125 - Arzum ve Emir'in beklenilen konuşması

1.6K 106 21
                                    

Pencerenin önüne dirseklerini dayayarak yıldızları seyreden kadını gördü. Gözleri sadece tek bir noktaya bakan kadının ilgi odağına girmek istercesine atın kişnemesi için omuriliğine sert bir dokunuşta bulundu.
Rüzgarın sesi yankılanırken buğulu gözlerin göz hapsine girmeyi başardı. Rüzgar'ın üzerinden atlayarak Rüzgar'ın rüzgara kavuşmak için hızla yanından uzaklaşmasını izlerken buğulu gözlerin kendini izlediğinin bildiği bir özgüven ile zemine oturarak bakışlarını gökyüzüne kaldırdı.

Gökyüzünde ki yıldızlar pencerede buğulu gözlerle kendini izleyen kadını hatırlattı. Şuan o kadının yanında olmaktan başka dileği yoktu. Kayan yıldızlar da dilek dilenirdi muhakkak insanlar o dilekler de imkansız olanları dilerdi. İmkansız olan her şey insan da daha çok hırs yapardı. İmkansız olarak düşündüğü bir nesne yada duyguya ulaştığında ise önemsizleşmeye başlardı tüm duygular. İşte tüm bu duygular da Arzum daha bir canlanıyordu zihninde. Bir gece ilhamına kavuşmak ve imkansıza ulaşmak için istediği kadını elde edince o an tüm şevkinin kaçmasının bir başka açıklaması olabilir miydi?

Kapı sesiyle bakışlarını çevirdi. Kapı aralığında gördüğü Arzum 'a kırık bir gülümseme gönderdi. Kırılan tüm duyguların örselenmiş halini yansıtıyor olmalıydı şuan ki yüz ifadesi.

Arzum " Neden şuan çiftlik de değilsin?"

" Olmak istediğim yerdeyim Arzum. İsteklerine engel değildir umarım şuan bulunduğum yer"

Kapıyı aralık bırakarak içeri doğru ilerlemek üzere iken " Ne zaman doğru zamanda doğru yerde oldun ki sanki"

Arzum'un söylediği cümlede ki hayal kırıklığını okumuştu Emir. Kadınının istek ve arzularını yerine getiremeyen aciz erkeklerden bir farkı yoktu şuan. Sonuna kadar haklıydı şuan kapıyı aralık bırakarak gözden kaybolan kadın. Ne zaman doğru zaman ve yerde olmayı başarmıştı ki... Her zaman bencil düşünceler çerçevesinde hareket ederek yaşayan bir adamın benliğine bir kişilik daha yer açmayı başaramıyordu işte. Kendi acıları, zevkleri, duyguları ve hazları vardı bir başkasının duygularını düşündüğü zaman acı çekeceğini,incineceğini öğrenmişti Duru da. Bir kez daha incinmemek için benliğini tavan yaparak diğer tüm insanlara aşağıdan bakmaya başlamıştı. Şuan ki zaman dilimine baktığında tüm bu aldığı kararlar da eksik bir şeyler olduğunu fark ediyordu. Çünkü şuan da incinmişti...

Düşüncelerinin etkisiyle doğrularak aralanmış kapıdan içeri girdi. Yalnız kalmak istemiş olmasına rağmen kapıyı aralık bırakması aklına Derya'yı getirdi. Derya kadınların en çok yalnız kalmak istedikleri zaman en çok yanında biri olduğu dönemle örtüşür demişti bir zamanlar. Şuan aralanmış kapı bu tezi doğrular nitelikteydi. Kadınlardan başka kadınları daha iyi ne tanıyabilirdi ki...

Sonradan monte edilmiş merdivenlerden çıkarak yatak piyano ve Arzum'un olduğu odaya geldi. Hayatta zevk aldığı üçlü şuan buradaydı. Huzur kapladı biranda içi. Arzum ile bu odaya geldiklerinde yaşananlar film şeridi gibi geçiyordu gözlerinin önünden. O kadar kaptırmıştı ki geçmiş de yaşanılanlara şuanın varlığını unutmuştu. Arzum ile ilk bu odaya geldiklerinde kendini deli gibi arzuladığı anlar gelince dudaklarının kenarına kıvrılmasına engel olamamıştı. Arzulu kadınının kendini arzularının içine çektiği anlar canlanıvermişti biranda zihninde.

"Bu oda sana da geçmişi hatırlatıyor olmalı" cümlesi ile bulunduğu ana dönüvermişti biranda bulunduğu gerçeklikle yüzleşmek şok etkisi yaratmıştı yüzünde.

"Geçmiş dediğin zaman dilimi zannettiğin kadar uzak değil" diyebildi. Dalgın ve uykudan uyanırmış gibi boğuk çıkan ses tonuyla.

Arzum pencere pervazına dayanırken " Zaman makinesine sahip olsaydım seni ilk gördüğüm ana yani resim sergime dönerek seninle karşılaştığım o anı silerdim hafızamdan" düşünceli çıkan ses tonuna sinmişti hüzün.

Aşk KoleksiyoncusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin