Yoğun geçen anların ardından, Engfa ve Charlotte birbirlerine sarılmış halde yatakta dinleniyorlardı. Engfa, nazikçe Charlotte'un saçlarını okşuyor, parmaklarını yavaşça onun omuzlarında gezdiriyordu. Aralarındaki sessizlik, huzurlu ama bir o kadar da derin bir bağın yansımasıydı.
Charlotte, gözlerini tavana dikmiş, düşüncelere dalmıştı. Birkaç dakika süren bu sessizliği bozmaya karar verdi. Başını hafifçe kaldırarak, gözlerini Engfa'ya dikti ve yavaşça fısıldadı, "Gerçekten... güneş ışığına çıkma ihtimalim var mı?"
Bu soru, Engfa'yı bir an için duraksattı. Derin bir nefes aldı, bakışları Charlotte'un gözlerine odaklandı. Onu koruma içgüdüsüyle doluydu ama aynı zamanda bu fikrin verdiği heyecan da hissediliyordu. Charlotte'un güneş ışığına çıkma ihtimali hem büyüleyici hem de ürkütücüydü. "Bilmiyorum," dedi Engfa, sesinde hafif bir tedirginlik vardı. "Bu düşünce... beni hem çok heyecanlandırıyor hem de korkutuyor."
Charlotte, Engfa'nın yüzündeki karışık ifadeyi gördüğünde hafifçe gülümsedi, ama içindeki tedirginliği de saklayamıyordu. "Engfa, ben de korkuyorum," dedi, yavaşça onun elini tuttu. "Ama yıllardır bunu hayal ediyorum. Güneşin sıcaklığını tenimde hissetmek... bu, imkansız bir rüyaydı benim için."
Engfa, Charlotte'un bu derin arzusunu anlıyordu, ama onun güvenliği her şeyden önemliydi. Gözlerini kaçırmadan, Charlotte'un ellerini sıktı. "Anlıyorum," dedi yavaşça. "Ama ya zarar görürsen? Ya bu güç, beklediğimiz gibi çalışmazsa? Seni kaybetme düşüncesi beni dehşete düşürüyor."
Charlotte, Engfa'nın endişelerini anlıyordu, ama içindeki umudu da bastıramıyordu. "Peki ya işe yararsa?" dedi, sesi bu sefer daha umut doluydu. "Belki de gerçekten... bir mucize gerçekleşmiştir."
Engfa, Charlotte'un gözlerindeki parlaklığa bakarak bir an durdu. İçinde karışık duygular dolaşıyordu. "Evet... belki de," dedi, gülümseyerek. "Ama bunu denemeden önce her şeyi tam anlamıyla anlamamız gerekiyor. Seni tehlikeye atmak istemiyorum, Charlotte."
Charlotte, Engfa'nın bu korumacı tavrına karşı nazikçe başını salladı. "Haklısın," dedi, gözlerini tekrar tavana dikerek derin bir nefes aldı. "Ama bir gün... güneşin altında birlikte yürüme ihtimalimiz varsa, bu rüya için sabredebilirim."
Engfa, Charlotte'un bu cesur sözleri karşısında gülümsedi, onu daha sıkı sardı. "O gün gelene kadar yanındayım," dedi, sesi yumuşak ama kararlıydı. "Ne olursa olsun, bu süreci birlikte atlatacağız."
Charlotte, Engfa'nın güven verici kollarında kendini daha güvende hissetti. İkisi de bu anın tadını çıkartarak, umutla ve biraz da tedirginlikle geleceği düşündüler. Güneş ışığına kavuşma ihtimali onları hem korkutuyor hem de büyülüyordu.
Charlotte, içinde büyüyen heyecan dalgasına artık karşı koyamıyordu. Gözleri Engfa'ya dönük, kalbinde bir kez daha güneşle temas etme arzusu vardı. Yavaşça konuştu, sesi yalvaran bir tondaydı. "Engfa... lütfen, bir kez daha denemek istiyorum. Güneşe dokunmayı... bir kez daha hissetmek istiyorum."
Engfa, derin bir nefes aldı, gözlerinde tereddüt vardı. "Hayır, Charlotte. Bu çok tehlikeli olabilir," dedi, sesi yumuşak ama kararlıydı. Onu koruma içgüdüsü, Charlotte'un arzusunun önüne geçiyordu. "Sana zarar gelmesini istemiyorum."
Ama Charlotte durmadı. Gözleri içtenlikle doldu, yalvaran bakışlarını Engfa'ya dikti. "Lütfen, Engfa... bir daha hissetmeme izin ver," dedi, sesi titriyordu. "Sana söz veriyorum, en ufak bir problemde geri çekileceğiz. Kendimi hemen tedavi edeceğim."
Engfa,Charlotte'un bu sözlerini duyunca gözlerini devirdi ve sitem dolu bir bakış attı.
"Sen bana zaten söz verdin, ama hâlâ bunu bile yapmadın..." Sitemle dolu bir ifadeyle Charlotte'a baktı,gözlerinde hafif bir isyan vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan ve Büyünün Dansı TR
Fantasía"Kan ve Büyünün Dansı" Bu kitap, iki farklı dünyanın efsanevi hikayesini anlatıyor. Waraha ve Austin klanlarının birbirine düşman ruhlarını bir araya getiren, yasaklanmış bir aşkın öyküsü. Engfa Waraha, büyünün karanlık gücünü kontrol eden bir cadı...