Waraha Klanı'nın görkemli sarayı, Kanlı Ay'ın ışığı altında büyüleyici bir şekilde parıldıyordu. Sarayın büyük salonu, bu geceyi bekleyen misafirlerin enerjisiyle dolup taşmıştı. Ancak bu gece, sıradan bir gece değildi; bu gece, kaderin yazılacağı, tarihin yön değiştireceği bir an olacaktı.
Gece yarısına doğru, salonun ortasında bir hareketlenme başladı. Havayı dolduran mistik bir enerji, orada bulunan herkesin dikkatini çekti. Cadılar, geldikleri farklı diyarların izlerini taşıyan büyülü dumanlar içinde ortaya çıkmaya başladı. Kimi cadı tek başına, karanlığın içinden sessizce süzülüyordu; kimisi ise yanında ruh eşi ve çocuklarıyla birlikte, aile olarak görünüyordu. Her biri, farklı büyülerin ve sihrin sembolüydü, ama aynı zamanda taşıdıkları kadim güç, salona yayılan büyüsel bir gerilim yaratıyordu.
Bir cadı, ağır adımlarla dumanların içinden geçip salona girerken, etrafına yayılan büyü, salonun sıcaklığını artırdı. Sanki tüm büyüler bir araya gelerek ortamı ısıtıyor, ama aynı zamanda tuhaf bir gerilim yaratıyordu. Her bir cadı, kendi gücünü taşırken, karşılaştıkları vampirlerle aralarında hissedilen bir rekabet ve dikkat çeken bir çekim vardı.
Vampirler ise, salonun yüksek tavanlarından uçarak süzüldüler. Gölgelerin içinden, kanatlarını açarak belirdiler. Göz kamaştırıcı zarafetleri ve soğuk güzellikleriyle, karanlığı arkasında bırakarak salona giriş yaptılar. Kimisi tek başına, kimisi ise yanında eşiyle ve hatta bazıları çocuklarıyla birlikte geldi. Karanlık ve gizem dolu auraları, salonun atmosferine bir soğukluk getirirken, bu soğukluk cadıların getirdiği sıcaklıkla karşı karşıya kaldığında, hissedilen gerilim daha da arttı.
Engfa, salonun bir köşesinde bu sahneyi izlerken, içindeki heyecan ve tedirginlik dalgası arasında gidip geldi. Etrafında toplanan cadılar, büyüsel güçlerinin farkında olarak dikkatlice etrafı gözlemlerken, vampirlerle aralarında hissettikleri gerilim neredeyse elle tutulur hale gelmişti. Bir yanda cadılar, elementlerin gücüyle dolup taşarken, diğer yanda vampirler, karanlığın içinden çıkarak bu güçle yüzleşiyordu.
Charlotte, salonun başka bir köşesinde, vampirlerin arasında yerini almıştı. Gözleri, süzülen cadıları izlerken, içindeki sıcaklık ve gerilim karışımı hislerle baş etmeye çalışıyordu. Her iki türün bir araya geldiği bu gece, sadece onlar için değil, belki de tüm diyarlar için bir dönüm noktası olacaktı.
Zaman ilerledikçe, cadılar ve vampirler salonun ortasında birbirine yaklaşmaya başladı. Farklı diyarların büyüleri ve karanlık enerjileri, bu salonun içinde bir araya geldiğinde, sıcaklıkla dolan hava gerilimle dolup taşmıştı. Herkes, bu gece neler olacağını merakla bekliyordu.
Müzik yavaşça yükseldi, salonun her köşesine yayıldı. Cadılar ve vampirler birbirine bakarak temkinli adımlarla dansa başladılar. Her hareket, her bakış, her temas, ortamın enerjisini daha da yoğunlaştırıyordu. Sıcaklık ve gerilim iç içe geçmişti; herkes bu gecenin sıradan bir gece olmayacağını hissediyordu.
Kanlı Ay'ın ışığı altında, cadılar ve vampirler, tarihin yeniden yazılacağı bu geceyi yaşamak için hazırdılar. Sıcaklık artarken, gerilim de doruk noktasına ulaşıyordu. Bu gece, her şeyin değişebileceği bir gece olacaktı.
Waraha Klanı'nın görkemli salonu, büyülü bir atmosferle doluydu. Cadılar ve vampirler, mistik enerjilerinin birbirine karıştığı bu ortamda temkinli bir şekilde etrafı izliyordu. Herkes, bu gece yaşanacak olan olayların farkındaydı; bu, sıradan bir balo değildi. Bu, tarih yazılacak bir geceydi.
Luther Waraha, klanın güçlü lideri olarak, salonun ortasında belirdi. Yanında eşi Elowen ve annesi Rowena Waraha vardı. Luther, kalabalığın dikkatini çekmek için elini kaldırdı. Salonda yankılanan derin, otoriter sesi, herkesin dikkatini üzerine topladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan ve Büyünün Dansı TR
Fantasy"Kan ve Büyünün Dansı" Bu kitap, iki farklı dünyanın efsanevi hikayesini anlatıyor. Waraha ve Austin klanlarının birbirine düşman ruhlarını bir araya getiren, yasaklanmış bir aşkın öyküsü. Engfa Waraha, büyünün karanlık gücünü kontrol eden bir cadı...