Yaz bütün sıcaklığıyla herkesi kucaklarken Hermione bakanlıktaki odasında öğlen arası için dakika sayıyordu. İyice belirginleşmiş karnını okşarken kapıdan her an arkadaşı girecekmiş gibi gözlerini oraya dikmişti. Ginny söylediği saatte kapıdan içeri girerken Hermione kalkmak için rahat koltuğunun kollarından destek aldı.
"Yarım saattir kapıyı gözlüyorum."
Ginny geç kaldığını sanıp saatini kontrol etti ama tam zamanında buraya gelmişti.
"Özlemden mi açlıktan mı?"
Hermione çantasını omzuna alırken güldü.
"Bu sıralar midem dipsiz bir kuyu dünyalar kadar yemek yiyorum."
"Eminim bu küçük bir Weasley taşımanla alakalı."
İkisi kol kola girerken Hermione eksikliği fark etti.
"James nerede?"
"Bravo Herm çok erken farkettin, Harry onu alıp kafeye önden gitti."
"Aklım biraz dağınık umarım biz gidene kadar siparişleri verirler, gerçekten çok acım."
İki kız kıkırdarken ağır adımlarla ilerliyorlardı, kısa sürede kafeye ulaştıklarında Ron karısını Ginny'den alıp oturmasına yardım etmişti. Yemeklerini kısa süreli sohbetler arasında yiyorlardı. Bir ara James çok huzursuzlanınca Harry onu kafenin içinde gezdirmek için hareketlendi ama karısı tarafından durduruldu.
"Sen yemeğini ye hayatım, ben hallederim."
Ginny, ağlamakla ağlamamak arasında kararsızlık yaşayan oğlunu kucağına alıp hoplata hoplata etrafı gezdirmeye başlamıştı. James balonlardan almak için fazla heyecanlı hareketler yaptığında Ginny geri masaya dönüp cüzdanından biraz muggle parası aldı. Küçük adam balonu gevşek bir şekilde eline bağlayan annesini izlerken mutlu haline geri dönmüştü. İkisi geri masaya döndüğünde Ron kardeşine gözlerini kısıp bakmaya başlamıştı. Bakışlarını fark eden kızıl kız onunla dalga geçmeden duramadı.
"Bana neden öyle bakıyorsun? Umarım sana balon almadım diye kızmadın."
Hermione kıkırdarken Ron bodoslama sorusunu sordu.
"Sen kilo mu aldın Ginny?"
Harry kaş göz yapsada Ron onu çok geç fark etmişti, Ginny sinirle gözlerini kıstı. Kızıl kızda kilo aldığının farkına varmıştı bir süredir. Bu yüzden her sabah Harry'e bu konu hakkındaki düşüncelerini soruyordu. Kocası da ustalıkla onu rahatlatıcı şeyler söylüyordu ama şimdi Ron'un gerçeği yüzüne vurması onu sinirlendirmiş gibi duruyordu.
"RON! Böyle bir şey söylenir mi?" Hermione arkadaşının tepkisini azaltmak için Ron'a kızmıştı.
"Ama ben onun abisiyim istediğim şeyi söylerim." Karısına kendini savunduktan sonra gıcıkca kardeşine dönüp fikrini söyledi. "Kilo almışsın Ginny."
Tekrarladığı cümleyle birlikte Ginny trip atar gibi konuşmuştu.
"Biliyorum evde oturmaktan biraz aldım."
"Böyle de güzel görünüyorsun Ginny, sen Ron'a aldırma."
"En azından gerçeği söylemekten çekinmiyor, birileri gibi her gün fark etmediği yalanını devam ettirmiyor."
Göz ucuyla kocasına bakıp söylemişti cümlesini. Harry bu konunun ne zaman kendine geleceğini merak etmişti zaten.
"Şimdide bir aile kavgasına sebep olacaksın Ron." Hermione'nin paylayan sesine aldırmıyordu kocası, gülerek omuzlarını silkti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Güç (Ginny Weasley) (Harry Potter)
FanfictionÖlüm emrinin verildiğini öğrenen Ginny ona uzatılan yardım elini geri çeviremedi. Savaşın gizli tarafında kalan kızıl güzelin tek amacı güçlenmiş bir şekilde sevdiklerine geri dönmekti.