Genç çift aceleyle hazırlanmış kahvaltı masasında sayılı dakikalarını en iyi şekilde geçirmeye çalışıyorlardı. Harry bir yandan kendi yerken bir yandan da James'in kendi kahvaltısının etme çabasını gözlüyordu. Ginny ikizlerin aynı anda susmuş olduğu dakikaları uzatmak için onları güldürmeye çalışıyordu. Bazen bu onları güldürme ve eğlendirme işini James yapıyordu ama şimdi o da küçük adam olma yolundaki ilk aşama olan kendi başına yemek yeme işini öğrenmeye çalışıyordu. İkisi birbirlerine aşk dolu bakışlar attığı anlardan birinde iki baykuş anlaşmış gibi aynı anda pencereden süzülüp masanın üstüne tünediler. İkiside mektup sahiplerine ulaşmak için masada öterek kavga etti, çıkardıkları ses ikizlerin korkup ağlamaya başlamasına sebep olurken James onların kavgasını kahkaha atarak izliyordu. Harry daha fazla kavga etmelerine imkan vermemek için onların yanına gitti biri hemen ayağını uzatsada diğeri hiç umursamadı. Harry karısının çoktan -nasıl becerdiğini bilmediği bir şekilde- ikizleri kucağına almış onların susması için hoplaya hoplaya şarkı söylediğini gördüğünde hafiften öksürdü. Ginny şarkısını kesip kendine bakan baykuşa söylenmeye başladı.
"Merlin aşkına bana getirdin değil mi o mektubu?"
Baykuş cevap olarak öttü.
"Kocama teslim et ellerim senin yüzünden ağlayan çocuklarımla dolu!"
Harry baykuşla karısının kavgasını izlemekten keyif almıştı, baykuş karısına sinirle ötüp küsmüş gibi Harry'e bakmadan mektubu uzattı.
"Gelecek Postasından mı?"
Geçen hafta gazetedeki boşalan spor yazarlığı için başvurmuştu kızıl kız ama hala olumlu ya da olumsuz bir cevap alamamıştı. Bu yüzden gelen her mektupla birlikte gizleyemediği bir heyecan yaşıyordu. Harry onun bu işi ne kadar istediğini bilse de Gelecek Postasına olan negatif duyguları yüzünden karısının işe kabul edilmemesini umuyordu. Ginny bu yüzden yine heyecanla sormuştu ama kocası olumsuz anlamda kafasını sallayınca biraz heyecanı sönmüş gibiydi.
"Draco'dan."
Şimdi ikisi de meraklanmıştı, daha geçen hafta Malfoy ailesinin en yeni üyesiyle tanışmak için yeni evlerine gitmişlerdi. Ginny, susmuş Albus'u babasına uzattı Arthur'un da susması daha kolaylaşsın diye.
"Umarım Scorpius veya Astoria iyidir."
Bir yandan hala oğlunu sallarken diğer yandan mektubu açıp okumaya sesli bir şekilde okumaya başladı.
'Sevgili Ginny,
Mektubum eline geçtiğinde telaşlanacağını bildiğim için ilk olarak ailemden herkesin iyi olduğunu söyleyerek başlama zorunluluğu hissettim. (Babamın huysuzluklarını bir köşeye bırakırsak tabii.)
Sadece seninle görüşmem gereken önemli birkaç mesele var. Eğer küçük canavarlarından imkan bulabilirsen bu öğlen sana bir kahve ısmarlamak isterim. Senin içinde uygunsa lütfen buluşma saatini baykuşla yolla.
Harry'e çok selamlar, bugün ofislerine uğrayacağımı bildirmeni istiyorum."
Mektubu okumasını bitirince kocasıyla bakıştı.
"Benden izin istiyorsan tabii ki gidebilirsin hayatım."
Harry dalga geçerek söylemiş sonrasında omzunu silkmişti. Ginny gözlerini devirirken konuştu.
"Aman ne komik, annemi şömineden arayıp çocuklara bakabilir mi sormam gerek."
"Acele etsen iyi olur on dakikaya çıkmam lazım sizi anneme bırakıp öyle çıkarım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Güç (Ginny Weasley) (Harry Potter)
FanfictionÖlüm emrinin verildiğini öğrenen Ginny ona uzatılan yardım elini geri çeviremedi. Savaşın gizli tarafında kalan kızıl güzelin tek amacı güçlenmiş bir şekilde sevdiklerine geri dönmekti.