Kızıl Güç (Ginny Weasley) (Harry Potter)

İkinci Savaş

Voldemort ileri çıkan büyücülere bakarken ne yaptıklarını anlamaya çalışıyor gibiydi. Ama kafasının karıştığını belli etmemek için bir kahkaha daha atıp kalabalığa baktı.

"Gelin,elbet size aramızda yer buluruz."

Karşısındaki insanlar ona sert bakışlar atıyordu, Bellatrix ise öne çıkanları incelerken kaşlarını çatmıştı. Voldemort ona karşı savaşan insanlara doğru dönüp sesini herkesin duyabileceği şekilde ayarlayarak konuşmaya başladı.

"Ya bize katılın ya da ölün, seçim şansınız var, artık Seçilmiş Kişinizde yaşamıyor. Bu savaşı devam ettirmek sadece ölmenizi sağlayacak."

Aydınlık taraftan kimse ona doğru yaklaşmayınca sinsice gülüp yalan zaferinin tadını çıkarıyordu. Belki de bu yüzden ortaya çıkan büyücülerin planlı bir şekilde dizilmesini farkedemedi.. En önde Albus olduğunu bildiği büyücü sağında James,Lupin solunda Sirius,Arthur ve tanımadığı ama Snape olduğunu tahmin ettiği adam. Gerisinde Harry'nin önünde üç anne Lily,Molly ve şaşırtıcı bir şekilde Narcissa kalkan olacak şekilde durmuştu. Draco Ginny'e yaklaşıp ona fısıldadı.

"Galiba tarafımızı belli ettik."

Ginny, gerginliğine rağmen Draco'ya göz kırptı ve içten içe bunu itiraf etmesini beklediğini farketti. İkisi beraber bir adım öne çıktılar tam bu sırada Sirius konuşmaya başladı.

"Sana katılmaktansa ölmeyi dileriz Lordcuk."

Sirius bunu dalga geçerek söylediğinde herkes -kahkaha atan düşmanlarda dahil- sesini  kesti. Ve o boşlukta hepsi anlaşmış gibi tılsım taşlarını devre dışı bıraktı. 

Bütün herkes bir anlığına donmuş gibiydi,ölü bilinenleri inceleyenler inanmakta zorluk yaşıyordu. Karanlık taraftan beş altı kişi kaçmak için cisimlendiğinde Bellatrix onları durdurmaya çalışırken sinir krizi geçiriyor gibiydi. Voldemort'un gülen yüzünden eser kalmamıştı şimdi yılan gözleri yaşlı büyücüye kitlenmişken nefretle tısladı.

"Sizin ölmüş olmanız gerekiyordu."

Ve elindeki asadan zaman kaybetmeden lanet fırlatmaya başladı. Ona karşılık veren sadece Albus'tu,ikisi düelloya giriştiğinde savaş bir anda yeniden başladı. Voldemort ileri atılan savaşçılarına korku dolu emrini verdi.

"Hepsini öldürün, bir tanesi bile yaşamayacak."

Ölüm Yiyenler büyük bir zevkle bu anı bekliyor gibi ileri doğru atıldı. Harry'nin etrafındaki üç kadına yaklaşık on kişi saldırıyordu. Ginny etraf yeniden karıştığında bir anlığına yerinde kalakaldı,ne yapacağına karar vermeye çalışıyordu. Çevresindeki insanlar şoku atlatıp tekrar savaşa başladıklarında o da düşmanlarla savaşmaya başlamıştı. Bellatrix çıldırmış gibi önüne geleni yere deviriyordu,Ginny ne kadar güçlü olursa olsun o kadınla karşı karşıya gelmeye korkuyordu. Onun bir sonraki kurbanı olmamak için zaman kaybetmeden şatonun içine kaçtığında McGonagall öğrencileriyle birlikte savaşmaya başlamıştı. Ginny içeri girmeden Ron'u görmüştü, Hermione ile el ele tutuşmuş alana gidiyorlardı. Ron ile gözleri buluştuğunda içinde bulundukları duruma aldırmadan en küçük abisine güldü.
-
Ginny bir duvar daha yıkılırken abilerinden Percy'i son kez görebildi,yıkılan duvar onun üstüne çökerken kız kendinden çıktığını farketmediği bir çığlıkla ona doğru koştu. Duvarı patlatan ölüm yiyene ölümcül laneti atarken taşları bir umut kaldırıp abisini ordan çıkarmaya çalışıyordu. Onun bedenine ulaştığında çok geç kaldığını anlamıştı kızıl kız. Hıçkırıklarını bastırmak için uğraşırken dikkatini dağıtmamak için derin nefesler almaya başladı. Abisinin bedenini koruyacak şekilde köşeye çektiği anda ateş topu saçlarının bir tutamını yakarak geçti. Hemen kendini korumak için arkasını döndüğünde adamın çoktan yere yığıldığını gördü. George hüzünlü gözlerle abisine bakıp Ginny'i yerden kaldırdı.

"Ölülerimiz için sonra ağlayacağız Ginny."

"Ölmemeye çalış George."

Abisi Ginny'nin yanağını okşayıp profesörün etrafında azalan öğrencilerin yanına yardıma gittiğinde Ginny'nin gözü Patil ikizlerine takıldı. Padma yerde acı içinde kıvranan kardeşini korumak için üç Ölüm Yiyenle savaşıyordu. Ginny ona doğru koşup savaşmaya başladı.

"Onu İhtiyaç Odasına götür Padma."

"Yapamam oraya ona veya kendime zarar vermeden ulaşamam."

Kalkanını kullanıp anahtarına dokundu ama anahtar Bellatrix'in laneti yüzünden çalışmıyordu. Ginny sessizce küfür edip Padma'ya yaklaştı.

"İkimiz bunu başarabiliriz."

Padma minnet dolu bakış atıp yavaş adımlar atan Ginny'e uymaya başladı. Parvati havada süzülen bir sedyede iki yanında koruyucularıyla birlikte ilerliyordu. Asası hala elinde olmasına rağmen savaşacak durumda değildi.

"Parvati beni duyuyor musun?"

Ginny kıza bakmadan konuşmak zorundaydı çünkü düşmanları da onlarla birlikte ilerliyordu.

"Ev..et.."

"Biz seni oraya ulaştırana kadar sadece kendine kalkan yapmanı istiyorum."

"Ta..mam.."

Padma acı çeken ikizine bakıp karşısındaki adamı duvara fırlattı ve fırlattığı yerdeki avizeyi üstüne düşürdü.

"Bu Parvati içindi."

Uzun süren uğraşlar sonunda İhtiyaç Odasına ulaşmışlardı. 

"Sen onu içeri sok,benim geri dönmem lazım."

Kız kapıdan içeri süzülürken Ginny'e teşekkür etti. İki kızın farkmediği şey ise onların uzaktan ne yaptıklarını gören Yaxley idi, sinsice gülümseyip aklına gelen planı yapmak için kızın ordan uzaklaşmasını bekledi.

Bu sırada dışarda üç anne, Harry'nin uyanmasını beklerken onu korumak için kalkan olacak  şekilde duruyorlardı.Molly ve Narcissa bir yandan Harry'i koruyup diğer yandan kendi çocuklarını kontrol ediyordu. Lily, ikisine de ona yardım ettikleri için bir ömür borçlu kalacaktı çünkü bir ordu onlarla savaşıyordu. Öndeki sırada kocası ve arkadaşları onlardan farklı bir durumda değildi. Kimse bir hatayı kaldırmayacak şekilde savaşmak zorundaydı. 

Narcissa oğlunu sürekli gözüyle kontrol ediyordu. Şaşırtıcı şekilde ona Tonks yardım ediyordu. Ve Bellatrix'in onlara doğru koştuğunu gören kadın telaşlandı. 

"HAİNLER,ANNENDE SENDE HAİNSİNİZ DRACO."

Tonks Draco'yu arkasına çekerken teyzesinin onlara attığı lanetlerden korunmaya çalışıyordu. 

"İKİNİZİ DE ÖLDÜRECEĞİM,BLACK SOYUNU KİRLETİYORSUNUZ."

Tonks alev saçları arasında ona meydan okudu.

"Dene bakalım teyzecik."

Narcissa'nın korkusunu paylaşan bir kadın daha vardı ileride. Andromeda başka bir köşede savaşırken kızının Bella tarafından öldürülmesi korkusuyla onlara yaklaşmaya çalışıyordu.