Ginny'nin uçan arabayla çocukları okula götüreceği zamanlardı. Evden çıktıkları zaman yabancı üç büyücüyü karşısında dikili halde bulduğunda kızıl kadın gerilmişti. Pissy tek hareketiyle çocukları içeri sokarken Ginny evin kapısıyla adamların arasında durmuş bakışlarıyla adamlara neden orada olduklarını soruyordu.
"Muhteşem Harry Potter ve ailesini görmeye geldik. Acaba kanatlarının altında bizlere de yer var mı?" Kumral adam sarsakça gülümseyerek konuşmuştu.
"Pardon?" Ginny pantolonun içinden tenine batan asaya minnettardı. Kendini güvende hissediyordu.
"Onlar sadece gerçek yalakalarına kanatlarının altında yer verir, bizim gibi gözden düşmüşlerle uğraşmazlar."
"Bütün hazinemi bakanlığa feda ettim kıçımı kurtarabilmek için. Bana çok şey borçlusunuz Weasley, toplumdan dışlandım. Bakanlıktaki işime senin aptal ailenden biri çöktü. Neydi o gerizekalının ismi? Heh. Lucy Weasley."
Ginny daha fazla onları dinleyecek gibi değildi, aklına bakanın yaptığı uyarı gelmişti, nefret topluluğunun tacizlerine sert karşılık vermeyin gözler üzerinizde demişti Dumbledore. Karşısındaki büyücüler ailesiyle ilgili konuşurken bu uyarıyı dinlemek çok zordu onun için.
"Derhal evimin bahçesinden uzaklaşın, aksi halde özel mülküme girdiğiniz için Seherbazlara haber vereceğim."
Oldukça yanık tenli orta yaşlı adam sinsice güldü.
"Kocana haber verirsin ve bizi Azkaban'a atar değil mi?" Eliyle kafasını kaşırken devam etti. "İki söz bile edemiyoruz haksızlık."
"Derhal.evimin.önünden.uzaklaşın." Ginny her kelimesini sinirle bastırırken istediği tepkiyi alamamıştı. Adamlar sanki komik bir sahne izler gibi kızı dinlemiş sonrasında gülüşmeye başlamışlardı.
"Weasley, söylesene kadın başına üç büyücüyle uğraşabileceğini mi düşünüyorsun? Seni ve evi yok etmemiz beş dakikamızı almaz, istesek.."
"Bu bir tehdit mi? Öyleyse size ne kadar güçlü bir cadı olduğumu göstermekten çekinmem."
"Bırak onu Tommy, amacımızın dışına çıkmayalım." İçlerinde en az konuşanın keyfi kaçmış gibiydi. "Başımıza bela almayalım."
"Deneyelim bakalım başımıza ne kadar bela alabiliriz?"
Her şey kısa birkaç dakika içinde oldu, Ginny asasını çıkarmak için hareketlenen adama fırsat vermeden kendi asasına ulaştı. Üçünü de tek bir asa hareketiyle bahçe sınırlarının dışına fırlatmıştı. Duyduğu küfürleri umursamadan Harry'nin öğrettiği sınır belirleme büyüsünün sözlerini fısıldayıp evi korumaya aldı. Adının Tommy olduğunu öğrendiği adamın diğerlerinin tutmasına fırsat vermeden sınırı geçmeye çalışmasını izledi. Adamın yeniden fırlatılmasını izlerken kendiyle gurur duymaya başlamıştı bile.
"GÖRDÜN MÜ? TEK ASA HAREKETİMLE SENİ YENDİM EZİK."
Ginny adamı sinir eden gülümsemesiyle içeri girdiğinde kapıyı sıkıca kapatıp patronusunu kocasına gönderdi, içinin kapladığı korkuyu kendisine bakan çocuklarına belli etmemek için derin bir nefes alıp yere çökmüştü.
-Harry karısının patronusu alır almaz eve gelip kendini bilmez üç büyücüyü yakalayıp sorgulanmak üzere Jack ve Cerbol ikilisine teslim etmişti. Evde sadece kendi ailesi kaldığında Ginny ona kahve hazırlamaya mutfağa geçti.
"Ginny, hayatım şu an sırası değil. Sorguyu izlemem gerekiyor." Harry bir umut onu durdurmak istedi.
"Belge işleri bitene kadar durabilirsin." Kızıl saçlarını hızlıca toplarken karşı çıktı. "Lütfen Harry, benim için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Güç (Ginny Weasley) (Harry Potter)
FanficÖlüm emrinin verildiğini öğrenen Ginny ona uzatılan yardım elini geri çeviremedi. Savaşın gizli tarafında kalan kızıl güzelin tek amacı güçlenmiş bir şekilde sevdiklerine geri dönmekti.