Ginny günlük yoğun iş temposundan kurtulduğunda kendini en sevdiği kafede bulmuştu. Üç oğlunun okul çıkışına gitmeden önce kendisine bu özel zamanı ayırabilmişti. Bir sürü evrak işi ve kabul ettiği Bakanlık soruşturması yüzünden Pazar gününü onlardan ayrı geçireceği için okuldan alarak biraz mutlu etmek istemişti. Ailesini düşünürken yüzünü süsleyen gülümsemesiyle sokaktan geçen insanları izlediğinin farkında değildi. Bu kadar cesurca kendine verilen işleri başarmasının en güzel sebebi kocasıydı, kızıl kız yemek yemeye bile zaman bulamadığı zamanlarda kocası çocuklarına bakmak için öne atılıyordu. Şirketin yeni yıla girmeden yenilenmesi gereken siparişler ve müşteri vardı, Draco bazı zamanlar bir saat içinde iki toplantıya bile gönderebiliyordu. Üstüne ortasında dahil olduğu soruşturmanın hızına yetişmek için boş zamanlarında ona teslim edilen detayları inceliyordu. Bazı zamanlar James babasıyla oturup geçmiş ligleri konuşuyorlardı, Ginny o zamanları çok seviyordu. Kendi kadar ateşli bir izleyici olan James Potter ona yardımcı olurken yeni bakış açıları kazandırıyordu. Sirius defalarca bu görüşmelerine dahil olmuştu ama o daha çok kendi tuttuğu takımların haksızlığa uğradığını iddia ettiği için pek yardımcı olamıyordu. Elindeki spor dergisini bıraktığında içinde kendininde bulunduğu haberi okumayı sonraya bırakmıştı. Spor dünyası yeni atanan sorumluların heyecanıyla soruşturmaya daha da odaklanmıştı, Ginny üstünde hissettiği baskı yüzünden haberleri okumayı hep sonraya bırakıyordu.
Sia elindeki sütlü kahveyi masaya nazikçe bıraktığında Ginny gülümsemeyi unutmadı.
"Teşekkürler Sia." Gözleriyle sipariş ettiğim pasta gelmeyecek mi, diye sorarken Sia onun merakını giderdi.
"Kestaneli pastan hemen geliyor." Ardından gelen ve elinde koca dilim pastayı taşıyan genç kızı gösterdi. "Merak etme üstüne fırlatmayacak." Atarlarıyla ünlü yeğeni için içini rahatlatmaya çalışmıştı.
"Onu yaparsa hiç iyi olmaz, bu elbiseye çok değer veriyorum." Harry'nin nedensiz yere aldığı ender hediyelerden olan elbisesinden geçirdi elini.
"Duydun mu Sabrina?"
Genç kız gözlerini devirirken pastayı masaya bırakmıştı. Her geçen gün asiliğini davranışlarından dış görünüşüne yönlendiren kız bu sefer saçlarının bir tutamını mavi yapmıştı, Ginny mavilerine bakarken konuştu.
"Mavilerin güzel görünüyor."
"Teşekkürler, teyzem salakça olduğunu düşünüyor." Teyzesine gıcıkca bakıp az duyulan sakin sesiyle cevap vermişti. Daha sonrasında hiç iltifattan etkilenmemiş gibi yeni giren müşterileri asık suratıyla karşılamaya gitti.
"Onu cesaretlendirme Ginny, bütün saçını maviye boyatmaktan yeni vazgeçirdim."
Ginny ona normal gelen fikre sadece omuz silkerek tepki verdi, her dakika saçını tuhaf renklere sokabilen tanıdıkları varken buna karşı çıkmak ikiyüzlülük olurdu.
Kendi sessizliğine daldığında zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştı, telefonunu kontrol ettiğinde gördüğü saatle birlikte aceleyle kafeden ayrıldı. Kocasından çaldığı biricik uçan arabasıyla tenha bir yola girdiğinde kısa sürede havalanıp çocuklarının okuluna varmıştı. Üç küçük suratı görmek için heyecanla girişe ulaştığında hiç görmek istemediği soğuk surat onu küçümser bir ifadeyle süzdü. Büyük ihtimalle onu sorgusuz şekilde seven torununu görmek için nefret ettiği muggle tarzı okula gelmişti. Ginny adamı görmezden gelip arkadaşının odasına gitmeye karar vermişti, böylece sinirleri gerilmeyecekti.
"İyi günler Bayan Weasley." Lucius Malfoy hakaret ettiği o meşhur tonlamasıyla ailesinin soyadını kullandığında bir şey söylememek adına dilini ısırdı. Sadece boş bir bakış atıp yanından geçerken devam etti adam. "Ailenizin başına gelen kaza için geçmiş olsun dileklerimi iletemedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Güç (Ginny Weasley) (Harry Potter)
FanficÖlüm emrinin verildiğini öğrenen Ginny ona uzatılan yardım elini geri çeviremedi. Savaşın gizli tarafında kalan kızıl güzelin tek amacı güçlenmiş bir şekilde sevdiklerine geri dönmekti.