Molly kocasından destek alarak küçük topluluğa doğru ilerliyordu. Hayatındaki en büyük korkulardan birine doğru adım adım yaklaşıyordu. Gözleri oğullarının üstünde dolaştıktan sonra kapanmayı bekleyen mezara son bir kez baktı. Lupin ve Tonks nazik hareketlerle mezarın üstünü taşla kapatırken Molly'nin bir yanı onları durdurup kızını ordan çıkarmayı istiyordu. Onu okula geri göndermemeliydi ne olursa olsun onu dinlememeli ve yanından ayırmamalıydı. Bu sorumsuzluğu nasıl yapmıştı?
Her zaman için hedef olduklarını Kovuk saldırısından anlamamış mıydı sanki ?
Hissettiği suçlulukla bir hıçkırık kaçırdı dudaklarından. Oğulları onun etrafını sararken onlar için güçlü kalmaya çalıştı.
Hepsinin ona ihtiyacı vardı ve kendini toparlaması gerekiyordu. Onları yeniden inceledi hepsi ağlamaktan şişmiş gözlerle ona bakarken güçlü kollarıyla sarmışlardı annelerini. İkizler en son ayrılanlardı. Ve Molly onları ilk defa bu kadar ciddi görüyordu,ikisinin her zaman gülen gözlerindeki mutsuzluk gerçekleri yüzüne vuruyor gibiydi. Kardeşlerinin yasıyla birlikte gözlerinin altı belirgin şekilde kararmıştı. Annelerinin onlara baktığını farkedince gülümsemeye çalışarak konuştular.
"Bir süre seninle kalmamızı ister misin anne?"
"İşlerinize dönmenizi istiyorum Fred. Ben iyi olacağım."
İkizler birbirlerine bakıp solgunca güldü.
"Ben George anne, ne zaman bizi karıştırmamayı başaracaksın?"
Bir an emin olamayan Molly geri çekilip ikizleri inceledi. Yine şaka yapmışlardı.
"Tamam bakma doğru söylemiştin sadece biraz gülmeni sağlamaya çalışıyoruz."
Cevap vermeden sıkıca ikisine sarıldı. Bu sırada onlardan biraz uzakta Charlie,Percy ile hararetli bir tartışma içindeydi. Daha çok kardeşini azarlıyordu.
"Olanlara bak Percy hala gözlerini kapattığında olayların öylece geçip gidebileceğine inanıyor musun?"
Percy kırgın gözlerle kardeşinin mezarına baktı. Bunu hiç düşünmüyordu ailesinden birini kaybedeceği aklına gelmemişti,özellikle en küçük kardeşinin onlardan uzakta tek başına savaşarak ölmüş olması kendinden utanmasına sebep oldu. Kendi işlerinin arkasına sığınarak bu savaştan ve kaostan uzak durmayı istiyordu,savaşı istemiyor savaşmak istemiyordu. Ama şimdi kardeşinin mezarının başında dururken artık bir şeyleri yanlış yaptığının farkına varmıştı. Ailenin tek korkak üyesi olarak kimseyle göz göze gelmek istemiyordu.
"Ben...ben.. işlerin bu noktaya geleceğini hiç düşünmemiştim Charlie."
"Bir savaştayız Percy ne bekliyorsun?"
Sesi çok sertti kardeşini öldürenlere bunu ödetmek için savaşın bir an önce başlamasını istiyordu genç adam.
"Onun ölümünü hiç düşünmemiştim hiçbirinizin zarar görebileceği fikrini düşünmek istemiyordum bu yüzden uzak durdum,sizinde durmanızı isterdim."
"Hepimiz ölebiliriz Percy. Savaşta hepimiz gözünü bile kırpmadan kendini feda eder, söylesene senin cesaretine ne oldu ? Kendine gel ve ailenin yanında yer al artık."
Percy gözlerinin dolduğunu hissediyordu ama abisinin karşısında ağlamak istemiyordu.
"Ben üzgünüm Charlie.. Ailenin en korkak üyesi benim,küçük kardeşimizin cesaretinden dolayı gurur duyuyorum ve bundan sonra ne olursa olsun ailemin yanında bulunacağım. Birinizi daha kaybetmek istemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Güç (Ginny Weasley) (Harry Potter)
Fiksi PenggemarÖlüm emrinin verildiğini öğrenen Ginny ona uzatılan yardım elini geri çeviremedi. Savaşın gizli tarafında kalan kızıl güzelin tek amacı güçlenmiş bir şekilde sevdiklerine geri dönmekti.