Ginny eve geldiklerinde Harry'nin sakladığı şeyleri söylediği andan beri tamamen kendini yemek yapmaya vermişti. Kafasından binbir düşünce geçerken bazen korkudan gözleri doluyordu. Kendi için hiç korkmuyordu ama konu çocukları olduğunda aklı yerinden gidecek gibi oluyordu, onların savunmasız halleriyle düşmanın elinde olma ihtimali kalbini kırıyordu. Onlar daha küçüktü ve böylesine bir şeyin içinde olmaları yüzünden elindeki bıçakla farkında olmadan biberleri ezecek şekilde vuruyordu. En büyük korkusu onlardı, biri ikisine zarar vermek isterse ilk oradan vurmalıydı, Merlin biliyor saldırı olduğunu öğrendiği an düşünebildiği tek şey çocukları olmuştu. Onların küçük bedenlerinin herhangi bir lanetle vurulmuş olabilme ihtimali onun aklını kullanmasını engellemişti. Aralık kapı yavaşça açıldığında Ginny geleni görmek için dönmeden önce akan yaşlarını sildi, döndüğünde ise kapının önünde kimse yoktu, kızıl kız masanın yanından kafasını eğince gülen yüzüyle Lily'i gördü emekleyerek ona ulaşmaya çalışıyordu. Ginny elini hemen durulayıp onun yanına oturduğunda kızı da tırmanıp kucağına oturdu.
"Anniy." Ginny onun öpücüklerine maruz kaldığında babası tarafından gönderildiğini anlamıştı. Anında bebek kokusuyla rahatlamak için boynuna kafasını gömüp öptüğünde kız kıkırdadı.
"Babiş anniyi öp, ebet Lily anniyi öp, anniy Lily'i öp."
"Seni seviyorum Lily." Ginny onun ellerini kapatıp gülmesinden sonra birkaç kere daha öptü.
"Haydi şimdi babişe geri git, benim için onu böyle öp tamam mı?" Ginny anlasın diye yanaklarının iki yanına öpücük bırakıp gülümsedi.
"Ebet Lily babişi öp ebet." Annesinin yönlendirmesiyle kapıdan çıktığında minik bezli poposunu sallandıra sallandıra emekliyordu. Ginny onu kapıya yaslanıp izlerken salona dönene kadar takip etmişti, salona ulaşır ulaşmaz ikizlerin adını bağırıp kahkaha atmaya başladığında onların onu gıdıklamaya başladığını anlamıştı.
"At ol baba at ol, bırak onları prens attan düşeceeek." James'in babasını yine at yaptığı oyunu oynadığı belli oluyordu. Ginny son kez hepsinin seslerini dinleyip yemek yapma işine döndü, aslında onlarla zaman geçirmek istiyordu ama öğrendiklerini sindirebilmesi için biraz yalnız kalması gerekiyordu. Bütün sebzeler tencerelere atıldığında sandalyeye oturup yorgunluğunu geçirmeye çalışıyordu. Kapı açıldığında bu sefer James gelmişti,annesine hiçbir söylemeden ayak ucunda yükselmiş ve yanağına öpücük kondurmuştu.
"Bu ne içindi Jamy?"
"Hiiç içimden geldi, seni istediğim zaman öpebilirim değil mi?" James sorusunu sorduktan sonra yine öpmüştü.
"Evet istediğin her saniye anneciği şımartabilirsin, tıpkı benim seni istediğim an gıdıklayabileceğim gibi." Ginny parmaklarını onun huylandığı yerde gezdirirken çocuk kaçmadan kikirdemeye başlamıştı.
"Anne yapma yaa, gıdıklanıyorum baaak düşeceeem şimdii." Kızıl kız gıdıklamayı bırakıp iki yanağından öptü.
"Haydi şimdi babanla oynamana geri dön, gece işe gidecek belki yarın sabah göremezsin iyice zaman geçir."
"Yaaa tamam o zaman, bana kitap okur değil mii gitmeden."
"Okumaz olur mu Jamy tabii okur, haydi babana gidince söyle çocuklarımı tek tek buraya göndermesin iyiyim."
"Yaa demem been küser bana, sen gel dee." James kaçmak için koşmadan önce annesini öpmüştü, ardına bakmadan mutfaktan çıktığında kızıl kız kocasının taktiğine gülümseyerek ayaklandı.
Hemen hemen bütün yemekler bitmiş, pastanın kremasını yayarken ikizler zıplaya zıplaya içeri geldiler.
"Aneeee, bak Alby'yle neley yapıyoyus?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Güç (Ginny Weasley) (Harry Potter)
FanficÖlüm emrinin verildiğini öğrenen Ginny ona uzatılan yardım elini geri çeviremedi. Savaşın gizli tarafında kalan kızıl güzelin tek amacı güçlenmiş bir şekilde sevdiklerine geri dönmekti.