Engfa ve Charlotte, şöminenin sıcak alevlerinin önünde, tüylü örtünün üzerinde birbirlerine sıkıca sarılmışlardı. Charlotte'un başı Engfa'nın göğsünde dinleniyordu, Engfa ise parmak uçlarıyla Charlotte'un omuzlarını nazikçe okşuyordu. Sessizlik, odadaki ateşin çıtırtılarıyla harmanlanmıştı.
Birden Charlotte'un dudaklarında hafif bir gülümseme belirdi. Kendi kendine gülümsemeye başlamıştı.
Engfa, Charlotte'un başını göğsünden biraz kaldırdı ve merakla gülümseyerek sordu, "Neden gülüyorsun sevgilim?"
Charlotte hafifçe omuz silkerek gözlerini Engfa'ya çevirdi. "Bu gece... O kadar inanılmazdı ki," dedi, gözlerinde mutluluğun parıltısıyla. "Sanki her şey tam da olması gerektiği gibiydi. Kendimi hiç bu kadar mutlu ve tamamlanmış hissetmemiştim. Seni böyle hissetmek... bana dünyanın en şanslı kişisi olduğumu hissettirdi."
Engfa, Charlotte'un sözlerini duyunca içi sevgiyle doldu ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. "Seninle olmak benim için de tarifsiz bir mutluluk. Bu gece sadece bir başlangıç sevgilim. Birlikte daha nice anımız olacak."
Charlotte derin bir nefes alıp Engfa'nın göğsüne tekrar başını yasladı. "Biliyorum," dedi huzurlu bir sesle. "Ve ben her anı seninle paylaşmak için sabırsızlanıyorum."
Charlotte, sessizliğin içinde düşüncelere dalmışken aniden başını Engfa'nın göğsünden kaldırdı ve hafif bir gülümsemeyle, "Bir gün bir cadıya mühürleneceğimi ve onun olacağımı hiç düşünmemiştim," dedi. Sesi sakin ama içinde hafif bir hayret vardı.
Engfa gülümsedi ve Charlotte'un yüzüne baktı. "Ben de bir vampir eşe sahip olacağımı hiç düşünmemiştim," dedi, ellerini nazikçe Charlotte'un saçlarında gezdirerek. "Diyarlardaki kurallar ve beklentiler düşünülünce, hep kendi soyumuzdan biriyle olacağımızı varsaydım. Ama işte buradayız... ve seninle olduğum için daha doğru bir şey olamaz gibi hissediyorum."
Charlotte, Engfa'nın sözlerine gülümseyerek karşılık verdi. "Kaderin bize farklı bir yol çizdiği belli. Vampirler ve cadılar arasında tarihten gelen bu kadar çok anlaşmazlık varken, ben... hep ailemin isteği doğrultusunda biriyle olacağımı düşünürdüm. Ama şimdi, bu mühür sayesinde anladım ki... asıl doğru kişi senmişsin."
Engfa derin bir nefes aldı, gözleri şefkatle parlıyordu. "Ben de benzer şeyleri düşündüm. Sanki tüm hayatım boyunca, bir şeyler eksikti. Hep güçlü bir cadı kraliçesi olacağım söylenirdi ama hiçbir zaman bu kadar tamamlanmış hissetmemiştim. Ta ki seni tanıyıncaya kadar."
Charlotte, Engfa'nın göğsüne tekrar yaslanarak mırıldandı, "Diyarlarımız farklı olabilir, ama kalplerimiz bir. Ve bu, her şeyden daha güçlü."
Engfa başını onaylar gibi hafifçe salladı. "Evet, ne diyarların kuralları ne de ailelerin beklentileri bizi ayırabilir. Şu an olduğumuz yer, birlikte olduğumuz her an bizim için en doğru yer."
Charlotte içten bir gülümsemeyle ekledi, "Ve bundan sonra, sadece kendi yolumuzu çizeceğiz. Kaderimizi birlikte yazacağız."
Engfa Charlotte'un alnına hafif bir öpücük kondurdu. "Evet, sevgilim. Sonsuza kadar birlikte."
Charlotte, Engfa'nın göğsünde rahatça yatarken,"Beni kurtarmaya geldiğin o anı hatırlıyorum," dedi, gözlerinde hayranlık ve biraz da şaşkınlıkla. "Tüm salon... herkes nasıl etkilendiğini gördü. O kadar güçlüydün, korkutucuydun bile. Ama... sen benimleyken hiç öyle değilsin." Hafif bir tebessümle Engfa'ya baktı. "Nasıl bu kadar korkutucu olabilirsin?"
Engfa hafifçe kahkaha attı, sesi odada yankılandı. "Çünkü seninleyken çok mutluyum ve huzurluyum," dedi Engfa, Charlotte'un saçlarını okşayarak. "Ama başkalarının benden korkması gerekiyor. Sonuçta ben bir kraliçeyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan ve Büyünün Dansı TR
Fantasi"Kan ve Büyünün Dansı" Bu kitap, iki farklı dünyanın efsanevi hikayesini anlatıyor. Waraha ve Austin klanlarının birbirine düşman ruhlarını bir araya getiren, yasaklanmış bir aşkın öyküsü. Engfa Waraha, büyünün karanlık gücünü kontrol eden bir cadı...