Geleceğe Umut İle Bakmak

16 3 0
                                    


Engfa ve Charlotte, paylaştıkları yoğun anın ardından birbirlerine sarılmış haldeydiler. Engfa, Charlotte'a arkadan sıkıca sarılmıştı; bir eli, Charlotte'un hafifçe şişkin göbeğinde dinleniyordu.Tohumu onu tamamen doldurmuştu.Bunu hissedebiliyordu.

Ama yaptığı koruma büyüsü sayesinde henüz bu tohumun tutması imkansızdı.

Engfa'nın parmakları Charlotte'un karın bölgesinde hafifçe gezinirken, derin bir nefes aldı ve gülümseyerek fısıldadı, "Bir gün anne olacaksın, biliyorsun değil mi?"

Charlotte'un içinde bu düşünce bir sıcaklık oluşturdu. Kalbi sevgiyle doldu ve gözlerinde hafif bir parıltı belirdi. "Evet," diye fısıldadı, sesi heyecanla doluydu. "Bu hayal etmek bile beni heyecanlandırıyor. Seninle ortak bir hayat yaratma fikri beni şimdiden büyülüyor."

Engfa, Charlotte'un bu cevabına içten bir gülümseme ile karşılık verdi ve başını eğerek omuzlarına hafifçe, masumca bir öpücük kondurdu. "Umarım ilk çocuğumuz, annesi gibi güzel bir kız olur," dedi. Sesinde hem tatlı bir arzu hem de hayal vardı.

Charlotte'un gözleri bu sözlerle daha da parladı. Geriye dönerek Engfa'nın gözlerine baktı. "Kız mı istiyorsun yoksa?" diye hafif bir gülümsemeyle sordu.

Engfa, Charlotte'un gözlerine bakarak hafifçe başını eğdi. "Seninle olduktan sonra bir önemi yok," dedi yumuşak bir sesle, "ama senin gibi güzel bir kraliçe bu diyara yakışır diye düşünüyorum." Gözlerinde sevgiyi ve geleceğe dair umutları yansıtan bir parıltı vardı.

Charlotte hafifçe gülümsedi, kalbinde derin bir sıcaklık hissederek, "Ama ben de senin gibi güçlü bir erkek çocuk istiyorum," dedi. Sesinde tatlı bir kararlılık vardı, sanki gelecekteki çocuklarının kaderini hissediyormuş gibi.

Engfa hafif bir kahkaha attı, Charlotte'un yüzüne sevgiyle baktı. "Ama ben erkek değilim," diye hafifçe takıldı, göz kırparak. Ardından duraksadı ve düşüncelerini daha ciddi bir tonda ifade etti. "Zaten doğacak çocuklarımız Morgana Le Fay soyundan gelecek. Eğer kızımız ileride bir kadın cadıya ya da bir vampire mühürlenirse, tıpkı benim gibi lütfu uyanacak. Annesi gibi güzel ve zarif, benim gibi güçlü ve otoriter..." Sesi, geleceğin umutlarıyla doluydu.

Bu düşünce her ikisinin de içinde derin bir heyecan yarattı. Charlotte, Engfa'ya daha sıkı sarıldı. "Düşünsene... hem güzel hem de kudretli bir kız ya da tıpkı senin gibi güçlü ve adil bir oğul. Hepsi bizim parçamız olacak."

Engfa, Charlotte'un heyecanına karşılık vererek gözlerini onun gözlerine dikti. "Ve bu çocuk, bizim sevgimizin bir yansıması olacak. Bizim kanımız, bizim büyümüz... her şeyin bir birleşimi."

İkisi de bu hayal dünyasına dalarken, Engfa Charlotte'un saçlarını hafifçe okşadı. "İster kız olsun ister erkek, fark etmez. Beni en çok heyecanlandıran şey, onların bizim ortak geleceğimizin bir parçası olması," diye fısıldadı.

Engfa, öpücükler arasında Charlotte'a yavaşça fısıldadı, "Peki, sevgilim... kaç çocuk istediğini hiç düşündün mü?"

Charlotte'un kalbi bir an heyecanla hızlandı. Gözlerinde hafif bir parıltı belirdi. "Düşünmedim," dedi, dudaklarında hafif bir gülümseme ile. "Peki ya sen?"

Engfa, Charlotte'un gözlerine derin bir sevgiyle baktı ve derin bir nefes aldı. "Ben tek çocuğum. Bunun eksikliğini çok yaşadım," dedi. Bir an duraksayıp gözlerini Charlotte'un gözlerinden ayırmadan, hafif bir gülümsemeyle devam etti. "Bu yüzden sanırım seni biraz yoracağım."

Charlotte, Engfa'nın sözleri karşısında duygulandı. Gözlerinde bir anlık hüzün parladı ama sonra bu düşünce onu sevgiyle sarıp sarmaladı. "Ben de tektim," dedi yumuşak bir sesle. "Ne kadar doğru söylüyorsun... Aynı şeyleri ben de yaşadım." Hafifçe gülümsedi ve Engfa'ya daha da sarıldı. "Sanırım bizim çocuklarımız bunu yaşamayacak, değil mi?"

Kan ve Büyünün Dansı TRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin