Mcgonagall önderliğindeki profesörler okulu bir süreliğine koruyacak kalkan büyüler mırıldanmaya başlamıştı. Bir süre sonra Remus Lupin, Ginny'i çağırdığında kız annesinin yanından ayrılmak zorunda kaldı.
"Dumbledore Ordusundan sen sorumlusun."
Şaşkınlıkla adama baktı,ona bu kadar güveniyorlar mıydı gerçekten.
"Ben mi sorumluyum? Beni tanımıyorlar dinleyeceklerine emin misin?" Kelimeler heyecanla dudaklarından dökülmüştü.
"Savaş anında kimsenin buna takılacağını sanmıyorum."
Kızın bir şey demesine fırsat vermeden güven verici bir şekilde omzunu kavrayıp şatonun içine girdi. Adamın gitmesini izleyip arkasını döndüğünde onu bekleyen arkadaşlarını gördü. Luna, Neville, Seamus ve Dean.. Hepsi biraz önce konuşulanları duymuştu ve bu yüzden erkekler kuşkuyla kızı süzmeye başlamışlardı. Ginny onların bakışlarını kesmek için hızlıca konuştu.
"Herkesi buraya toplayabilir misiniz?"
Luna her zamanki sakinliğiyle onaylayıp seke seke uzaklaştı."Sizde profesörün verdiği göreve gidin ben herkesi ayarladıktan sonra yanınıza geleceğim."
Neville ve Seamus heyecanla kafalarını salladı, özellikle Seamus'un gözleri bir şeyleri havaya uçuracağı için parlıyordu. Ginny'de tekrardan şatonun içine girdi. Belki bir umut altın üçlüden birini -özellikle Harry'i- görür diye etrafını taradı.
"Küçük kızıl!" Lakabına göz devirip Sirius'un yanına gitti. "Ona anıları Hermione ulaştıracak."
İlk beş saniye ne dediğini anlamamıştı sonrasında kafasına dank etti.
"Hıı, anladım tamam tamam,peki Hermione nasıl açıklayacak?"
"Dumbledoru'un odasında bulduğunu söyleyecek. Her neyse senin ordun yaklaşıyor."
"Hey! Böyle deme kendimi daha da kötü hissediyorum."
"Amacımda bu zaten, kendini gösterme zamanı küçük kızıl." Onu gençlerin tarafına döndürdü.
"Evet Lupin tarafından sizden sorumlu olduğum söylendi. Önceliğimiz şatonun içindeki güvenliği sağlamak."
"Arka planda savunma kısmında kalacaksınız. " Sirius onun sözlerini desteklemek için ciddi ve gür sesiyle gençlere seslendi. Ardından kızıl kıza göz atıp onu orada bırakıp en yakın arkadaşının yanına gitmişti.
"Kimse kahramanlık yapmayacak. Bireysel savaşıp kendinizi kanıtlamak istediğinizi biliyorum ama bunun şimdi sırası değil. Birbirinize yardım etmeyi unutmayın."
"Bize adını söylemedin." Dean soru işaretleriyle dolu gözleriyle kıza baktı.
"Gia,adım Gia. Ama gördüğünüz gibi küçük kızıl, PK gibi lakaplarım var." Ortamı yumuşatmak için gülümsedi ama pek işe yaramamıştı çünkü ona eşlik eden sadece Luna'ydı. Ginny yeniden ciddileşip olaya döndü. "Her neyse görev dağılımına gelelim."
Ginny hepsine bir yerlere gönderirken yanında sadece Luna ve Dean kalmıştı.
"Sizde benimle gelin bakalım köprüde durumlar nasıl?"
Dışarı çıktıklarında şatonun etrafındaki kalkana yapılan baskıları görebiliyorlardı. Korkuyla derin bir nefes aldı kızıl kız.
"İşlerini bitirmiş olsalar iyi olur." Luna gökyüzünden gözlerini çekip onlara dönerek konuşmuştu.
"Haydi gidelim belki yardıma ihtiyaçları vardır."
xx
Köprüye vardıklarında Seamus okul tarafı girişinde onları bekliyordu. Ginny yaklaştığında durumla ilgili bilgilendirmek için fazla heyecanlıydı.
"Ben patlayıcıları yerleştirdim, Neville'de diğer başta patlatmak için bekliyor."
"Geri dönebilecek değil mi ?"
"Evet, biraz sakardır ama başarabileceğine eminim."
Ginny bunu bildiği için onun yanına gitmeye karar verdi.
"Ben onunla kalırım siz köprüden çıkıp geri şatoya dönüp savaşmaya başlayın. Dediğim gibi tek kalmadan birbirinizi kollayın."
"Emin misin ?"
"Evet bana güvenin onu ve kendimi bu köprüden çıkartacağım." Hepsine güven verici bir gülümseme yollayıp köprünün içine ilerlemeye başladı.
"Gia!" Seamus'un sesiyle geriye döndü. "İyi şanslar."
Ginny arkadaşlarıyla tek tek bakışıp konuştu.
"Sağ kalmaya çalışın."
Belki savaştan sonra bir daha görme şansı olmayacaktı onları,belki yaşadığını söyleyemeden onları kaybedecekti,üzüntüsünü dağıtmak için derin nefesler alırken uzaklaşan silüetlere son bir kez baktı.Tekrardan önüne dönüp Neville'nin yanına ulaştığında genç adam onu görmeyi beklemiyor gibiydi.
"Bir arkadaşa ihtiyacın var gibi duruyor."
"Tek başıma halledebilirim." Neville ona güvenmediğini sanıp kızgınlıkla söylemişti cümlesini.
"Halledeceğine eminim ama işimi garantiye almayı severim." Kız güzel gülümsemelerinden birini yollarken Neville bir şeyler söylemek için ağzını açmıştı ama onu durduran şey kalkandaki güçlü bir baskıydı, kalkanda açılmalar olmaya başladığında ikisi birbirine korkuyla baktı.
"Galiba başlıyor." Neville gülümsemeye çalışmıştı ama yüzündeki korkuyu okuyabilecek kadar iyi tanıyordu kızıl kız onu.
"Çok sürmez kalkanlar düşer. Şimdi beni iyi dinle Neville,koşmaya başlarken elimi tutmanı istiyorum. Patlayıcıları devreye soktuğunda ikimizi de burdan çıkaracağım. Anlaşıldı mı ?"
"Bunu nasıl yapacaksın?"
Bileğindeki özel yapım anahtarı gösterdi.
"Bununla şatoya geri döneceğiz."
Tam bu sırada bir ordu onlara bağırarak gelmeye başladı. Ginny gördüğü manzara karşısında istemsiz olarak bir adım geriledi ama Neville hala aynı yerinde duruyordu. Kalkanın olduğunu düşündüğü yerden geçenler acıyla feryat edip paramparça olurken diğerleri korkuyla donup kalmıştı. Neville onlarla dalga geçerken Ginny arkadaşının cesaretine hayran kalmıştı. Bunca yıldır adım adım güçlenmişti Neville,korkak küçük çocuktan okulunu ve arkadaşlarını korumak için hayatını feda edebilecek kadar güçlü ve cesur bir adama dönüşmüştü. Tam bunları düşünürken çok güçlü bir baskı kalkanı paramparça edip karşıda saldırmak için bekleyenleri harekete geçirdi. Onlar hayvanca sesler çıkarıp iki gence yaklaşırken Neville Ginny ile bakışıp elini tuttu ve birlikte koşmaya başladılar. Neville patlayıcıları patlatırken Ginny arkalarından atılan lanetleri savuruyordu. Son patlayıcıyı patlatırken köprü ayaklarının altında paramparça oldu. İkisi düşmeye başladığında Ginny korkuyla çığlık attı ve Neville'nin eline daha sıkı sarıldı.
"ŞİMDİ."
Ginny Neville'nin işinin bittiğini anladığında bilekliğine dokundu ve mırıldandı.
"PK geri çekiliyor."
Bunu söylerken büyük salonu düşündü, iki genç çığlıklar atarken anahtar çalıştı ve onları büyük salona fırlattı,hemen ayaklanıp birbirlerine gülümsediler.
"İyi kurtulduk."
"Savaş sonunda da bunu duymak istiyorum. "
İkisi farklı köşelere koşarken asalarından lanetler fırlatıyorlardı. Etraf çoktan karışmış gibiydi kimseyi kontrol edecek zamanı yoktu Ginny'nin. Karşısına iki Ölüm Yiyen geçtiğinde yüzlerindeki gülüşten tiksindi,saklanmaları gerekmediği için maske takmıyorlardı artık. Adamların sinsi gülüşleri onu hafife aldıklarını belli ediyordu,Ginny yanıldıklarını beş dakika sonra onları yere yığarken ispatladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Güç (Ginny Weasley) (Harry Potter)
FanfictionÖlüm emrinin verildiğini öğrenen Ginny ona uzatılan yardım elini geri çeviremedi. Savaşın gizli tarafında kalan kızıl güzelin tek amacı güçlenmiş bir şekilde sevdiklerine geri dönmekti.