Genç çift o hafta sonuna kadar bir daha görüşememişti, Harry eğer James'e söz vermemiş olsaydı olaylardan başını kaldırıp evine uğrayamayacaktı. Yorgunluğuna aldırmadan eve geldiğinde Ginny'nin ve çocukların yukarıdan sesi geliyordu, daha çok Ginny konuşuyordu.
Harry kapının önünde durup onların ne konuştuğunu dinlemeden duramamıştı.
"Jamy giyer misin şunu artık."
"Giymeyeceğim, gitmeyeceğim. İstemiyorum küsüm ben sana, gelecek dedin gelmedi."
"Gelecek diyorum güvenmiyor musun annene?"
"Hayır, kesin Sirius gelecek, istemiyorum tamam, anne yaa bıraak."
"Sana yalan söylemiyorum Jamy, kollarını açmazsan gömleğini giydiremem. Sizde etrafta koşuşturmayın,oturun iki dakika." Ginny'nin sinirinden ikizler nasibini almış gibi duruyordu.
Küçük Lily'nin mırıldanmaları da arka fonda kulağına gelirken James'in ne zamandır kızı uğraştırdığını merak ediyordu. Daha fazla dayanamayıp içeri girdiğinde hepsi kafasını kaldırıp gelen kişiye farklı tepkiler verdi. En iyisi Ginny'nindi, besbelli gelemeyeceğinden korktuğu için gerilmişti şimdi ise rahatlamış bir gülümsemeyle adama bakmaya başlamıştı. İkizler onun bacaklarına yapıştığında çığlık atmaya başlamışlardı.
"Baba, baba gideceğiz değil mi?" James annesinin bacaklarıyla sıkıştırmasından kurtulamamış gömleğini giydirirken Harry ikizleri kucaklayıp yanaklarına öpücük bırakıp cevap verdi.
"Evet gideceğiz James, annene daha fazla karşı çıkma."
"Babanın bir cümlesiyle giyiliyor ama anne yarım saat süründürülüyor öyle mi Jamy, asıl şimdi ben sana küstüm."
Ginny onun üstüne geçirdiği ceketin düğmelerini iliklerken alınmış gibi oğluna bakmadan sitemlenmişti.
"Özür dilerim, öpsem barışır mısın?"
Anne oğul sevgi paylaşımına girdiğinde Harry'de üç çocuğuyla ilgileniyordu, onları çok özlemişti. Hepsini uzun uzun öperken bebek kokuları adamın yorgunluğunu alıyordu, özellikle Lily'nin boynuna yeni çıkmış sakallarıyla öpücük bıraktığında kızın kıkırdamaları onu eğlendirmişti.
"Haydi babaya bende ikizlerin üstlerini değişeyim terlediler ve böyle dışarı çıkamazlar."
Kızıl kız odadan çıkmadan önce durup özlediği kocasının dudaklarına öpücük kondurdu, bacaklarına yaslanmış ikizler kahkaha atmaya başladığında adamın dudaklarından ayrılıp gülen ikiliye çevirdi bakışlarını.
"Sanırım komik buluyorlar bunu." Harry onun kolunu yavaşça okşadığında fikrini söyledi.
"Bugün pek bir neşeli ikiside, ikizleri görecekler diye sanırım. Alby kendi kıyafetlerini kendi seçti biliyor musun babası."
Albus terlemiş olmasına aldırmadan kendi etrafında dönüp babasının beğeni ıslığına sevindi.
"Arthur senin kuyafetine bakmamı istemiyor musun?"
Küçük çocuk ikizi kadar istekli olmadan kendi etrafında döndüğunda adam ona da aynı tepkiyi versede Arthur çok aldırmadan yeniden annesinin bacaklarına yapıştı.
"Çikolata vermedim diye mutsuz biraz, her neyse daha geç olmadan sizi yollasam iyi olacak, ben daha hazır değilim."
"Sizde Hogwarts'a gitseydiniz olmaz mıydı Ginny? Nereden çıktı bu buluşma?" Harry bakanlıktayken yeterince tepki veremediği için fırsatını bulunca homurdandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Güç (Ginny Weasley) (Harry Potter)
FanficÖlüm emrinin verildiğini öğrenen Ginny ona uzatılan yardım elini geri çeviremedi. Savaşın gizli tarafında kalan kızıl güzelin tek amacı güçlenmiş bir şekilde sevdiklerine geri dönmekti.