Sarah'ın davasının olduğu sabah Harry güneş doğmadan uyanmış işe gitmeden önce son kez çalışma odasına geçmişti. Dava dosyasının cezası çok ağır olmayacaktı,en fazla iki haftalık Azkaban hapsinden sonra hastaneye yatırılması kararının çıkmasını bekliyorlardı. Bu ceza hiç mutlu etmese de kızın biraz olsun ayak altından çekilmesi Harry'nin rahatlamasını sağlayacaktı. Kapı nazikçe vurulduğunda Ginny elindeki tepsiyle gülerek içeri girdi.
"Günaydın hayatım,karıcığın bir güzellik yapıp kahvaltını buraya getirdi."
"Sanada günaydın,dün gece uyanmana gerek yok demiştim. Mis gibi kokular geliyor menümüzün dışına mı çıktın?"
Tepsiyi koyması için aceleyle kağıtları toplamasını izlerken Ginny sinsi sinsi gülüp cevap verdi.
"Sosisli yumurta yaptım sana,belki birazda poğaça,belki birazda bol tereyağda kızartılmış pastırma."
Harry önünde duran leziz kahvaltılıklara aşkla bakışlar atıp karısının yanağına öpücük kondurdu. Ginny her zaman yaptığı gibi masanın üstüne tünediğinde halinden epey memnun görünüyordu.
"Haydi koca bebek bana öyle bakmayı kesip mamalarını ye."
Ginny kocasının ona uzattığı poğaçayı yerken kağıtlardan birini alıp okumaya başladı,Harry kahvaltısını ederken bir yandan hem onu besleyip hemde sorduklarına cevap veriyordu. James aralık kapıdan çaktırmadan girdiğinde karmakarışık saçları ve dağılmış pijamasıyla babasının kucağına kuruldu.
"Günaydıın,anne neden beni uyandırmadın? Okula gitmeyecek miyim yine?"
"Hayır gitmeyeceksin Jamy."
Ginny açılmış pijamasının düğmelerini kaparken oyunculukla sorusuna cevap vermişti,James'te içine karınca kaçmış gibi mızmızlanmaya başladı.
"Yaa,lütfeen ben gitmek istiyorum. Lütfeen,lütfen,lütfen."
"Hiç merak etmiyor musun annen neden hayır dedi James?"
Harry'de saçlarını düzeltirken karısının başlattığı oyuna devam etti.
"Yine Kovuk'a mı gideceğiz? Yoksa yoksaa baba beni işine mi götüreceksin? Lütfen götürür müsün?"
"Daha da iyisi.. Baban bugün öğlen eve geleceeek vee..."
"Sizi uçan arabayla çok güzel yerlere götüreceğim,bir sürü hayvanların olduğu muggle eğlence merkezine gideceğiz hep birlikte."
"GERÇEKTEN Mİ? DEDEMİN UÇAN ARABASIYLA MI GİDECEĞİZ? ASLANDA OLACAK MII?"
"Evet,evet ve evet. Dedenden arabasını almam hiç kolay olmadı James,babacık bu kadar uğraşmışken onu yoksayıp yine de okula gitmek istiyor musun?"
"Hayıır benim hemen ikizleri uyandırmam lazıım ama gitmeden önce bunu alabilir miyim?"
Eliyle tabaktaki küçük poğaçaları gösterdi.
"Tabiiki alabilirsin Jamy,haydi birazdan üçünüzün yanına geleceğim bende."
James üç tanesini babasının uzattığı peçeteye sararken kapıdan çıkmadan annesinin sesiyle durakladı.
"İkizler onları yerken tehlikeli şakalar yapmak yok Jamy."
Kapıda yüksek doz sevgiyle uğurlanan Harry hepsini tek tek öpmesine rağmen kendini bırakmamakta direnen oğullarını birkaç kere daha öptü. Büyükbabaları her sabahki mutluluğuyla onlara seslenip yaklaştı.
"Tam zamanında yetiştim kenara çekil Harry Potter, torunlarımın sevgi seline kapılmak istiyorum."
"Eh torunlarını ne zaman görsen Harry Potter'ın oğlu olduğu gerçeğini unutuveriyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Güç (Ginny Weasley) (Harry Potter)
FanficÖlüm emrinin verildiğini öğrenen Ginny ona uzatılan yardım elini geri çeviremedi. Savaşın gizli tarafında kalan kızıl güzelin tek amacı güçlenmiş bir şekilde sevdiklerine geri dönmekti.