bir gerilim taşıyordu.

Luther, başını hafifçe sallayarak cevap verdi, "Rahat değilim Moriah. Bu mühür meselesi ailemizi tehdit ediyor. Bizi gelecekte büyük bir felakete sürükleyebilir."

Moriah derin bir nefes aldı, gözlerini kısa bir süre kapatıp tekrar Luther'e döndü. "Emin ol, ben de aynı fikirdeyim. Charlotte'un Engfa ile mühürlenmesi, sadece kızım için değil, vampirler ve cadılar arasındaki denge için de büyük bir tehdit. Bu bağ hiçbir şekilde kabul edilemez."

Luther başıyla onayladı, gözlerinde kararlılık vardı. "Kanlı Ay yaklaşırken, bu durumu tamamen engellemek zorundayız. Engfa'yı korumak istiyorum ama bu mühür onun geleceğini karartacak. Charlotte'un, Engfa'ya vereceği bir ısırık, iki dünya arasındaki sınırları aşar. Böyle bir birleşmeye izin veremeyiz."

Moriah, gözlerini yere indirdi, bir süre düşüncelere daldı. "Bende aynı fikirdeyim. Bu yüzden, Kanlı Ay'da kesinlikle bir araya gelmelerine izin vermeyeceğiz." Başını kaldırdı, Luther'e kararlı bir bakış attı. "Bunun teminatını ben veriyorum. Charlotte, Kanlı Ay gecesi Engfa'dan uzak tutulacak. Hipnoz kullanılmak zorunda olsa bile, bu mühür bozulacak."

Luther, Moriah'ın sözlerini duyunca bir an duraksadı. "Hipnoz mu? Bu oldukça tehlikeli bir yöntem. Eğer Charlotte etkiden kurtulursa, sonuçları çok yıkıcı olabilir."

Moriah, soğukkanlı bir tavırla Luther'e döndü. "Bunun farkındayım. Ancak başka çaremiz yok. Charlotte'un geleceğini ve soyumuzu korumak için bu riski göze almak zorundayız. Bir cadıyla mühürlenmek, onun vampir kanını zayıflatacak, bu kabul edilemez."

Luther, Moriah'ın kararlılığını gördüğünde derin bir nefes aldı. "Engfa da aynı tehlike altında. Mühür bozulmazsa, her iki aile de bu felaketin bedelini ödeyebilir."

Moriah, Luther'e doğru bir adım attı, gözlerinde bir parıltı vardı. "Bu Kanlı Ay'da, Charlotte ve Engfa'nın bir araya gelmeyeceklerinden emin olabilirsin. Gerekirse Prens Kaelith de devreye girecek. Charlotte, vampir soyunun gerekliliklerini yerine getirecek ve bu mühür bozulacak."

Luther başını onaylayarak eğildi. "Bu işte seninle hemfikiriz, Moriah. Engfa ve Charlotte'un bir araya gelmesine engel olacağız. Kızlarımızın geleceği ve soylarımızın güvenliği için."

Moriah, Luther'e son kez bakarak başını eğdi. "O zaman Kanlı Ay'da görüşeceğiz," dedi sessizce ve gölgelerin içine doğru geri çekildi.

Luther, Moriah'ın kaybolduğu yere bakarken, içindeki huzursuzluk bir an için bile geçmedi. Ancak aklı kararlıydı; bu mühür ne pahasına olursa olsun bozulacaktı.

Luther ormanın derinliklerinde bir süre sessizce durdu, etrafındaki karanlığı ve rüzgarın hafif esintisini hissederek derin bir nefes aldı. İçine çektiği temiz hava bile içindeki huzursuzluğu dindiremiyordu. Ormanın sakinliği, zihnindeki fırtınayı yatıştırmak yerine daha da şiddetlendiriyordu. Moriah'ın sözleri yankılanıyordu zihninde. Hipnoz. Bu kelime onun ruhuna bir diken gibi saplanmıştı.

Kan ve Büyünün Dansı TRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin