Waraha Şatosun'da Fırtına

18 3 0
                                    


Gece sona yaklaşırken,Charlotte tatlılar ile ilgilenmek için masadan nazikçe izin istedi. "Tatlılar için bir göz atmam gerekiyor," dedi, yumuşak bir ses tonuyla. Charlotte, evi sahiplenmişti. Artık bir kraliçe gibi ev sahipliği yapıyor, her detayı kontrol altında tutuyordu. Bu durum, Austin ve Waraha ailelerinin dikkatinden kaçmamıştı. Charlotte'un doğal liderliği ve zarafeti, herkesin gözünde net bir şekilde beliriyordu.

Charlotte masadan kalkmak üzereyken, Engfa nazikçe onun elini tuttu ve durdurdu. "İstersen yardım edebilirim," dedi, gözlerinde sevgi dolu bir parıltıyla.

Charlotte, Engfa'ya tatlı bir gülümseme ile baktı ve yumuşak bir sesle, "Hayır, ben hallederim. Sadece her şeyin yolunda olduğundan emin olmak istiyorum," dedi. Zarif adımlarla mutfağa doğru yürürken, Engfa onun ardından bakakaldı. Charlotte'un elbisesinin altında dans eden vücudu, Engfa'yı adeta büyülemişti. Dudaklarını ısırdı, gözlerini onun arkasından ayıramıyordu. Ancak o anda bir öksürük sesi duydu ve irkilerek bakışlarını hızla masaya çevirdi.

Masadaki herkes ona bakıyordu. Charlotte'a bakarken dudaklarını ısırdığını fark etmişlerdi. Engfa'nın yüzünde hafif bir kızarıklık belirdi, bu durumda daha fazla utanmasına neden oldu.

Myx bu anı kaçırmadı ve fırsatı hemen değerlendirdi. "Engfa, bu kadar aç bakarsan, tatlıyı tatmadan doyarsın!" dedi alaycı bir şekilde, gözlerinde muzip bir ifade vardı.

Masadaki herkes bir anda kahkahalara boğuldu. Elowen ve Rowena bile bu tatlı şakalaşmaya katılarak gülerken, Luther, "Sanırım tatlıya kadar sabretmek zor olacak, Engfa," dedi gülümseyerek.

Engfa, bu şakalar karşısında tamamen utandı ama yüzündeki küçük gülümsemeyi de saklayamadı. Charlotte'un ona olan etkisi, etrafındaki herkes tarafından fark edilmişti, ve bu tatlı şakalar masada eğlenceli bir hava yaratmıştı. Engfa, Charlotte'a olan derin sevgisini ve arzusunu masanın önünde gizleyememişti, ama aileleri bu duruma sıcak ve sevecen bir şekilde yaklaşarak onları rahatlatmıştı.

Charlotte, mutfağa adım attığında herkes saygıyla önünde eğildi. Sıcak ve içten bir gülümsemeyle onları selamladı, "Her şey harika görünüyor, teşekkür ederim," dedi. Şef, Charlotte'un kibar ve alçakgönüllü tavrına hayran kalmıştı. Başını eğerek, "Görevimiz kraliçem," dedi.

Charlotte, mutfağa göz gezdirdiğinde tatlıların enfes göründüğünü fark etti. "Tatlı servisine başlayabilirsiniz," dedi gülümseyerek. Mutfak çalışanları hazırlıklarına hemen başladılar.

Tam çıkacakken kapının yanında duran bir sepette bir kaç mektup gözüne çarptı. Hafifçe dokundu ve zarfların birkaçın da üzerinde zarif bir el yazısıyla "Engfa Le Fay Waraha'ya" yazdığını fark etti. Merakı giderek arttı, zarfı eline aldı.

Şefe dönerek, "Bunlar nedir?" diye sordu.

Şef, başını hafifçe eğerek, "Kraliçeye gelen mektuplar efendim, henüz odasına bırakmadık. Muhtemelen tebrik mesajlarıdır," dedi.

Charlotte, zarfları elinde çevirdi, ama içinden bir tanesini açma isteği doğdu. Zarfı yavaşça açmaya başladığında, burnuna cezbedici bir kadın kokusu geldi. Bu koku tanıdık olmayan ama bir o kadar da kışkırtıcıydı. Koku, Charlotte'un içini bir anda kıskançlık ve güvensizlikle doldurdu. Bir şeyler ters gitmiş gibi hissediyordu, ama tam ne olduğunu çözemiyordu.

Zarfı daha fazla açmadan duramadı, sanki bir güç onu bu mektubu okumaya zorluyordu. İçindeki merak ve kıskançlık, onu istemsizce mektuba doğru çekiyordu. Kafasında bir karmaşa varken, zarfın içindeki gizemi çözme arzusu ağır basıyordu.

Kan ve Büyünün Dansı TRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin