Aynada ki aksini süzüyordu. Askılı siyah elbisesi dizlerinin üstünde bitiyordu. Aynı renk giydiği ayakkabı, taktığı inci küpeler ve kolyesiyle kendini tamamlanmış hissetti. Saçlarını topuz yaparak bozulmaması için spreyledi. Sinan'ın hayalinde ki kadın tipine yakın olmak istiyordu bu akşam. Sinan'ın her zaman kendisine önerdiği saç tipiydi bu. Böylece mimiklerini, duygularını daha kolay yakalayabileceğini iddia ediyordu.
Bu tezine her zaman gülmüştü. Sadece ahmaklar, bir başkasına duygularını teslim edebilirdi. Bu gece Sinan'ın gecesiydi ona uyacak, görmek istediği gibi olacaktı. Bütün bu hazırlanışın bilinçaltında yatan sebebini aslında daha kendisine de itiraf edememişti. Dün bir türlü aramaya cesaret edemediği numarayı veren kişiden daha çok bilgi alabilmekti niyeti. Beynini bir kurt gibi kemiren merak ancak bu şekilde dinebilirdi. Bütün vücudunu merakla zehirlemeden bundan kurtulmak istiyordu. İçinde büyük bir çelişki oluşmuştu numarayı aldığından beri; arayıp aramamakla ilgili. Bu gece biraz da bu çelişkiden sıyrılacaktı.Üzerine siyah kadife ceketini alıp lobiye indi. Burada Sinan'ı bulmayı umuyordu. Ama yoktu. Beklemek için koltuğun birine geçiyordu ki içerinin bunaltıcı havasını solumak istemeyerek vazgeçti. Oda spreyinin lavanta kokusu içine kadar işliyordu. Bu kadar yoğun kokulardan hep tiksinmişti. Daha az sıkmaları gerekirken içerinin pis kokusunu yoğun lavanta kokusuyla saklamaya çalışmışlardı. Çıkmak için kapıya yöneldi. Kapıyı açtığında dışarının soğuğu bir an vücudunda dolaştı. Tuhaf bir hisle ürperdi. Yine de dışarının keskin soğuğunu içerinin bunaltıcı havasına tercih edebilirdi.
Saatine baktı. Akşamın sekiziydi. Gözlerini saatten çekerek etrafı taradı Sinan'ın arabasını görmek umuduyla. Üşüdükçe dışarıda beklemenin iyi bir fikir olmadığını düşünmeye başlamıştı. Soğukta beklemenin yararı olmadığını düşünerek arkasını dönüp içeri girerken korna sesiyle irkildi. Adımları korna sesiyle durmuştu. Bedenini geri çevirirken Sinan arabadan inip yanına doğru ilerlemesini seyretti.
"İyi akşamlar." diyerek kendisine elini uzatan erkeğin samimi gülümsesi çarpmıştı gözüne.
"İyi akşamlar" diyerek karşısındaki erkeğin gülümsemesini taklit etti. Bakışları erkeğin üzerinde gezindi. oldukça şık görünmüştü gözüne.
Sinan "Gidelim mi?" diyerek Arzum'a eliyle arabayı işaret etti.
Cevap verme gereği duymayarak ağır adımlarla merdivenlerden indi. Sinan'ın açtığı kapıdan içeri geçerken. "Çok beklettim mi seni?" cümlesine gülümsemekle yetinerek "Klimayı açıp arabayı ısıtırsan fırın gibi affedebilirim" diyerek göz kırptı.
Söylemiş olduğu cümle sonrasında yüzünde gülümseme oluşan erkeğin hızlı adımlarla arabasına binmesini izledi. Klimayı sonuna kadar açarken "İstekleriniz benim için emirdir leydim"Arzum, Sinan'a baktı. Dudakları kıvrılmış erkeğin keyfi yerinde görünüyordu. Arkasına yaslanıp bir bacağını diğerinin üstüne attı. Elbisesinin açılmasına aldırış etmedi.
Sinan'ın gözleri biran bacaklarına kayışını izledi. Ardından bakışlarını yola çevirerek " Bu gece çok güzelsin" cümlesini dile getirirken ki beğeni dolu ifadeyi görünce dudakları istemsizce kıvrıldı. Erkeklerin gözünde kadınların, özel hazırlanışı hazırlanan kişi kimse ona aitmiş hissi veriyor olmalıydı. Bu hissin özgüvenini taşıyan erkeği süzdü.
Yüzüne sinsi bir gülümseme yerleşmişti Bu gece her türlü erkeği baştan çıkartacak kadar kadınsılığa sahip olduğunu biliyordu. Bundan da tuhaf bir zevk alıyordu. "Teşekkür ederim" derken ona ait olmayacağını birazdan mekandan içeri girerken beğeni dolu gözlerin üzerinde toplayacağının bilincinde.Restoranda girdiklerinde Arzum buraya ilk defa geldiğini düşündü. Daha önce bu kadar güzel bir restorandın varlığından habersizdi. Masalarına geçerken " Harika bir yer" dedi. Kendilerine özel olarak hazırlanan masaya geçmişlerdi. Sinan'ın yeteneğini hafife almamak gerektiğini düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Koleksiyoncusu
RomanceEmir Orçun isimli ünlü piyanistin hayatı gitmiş olduğu resim sergisinde ki Arzum Dila Tanrıyar isimli bir kadınla tanıştıktan sonra sıradışı bir hal alır. Hayatını uç nokta da yaşayan çapkın piyanistin hayatı yine hayatı uç noktalarda yaşayan ressa...