Aylar hızla geçerken, Charlotte'un karnı iyice büyümüş, hamileliğin sonlarına yaklaştıkça bedeninde belirgin değişimler meydana gelmişti. Göğüsleri şişmiş, vücudu biraz kilo almış ve bu değişimler ona farklı bir güzellik katmıştı. Doğuma sadece iki ay kalmıştı ve Charlotte, hem fiziksel olarak hem de duygusal olarak anneliğin gücünü hissetmeye başlamıştı.
Engfa, Charlotte'un bu yolculuğunda her an yanında olmuş, sevgiyle ve sabırla onu desteklemişti. Ancak bir yandan da diyarın sorumluluklarını ihmal etmemiş, düzeni sağlamaya devam etmişti. Engfa, dengenin en güzel örneğini sergiliyor, hem sevdiği kadının yanında yer alıyor hem de diyarın ihtiyaçlarına cevap veriyordu. Charlotte ve Engfa, zaman zaman bebekleriyle iletişim kurma fırsatını bulmuşlardı. Ancak onu yormamak adına, bu konuşmaları hep kısa tutmuşlardı.
O akşam, Charlotte, Engfa ile birlikte gelen birkaç tebrik ziyaretini kabul ettikten sonra yorulup odasına çekildi. Yatakta rahatça oturdu, eline aldığı kitabı okumaya başladı. Yanındaki tabakta duran taze çileklerden birini ısırırken, satırlara kendini kaptırmıştı. Odanın sessizliği ve huzuru içinde aniden zihninde tatlı bir fısıltı duydu.
"Anne?"
Charlotte'un kalbi heyecanla çarptı. Kitabını hemen bırakarak elini karnına koydu ve sevinçle fısıldadı, "Efendim kızım?" Karnını okşarken yüzünde tarifsiz bir mutluluk vardı.
Bebeğinin sesi, her zamankinden daha güçlüydü. "Zaman ilerledikçe kendimi daha güçlü hissediyorum, anne... Bana biraz kendinizden bahseder misiniz?"
Bu sözler Charlotte'u gülümsetti; küçük prensesi, bu sefer uzun bir sohbet etmek istiyordu. "Peki bakalım," dedi, nazikçe gülümseyerek. "Bizim hakkımızda neler biliyorsun, bir anlat bakalım."
"Çok güçlü olduğunuzu hissediyorum," diye başladı minik ses, içinde hafif bir merak barındırıyordu. "Ayrıca size gelen tehlikeleri sezebiliyorum. Beni çok sevdiğinizi hissediyorum..." Ardından kısa bir duraksamanın ardından ekledi, "İki annem olduğunu biliyorum... Ama bu enerji neden kaynaklanıyor, henüz anlamıyorum, anne. Beni aydınlatır mısın?"
Bu sözler Charlotte'un içini sımsıcak bir mutlulukla doldurdu. Kızı, ilk defa bu kadar uzun konuşuyordu onunla; karnı büyüdükçe gücü de artıyordu, her geçen gün küçük varlığı daha da belirginleşiyordu. Charlotte, elini karnında gezdirerek, sevgi dolu bir sesle yanıt vermeye hazırlanırken, bu özel anın keyfini çıkarıyordu.
Charlotte derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı, sesi yumuşak ama içtenlikle doluydu. "Evet, iki annen var," dedi, eliyle karnını okşayarak. "Diğer annenin adı Engfa Le Fay Waraha. Kendisi bir cadı..."
Minik ses, merakla atıldı, "Cadı mı? Yani büyülü güçleri mi var, anne?"
Charlotte hafifçe gülümsedi, bebeğinin merakına içtenlikle karşılık vererek, "Evet... Diyarın en güçlü cadı soyundan gelen bir kraliçe... Morgana Le Fay'in soyundan," dedi.
Bebeğin sesi heyecanla yankılandı. "Morgana Le Fay kim anne?"
Charlotte istemsizce güldü, "Ah, tatlım, bilmen gereken o kadar çok şey var ki... Sana bunları anlatmak için sabırsızlanıyorum."
"Ben de, anne... Lütfen devam et!" dedi minik ses.
Charlotte boğazını temizledi, "Pekâlâ... Engfa annen güçlü bir soydan gelen bir cadı. Senin de onun gibi güçlerin olacak. Hatta bu güçler sayesinde konuşabiliyoruz bile," diyerek gülümsedi.
Minik ses, heyecanla sordu, "Ben bir cadı olduğum için mi sizinle iletişime geçebiliyorum? Diğer bebekler yapamıyor mu?"
Charlotte gülerek, "Hayır meleğim, sadece senin gibi özel olanlar yapabiliyor bunu," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan ve Büyünün Dansı TR
Fantasy"Kan ve Büyünün Dansı" Bu kitap, iki farklı dünyanın efsanevi hikayesini anlatıyor. Waraha ve Austin klanlarının birbirine düşman ruhlarını bir araya getiren, yasaklanmış bir aşkın öyküsü. Engfa Waraha, büyünün karanlık gücünü kontrol eden bir cadı...