Krallığın Yeni Umudu

11 1 0
                                    

Charlotte'un hamilelik haberi hızla diyarın dört bir yanına yayıldı. Herkes, iki kraliçenin soyundan gelecek bir varisin doğacağı müjdesini sevinçle karşıladı. Şatoda bayram havası esiyor, cadılar ve vampirler bu yeni başlangıcın coşkusunu paylaşıyordu. Veliaht, sadece kraliyet ailesi için değil, tüm diyar için bir umut kaynağı olmuştu.

Ancak sevinç kadar, merak ve endişe de her geçen gün büyüyordu. Vampir ve cadı kanının birleşiminden doğacak bu çocuğun sahip olacağı güç, herkesin aklında soru işaretleri bırakmıştı. Kimileri bu bebeğin, tüm diyarın tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir kudretle doğacağını söylüyor; kimileri ise bu denli güçlü bir varlığı kontrol etmenin nasıl mümkün olacağını düşünerek endişe ediyordu.

Diyarda, bu efsanevi varisin gelişine dair şimdiden pek çok söylenti dolaşmaya başlamıştı. Kimi, yeni veliahtın eski soyların gücünü canlandıracağını ve diyarın dengesini koruyacağını umut ederken, kimileri de gücün doğru ellerde olduğundan emin olmak istiyordu.

Hamilelik haberinden sonra birkaç gün geçmiş, Engfa tüm dikkatini Charlotte'un rahatına ve sağlığına vermişti. Charlotte'u yormamak için her türlü detayı düşünmüş, hizmetkarları ve koruyucuları ona her an yardımcı olmaları için görevlendirmişti. Kraliçe katının çalışma odasına ve kütüphaneye olan uzaklığını fark eden Engfa, Charlotte'un dinlenmesi ve rahatça vakit geçirebilmesi için onlara daha yakın bir konumda özel bir oda hazırlatmıştı. Bu yeni odada, Charlotte'un sevdiği eşyalar, zarif süslemeler ve yumuşak dokulu puflar bulunuyordu; her detay onun huzur ve konforu için düşünülmüştü.

Bu yeni alan, Charlotte'un günlük olarak rahatça kullanabileceği ve yorulduğun da çekilip dinlenebileceği bir sığınak haline gelmişti. Engfa, onun yanında olmadığında bile her şeyin mükemmel şekilde organize edildiğinden emin olmak için sık sık kontroller yapıyor, Charlotte'un ihtiyaçlarını her an ön planda tutuyordu.

Engfa ve Charlotte, bir sabah çalışma odasında yoğun bir şekilde işlerine dalmışlardı. Charlotte her ne kadar yorgun ve bitkin hissetse de, Engfa'nın yanında olmayı ve ona destek vermeyi bir an bile bırakmıyordu. Bu sırada kapı nazikçe açıldı ve Rowena ile Myx içeri girip iki kraliçeyi saygıyla selamladı.

Rowena, Charlotte'a doğru yaklaşarak tatlı bir gülümsemeyle, "Charlotte, nasıl hissediyorsun? İlk günler zorlu olabilir," dedi.

Charlotte yüzünde hafif bir tebessümle Rowena'ya bakarak, "Henüz çok yeni ama sanırım bu yolculuğa alışıyorum. Bazen kendimi çok yorgun hissediyorum ama Engfa'nın yanında olmak bana güç veriyor," dedi.

Myx hafifçe güldü, "Anlaşılan bizim küçük veliaht bile annesini Engfa'dan ayırmak istemiyor," diyerek şakayla araya girdi.

Charlotte gülerek, "Galiba öyle... Her şeyden önce diyar için bu kadar önemli bir haberi taşımak biraz endişe verici ama bu heyecanı yaşamak da çok güzel," dedi.

Rowena ona güven verici bir bakışla, "Biliyoruz ki sen bu diyara gereken her şeyi vereceksin, Charlotte. Sen ve Engfa birlikte her zorluğun üstesinden geleceksiniz," dedi.

Engfa, eşinin elini tutarak, "Biz birlikte her şeyi başaracağız, sevgilim," diye ekledi. Charlotte başını hafifçe Engfa'nın omzuna yasladı ve gözlerinde umut dolu bir ışık belirdi.

Engfa ve Charlotte, gün boyunca hem şatolarına gelen cadı lordlarıyla ilgilenmiş hem de kendilerini tebrik etmek için sırasıyla geldikleri diyarları ziyaret etmişlerdi. Her gittikleri yerde sevgi, hayranlık ve derin bir saygı ile karşılanıyorlardı. Diyar halkı onları görmek için sokakları doldurmuş, selamlayarak ve sevgi dolu bakışlarla çiftin geçişini izliyordu.

Kan ve Büyünün Dansı TRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin