Mayıs 2000
Geçen zaman içinde ikizler evlendi,düğünlerini bile aynı anda yapmışlardı. Lucy ve Angelina gibi eş buldukları için kendilerini şanslı saymalar gerekiyordu. Onların böyle bir elmanın iki yarısı tadındaki hayatlarını ne zamana kadar devam ettirebilecekleri bilinmezdi. Fleur ilk çocuklarına hamileydi ve son aylarına girmişti. Ginny kovalayıcı olarak gayet iyi sayılar yapıp takımın göz bebeği olmuştu. Harry onu hiçbir maç tek bırakmamıştı. Babası,James ve Sirius maçları kaçırmamak için işlerini hep buna göre ayarlıyordu ama arada fire veriyorlardı yine de Ginny onlar için en iyi yerleri ayırtıyordu. İlk maçına çıktığı gün neredeyse bir ordu onu izlemeye gelmişti, maç iki saat sürmüştü ve Ginny spor yorumcularından olumlu eleştiriler almıştı.
Düğün tarihini belirlemek için iki sevgili kafa kafaya veriyordu ama hep bir şekilde konu dağılıp gidiyordu. Harry, Ginny'nin doğum gününde yapmak için kızı ikna etmeye çalışıyordu. Aileleri artık nişanlılık durumunu daha fazla uzatmak istemiyordu.
Geçen zamanda içinde ölüm Yiyenler zaman zaman saldırılar düzenliyorlardı. Bir ara ikizlerin şaka dükkanı hedef olmuştu ama çok fazla zarar verememişlerdi,James Potter kısa süre içinde iki ekiple oraya ulaştığında beş tane ölüm yiyen yakalanmıştı.
Maç akşamı Ginny aldığı haberle yerinde duramıyordu. Fleur'un doğumu başlamıştı ve bütün ailesi onların yanındaydı. Kızıl kız yeğeninin doğumuna gitmeyi çok isterdi ama maç önemli bir maçtı. Neyse ki Hermione,Harry ve James yine ona destek vermek için tribünde olacaklardı.
Kızıl kız adı anons edildiği an havalandığında ailesini görmek için tribünde göz gezdirdi ama Harry ve James yoktu,onların yerinde Sirius vardı. Çatık kaşlarıyla o tarafa baktığında Hermione her şey yolunda anlamındaki hareketi yaptı. Düdüğün çalmasıyla endişelerini unutmaya çalıştı. Aklı çok dağınık şekilde oynadığı için üç kere bludger yedi, mola aldıklarında ağrıyan kolunu hızlıca sardılar. Kaptanından biraz azar yediğinde moladan sonra kendini toparlayıp hatasını telafi edecek sayılar attı. Snitch'i karşı takımın arayıcısı yakalamış olsa da sayı farkıyla Holyhead Harpies kazanmıştı. Soyunma odasından çıktığında kapıda Herm ve Sirius bekliyordu.
"Harika bir maçtı Gin,tebrik ederim."
Ginny yorgun sesiyle arkadaşının sarılması arasında konuştu.
"Felaket oynadığımı söylemeyecek kadar kibarsın."
"Kucaklaşmanız bittiğinde ben söyleyecektim küçük kızıl,neyse ki o süpürgenin üstünde durabildin."
"O kadar kötü mü görünüyordum dışarıdan?"
"Evet, kolunda ciddi bir şey yok sanıyorum ?"
"Hayır ufak zedelenme yarına bir şeyim kalmaz. Harry nerde ? Her şey yolunda mı ?"
"Şimdi anlaşıldı." Sirius gülerek iki kızın yürümesi için işaret verdi.
"Bir şey olduğu yok Ölüm Yiyenleri fire vermiş onu sorgulayacaklardı."
Ginny, sevgilisini görene kadar içindeki bu huzursuzluğu atamayacağını biliyordu. Hastaneye cisimlendiklerinde Ron onları kapıda bekliyordu, gözleri hemen Ginny'nin sarılı koluna kaydığında Ginny o sormadan cevap verdi.
"Bludger yedim,önemli bir şey yok."
"Tişörtünün kollarını indir bence annem onu görürse söylenmeye başlar."
Ginny abisinin bu fikrini mantıklı bulmuştu gerçekten annesi maçlarda yaralanırsa kıza söylenip duruyor,bu oyundan ne kadar nefret ettiğini söylüyordu. Bluzunun kolunu indirirken bir yandan konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Güç (Ginny Weasley) (Harry Potter)
FanfictionÖlüm emrinin verildiğini öğrenen Ginny ona uzatılan yardım elini geri çeviremedi. Savaşın gizli tarafında kalan kızıl güzelin tek amacı güçlenmiş bir şekilde sevdiklerine geri dönmekti.