Vote vermeyi unutmazsanız sevinirim
Bir de ufacık bir yorum *-*
Kapıyı açmaya giderken salonda bıraktığı erkeği düşünüyordu.Aralarında derin bir sessizlik olmuş kimse konuşmaya cesaret edememişti. Kapıyı açarken karşısına nasıl bir kadın çıkacağını düşündü. Kapı açıldığında duran kadına baktı şaşkınlıkla. Fotoğraftaki görüntüsünden çok farklıydı. Çok daha genç ve güzel görünüyordu.Siyah gözleri, simsiyah saçları bir erkeği büyüleyecek kadar seksi kılıyordu kadını. Beyaz tenini saklama gereksinimi duymadan giydiği siyah mini elbise ve elbisenin üzerinde ki beyaz paltosu tanrıçalaştırmıştı.
Kadın Arzum'a gülümseyerek "Merhaba" diyerek elini uzattı. Uzatılan eli kavrarken elin diriliği ve soğukluğu karşında daha da gerilmişti. Üzerindeki gerginliği atmaya çalışarak "Merhaba" sesindeki titremeyi engellemeye çalıştı. Ardından kapıdan çekilerek kadına içeri geçmesi için yol verdi.
Kadın paltosunu çıkarırken kapıyı kapattı. Paltosunu vestiyere rastgele asarken "Emir evde mi?"diyen kadının rahatlığı sinirlerini bozmuştu. "Salonda" diyerek yol gösterdi elinden geldiği kadar sakin kalmaya çalışarak.
Salona geçtiklerinde Emir'i koltuğa gömülmüş belgesel kanalı açarken buldular. Salona giren kadını görmesine rağmen istifini bozmayan erkeği süzdü. Kadının Emir'in yanına sakin ve dik adımlarla ilerlemesini izlerken; "Buraya neden geldiğini biliyorsun şimdi seni dinliyoruz" tekdüze bir ses tonuyla konuşan erkeğin duygu olmayan gözlerine baktı.
Kadın donuk yüzü duyduğu cümle ile nispeten aydınlanırken " Gel cici kız gel. Benimle iyi geçinmek zorundasın. Siz Türkler ne diyor benim şuan ki sıfatıma"- birkaç dakika durdu düşünüyor görünüyordu. Ardından bir kahkaha atarak "Kaynana"
Doğru duyup duymadığını anlamak istercesine gözlerine baktığı erkekten onay almak istiyor gibiydi. "Hiçbir şey göründüğü gibi değil Arzum, sana anlatsın geçmişini."derken yere tükürüyormuş gibi konuşuyordu.
" Tabiriniz kötü, bayağı" Arzum'un gözlerine baktı. "Gel yanıma cici kız uzak durma bana yoksa Emircimin bana vermiş olduğu görevi yerine getirmemi istemiyor musun?" derken mimiklerindeki ifade samimiydi.
Kanepede kadının yanında ki boşluğa kıvrıldı. Ne düşünmesi gerektiğini kestiremiyordu. "Emircim aramızdaki ilişkiyi anlatamıyor kimseye. Ünlü porno yıldızı bir kadının oğlu olmak sorun oluşturuyor sanırım. İlk kez kimliğimi açıklamam için görevlendiriyor beni bu beni ister istemez etkiledi tatlım" -Kadının soğuk eli birden saçlarının arasına girince ürperdi. Düşüncelerinden çıkaran cümle kadar dokunuştu. Kadının üzerinde ezici bir hâkimiyet kurmasını engellemek istedi biran sonra duymak istedikleri, kadının anlatacakları daha çok ilgisini çekiyor olmasından dolayı sesini çıkarmamayı yeğledi.
Kadının gözlerini kırpmadan yüzünü inceliyor olması utanmasına sebep olmuştu. "Çok tatlı, çok güzel ve çok masumsun küçüğüm"
Bu sözlere karşı bir şey söylemek istese de yapamadı. Yerine konuşan erkeğe çevirdi bakışlarını; "Tanışmak için değil konuşmak için buradasın" Tek bir duygu vardı gözlerine baktığı erkeğin: öfke. Bir insanı diri diri yakabilecek kadar büyük bir nefretle beraber.
"Her zaman bu kadar sabırsızdır. Sabretmeyi öğretemedim ben bu çocuğa" diyen kadına bakışlarını çevirdi cümleyi söylerken ki tavrı çok yapay gelmişti.
"Kes şunu. Direk konuya girsen de bizde rahatlasak"
"Ah ah babası gibi aynı. İyi bir sekse ihtiyacı var" Arzum'un gözlerinin içine baktı " Sen doyurabiliyor musun benim çocuğumu"
"Kapa çeneni kadın. Ya anlat ya da defol"
Arada kalmışlığın verdiği istenemezlikle susuyordu. Emir'in böyle bir anneye sahip olmak istemeyişi kadını da öfkelendiriyor olmalıydı ki birbirlerine zarar veriyorlardı sadece.
Soğuk ve diri ellerin boynunda gezinmesiyle düşüncelerine ara verdi. Kadının "Ben İngiliz asillerindenim. Zenginliklerini, nüfuslarının çokluğunu bilirsin. Sizinkinden çok farklıdır yaşamlarımız." Başını olumsuzca salladı. Ardından Arzum'un göğüslerinde gezindi elleri.
Kadının bir konu anlatırken kendi vücuduna dokunmadan yapamıyor olmasını ünlü porno yıldızı ve alışkanlıklarına vursa da sonradan fark etti. Kendi cehenneminde o kadar yalnız ve o kadar, korkaktı ki diğer insanlara dokunarak ve onları kırarak kalabalıklaştığını düşünüyordu. Ama bilmediği bu davranış onu sadece yalnızlığın daha dipteki dehlizlerine itiyordu. Arada kalmışlığını sessizliğiyle süslemek hoşuna bile gitmeye başlamıştı. " Tatlım ben eğitimimi İngiltere de aldım o dönemlerde koleje sıradan insanlar giremezdi. Ve ben ilk defa Türk bir erkeğin varlığını hissettim o dönemlerde. Esmer yaşına göre uzun ve çok yakışıklıydı. Bizim erkeklere benzemiyordu. Beni çeken yanı ise ne istediğini bilmesi idi. O zamanlar yaş 13 tabi. 1 yılımı onun ilgisini çekmek için uğraştım. Çok ilgisiz umursamazdı. Hep kendi doğruları vardı ve kadınlar onun için özel ve ilgi çekici değildi. O dönemleri hatırlıyorum da her gece kendimi o erkeğe sunmak bana öyle bir haz verirdi ki. Ama gerçekte yüzüme bile bakmaması ise kahrederdi . Zihnime kazımıştım bir kere o erkek benim olmalıydı bunu o kadar derinden arzuluyordum ki. O erkek için evimde özel bir davet vermeğe hazırlanıyordum kamufle etmek için ise doğum günü partisi ismi veriyordum davetime. Onun gelmesi için ortak bir arkadaşımı devreye soktum iyi arkadaşlardı ve benim erkeğim kırmazdı o çocuğu. Geç vakte kadar gelmediler pencerelerde bekliyordum onu gelmeliydi o geceyi ikimiz için uzun planlar sonucu hazırlamıştım ben. Partinin bitmesine yakın göründüler bahçede. Kapıya fırladım. Onu direk yatağıma çekmek için önceden planlamış olduğum gibi sarhoş taklidi yapacaktım. Siz Türkler çok vicdanlısınız bu konularda.-gülümsedi-"Kapıyı açıp onu karşımda gördüğüm an kalbim yerinden çıkacakmış gibiydi. –gülümsemesi dudaklarında donmuştu. Sesinde tutkudan başka hiçbir şey yoktu- Sızmış numarası yapıyor olmanın vermiş olduğu duyguyla tökezledim. Ve kendimi erkeğimin kollarında buldum. Beni kucağına aldı arkadaşına bekle hanımefendiyi yatağına yatırıp geliyorum dadılık yapmaya gelmeyelim demiştim sana dedi. Beni merdivenlerden çıkarırken kalbim heyecandan duracaktı. Yaşımdan büyük giymiş olduğum transparan kıyafetimin içinde beni görmemesi imkânsızdı artık. "Odan nerede" cümlesi bana o kadar erotik gelmişti ki o an. Üst katı işaret ettim utangaçlık hat safhadaydı. Başımı göğsüne gömdüm içkili olmadığımı anlamaması için. Odama çıkardı beni. Yatağıma yatırırken ben üzerime çektim erkeğimi. Bana sen sarhoş değilsin dedi. Ben arzuyla boynunu ısırdım. Evet, ben sadece seni istiyorum dedim sesimdeki şehvet beni bile etkilemişti. Şehvetli ve arzulu kadına hayır demekten vazgeçmişti erkeğim ve benim bacaklarımın arasına kaymaya başlamıştı. Vajina bölgemdeki ıslaklıkta geziniyordu.
" Yeter artık sus" cümlesiyle irkildi kadın.
Sözünü kesen Emir'e bir bakış attıktan sonra ayağa kalktı. " Hamile kaldım o gece sonunda sana, neden detaylarını dinlemek istemiyorsun ki"
" Evet haklısın doğduktan sonra beni hemen götürüp erkeğine vermenden belli detay"
"15 yaşındaydım tatlım sana bakamazdım ben!"
" Hangi akla hizmet doğurdun o zaman beni. Zorla yatağına girdiğin erkeğin doğurduğun piçi istemeyeceği aşikârdı"
" Doğurmamın tek sebebi de işte bu cümlen tatlım babanla senin sayende bağım hiç kopmayacaktı."
" Defol artık seni dinlemek istemiyorum"
Kadın çıkışını öğrendiği evin içinde ilerlerken yolcu etmesi gerektiğini düşünerek ayağa kalktı. Sessizliği orada olmadığı anlamına gelmiyordu. Hiç olmamış bir ailenin hikayesini dinlerken huzursuz hissetti kendisini.
" Çıkışı kendi bulur incim sen yanımda kal" cümlesini söyleyen erkeğe boyun eğerek yanında kaldı. Beline sarılan erkeğin boynuna burnunu sürtmesini izlerken kasıklarında tatlı bir ağrı peydah olmuştu. Sakinleşmek için kokusunu içine çektiğini düşündüğü erkeğinin dudaklarından. " Biricik erkeği koymuş adımı biliyor musun zoraki kabullenişin simgesi ya da mührü olmuş ismim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Koleksiyoncusu
RomanceEmir Orçun isimli ünlü piyanistin hayatı gitmiş olduğu resim sergisinde ki Arzum Dila Tanrıyar isimli bir kadınla tanıştıktan sonra sıradışı bir hal alır. Hayatını uç nokta da yaşayan çapkın piyanistin hayatı yine hayatı uç noktalarda yaşayan ressa...