Ginny güneşli havanın tadını çıkarmak için kafeye geldiğinden beri kucağındaki kitabı okuyordu. Harry iki gün boyunca eve gelmediği için geldiği andan beri çocukların gönlünü yapmak için onların sevdiği şeyleri yapmaya ayırmıştı gününü. En son hepsini lunaparka götürdüğü zaman aramış annelerine mutluluk çığlıklarını dinletmişti kocası. Kızıl kızda onlarla gitmek isterdi ama dün geceden beri gitmeyen baş ağrısı onu daha sakin şeyler yapmaya zorlamıştı. Şimdi oturduğu rahat sandalyede ardından güneş vururken kendini daha iyi hissediyordu. Sia ikinci kahvesini getirdiğinde kız güzel gülümsemelerinden birini yollamıştı.
Kızıl kız ne kadar zaman geçti bilmiyordu ama yanağına kondurulan öpücükle birlikte daldığı kitaptan kafasını kaldırdı. Kocası onun yanındaki sandalyeyi çekerken kız sırıtan yüzünü gizlemeden merakını dillendirdi.
"Çocuklar nerede?"
"Oğlanları büyükanneleri aldı, Lily'de büyükbabasıyla."
"Ben akşama kadar seni tutsak ederler diye düşünüyordum, şaşırttılar beni."
"Bende öyle ama annemle babam torunlarının zayıf noktalarını çok iyi biliyor, ikimiz için zaman yarattılar."
Ginny elindeki kitabı çantasına koymak için hareketlenmişti, sınırlı zamanları varken büyü kitabı çantasında durabilirdi. Harry kızın kahvesinden yudumladığında yüzünü ekşitmeden duramamıştı.
"Sen bu kadar sert içmezdin, Merlin, bana bile sert geldi."
"Bende çok severek içmiyorum zaten, haydi kocacığım ikimize de tatlı bir şeyler söyle."
Harry sandalyesinden kalkarken ellerini birbirine sürtmüştü, kızıl kız onu hiç şaşırmadan kestaneli iki pasta almasını beklerken o elinde farklı şeylerle gelmişti. Beklentiyle koca dilim pastayı kızın önüne koyduğunda Sia'da bol kremalı içecek getirmişti.
"Bunlar yeni ürünler Ginny, Harry deneyecek cesaretinizin olduğunu söyledi. Karamelli soğuk kahve ve gökkuşağı pastası umarım hoşunuza gider."
"Bu sefer gerçekten beni şaşırttın, kestaneli pasta bekliyordum."
"Kalmamış, yoksa benimde aklımda sadece o vardı." Harry keyiflice itirafını yaptığında çatalını renk renk keki olan pastaya batırdı ve küçük bir parçanın tadına baktı. "Beklediğimden daha az korkunç." Sonrasında aynı şekilde bir parçayı daha çatala alıp karısına uzattı.
Ginny karmakarışık tadın içindeki meyvelerin adını kondurmaya çalışırken Harry onu izliyordu.
"Sana katılıyorum az korkunç ama hatırlat bir daha yemeyelim."
Harry kız kollarına girdiğinde gelmediği gece ne yaptığını anlatmaya devam ediyordu, ekip olarak ellerindeki adresleri hızlı bir şekilde ziyaret edip zaman kaybetmeden bir diğerine geçmişlerdi. Yine de yasak taşın kitabını buldukları gibi önemli bir şey bulamamışlardı.
"Biz saldırı izlerini halletmeye çalışırken onlar büyük ihtimalle arkalarını temizliyordu, o saldırı öylesine bir şey değildi tamamen planlıydı."
"Kötü bir şey olacak diye korkuyorum Harry, bu kadar sessiz kalmaları normal değil. Ya sinsice bir şeyler için doğru zamanı bekliyorlarsa?"
Adam derin bir nefes çekti içine, birkaç dakika sessiz kalmasından dolayı karısı kafasını kaldırıp onun yola bakan bakışlarını kontrol etmişti. Zümrüt yeşili gözler onunkilerle buluştuğunda cevabını verdi.
"Keşke kaygılarını engelleyebilseydim,inan bana çok çalışıyorum ama her defasında izler tıkanıyor. Onların asıl merkezlerini bulamıyoruz, heyet üyelerinin tamamını bulamıyoruz, hep bizden bir adım öndeler, sanki onların hazırladığı bir oyunun içindeyiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Güç (Ginny Weasley) (Harry Potter)
FanficÖlüm emrinin verildiğini öğrenen Ginny ona uzatılan yardım elini geri çeviremedi. Savaşın gizli tarafında kalan kızıl güzelin tek amacı güçlenmiş bir şekilde sevdiklerine geri dönmekti.