49 - Derya'nın sert tepkisi

1.5K 123 14
                                    


Öfkeyle arabasına bindi. Arzum'u çekemeyeceğini düşündü. Bütün gün yok olup hiçbir açıklama yapmayışına seyirci kalamazdı.
Dünya sadece onun etrafında dönmüyordu. Onun sorunlarıyla uğraştığını bile göremeyen bir budalaydı. Aynı hatayı ikinci kez tekrarlıyordu. İnanamıyordu buna. Duru da yaptığı hatalar yüzünden yeterince büyük hasarlar almıştı. Arzum'u kuliste kendi kaderine terk etmeliydi o gün. Hissettiklerine aldırmamalıydı. Duygularını bu kadar önemsememeliydi.

Arabayı bir müddet belirsiz bir güzergâhta sürdü. Nereye gideceğini kendi de bilmiyordu ama bu gece birilerini düşünmek istemiyordu. Sadece kendi istekleri olmalıydı. Arzum'un olmadığı bir gece.

Yan koltuktaki notebooku fark etti. Derya'ya gitmek için bahanesini kullanabildi. Derya'nın ne düşüneceğini umursamıyordu bile. Adresini öğrenebilmek için araması gerekecekti. Daha önce adresini almamış olmasını yadırgadı. Telefonu çıkartarak numarasını tuşladı. Telefonu açmasını bekliyordu. Adresini almak zor olmasa gerekti notebooka bakarak gülümsedi.

Telefona çıkan sese " Misafir kabul ediyor musun?"

Derya " Şuan çocuk gibi azar işitecek durum da değilim."

Emir " Belki dertleşmek istiyorum."

Derya " Psikolog olmadığımı biliyorsunuz."

Emir " Adresini mesaj at dedektif" diyerek telefonu kapattı. Derya 'ın kendisine mesaj atmasını beklerken kendisini iyi hissetti. Kendi hayatının kontrolünü tekrar eline alması moralini düzeltmişti.

Derya'nın atması gereken mesajın eline geçmemiş olması sinirlendirmişti. Tekrardan aradı Derya'yı...

Uzun bekleyiş sinirlerini germişti. Telefona çıkan sesin sakinliği ise gergin olan sinirlerini şiddetlendirmişti.

" Adres demiştim"

Derya " Her isteği gerçekleşen insanlara her zaman bir antipatim vardır Emir Bey"

Emir "O kadar şanslı bir insan değilim ben."

Derya gülümseyerek " Bu da her isteği olması için bir başka yöntem mi?"

Emir " Bu kadar ucuz yöntemler bana göre mi sence"

Derya " Dışarıdayım otelim de değil."

Emir gülümseyerek "Ne tesadüf ben de dışarıdayım nereye geliyorum."

Derya " Alsancak da küçük bir restoran da"

Emir " Kalabalık çekemem şimdi otelinin ismini ver lobi de buluşalım"

Derya gülümseyerek " Mesaj atarım" diyerek telefonu kapattı.

Emir kapanan telefona gülümsedi. Kendine ait olan tarzın kendine uygulanıyor olması güldürmüştü. Kendisini taklit etmiyorsa bu kadın kendine benziyordu. Gelen mesajı okurken bu fikir biraz daha güçlendi. Çalıştırdığı arabayı verilen adrese doğru sürdü.

Derya'nın otel yakınlarında olmasını umdu. Beklemekten hoşlanmıyordu. Kendisini bir kez bekletmiş olan kadının bunu bir kez daha yapmayacağı muammaydı.

Otelin otoparkına rastgele park ederek çıktı lobiye. Derya 'nın lobi de olmasına şaşırmıştı. Otel dışında olmadığını düşündü. ' Dışarıdayım' cümlesinin yalan olduğu bu kadar kısa mesafede otele gelemeyeceğinden belliydi.

" Dışarı da değildin."

Derya gülümseyerek " Evet değildim."

Emir başını neden anlamında salladı. Ardından elini uzattı. Derya elini Emir'e uzatırken... " Restorana gelmeyi kabul etseydin şuan bu buluşma olmayacaktı"

Emir gülümseyerek " Beni ekecektin ama ben farkında olmadan testi geçtim öyle mi?"

Derya elini çekerek masasına tekrar oturdu. " Bu buluşmayı neye borçluyum?"

Emir elinde ki notebooku gösterdi. " İhtiyacın olabileceğini düşündüm."

Derya elindeki notebooku alarak yanındaki boş koltuğa attı "Çok insancıl, başka."

Emir Derya'nın karşısında ki koltuğa geçerek " Sen hep böyle misin?" merakla sorduğu sorunun cevabını bekliyordu.

Derya " Evet" yanlarına gelmek üzere olan garsonu işaret ederek " Ne içmek istersiniz Emir Bey."

Emir " Viski tercihimdir."

Derya " Ben bir su alayım lütfen"

Garson yanlarından ayrılırken " Yanımda içmekten korkuyor musun?" dedi gülümseyerek.

Derya " Alkol almıyorum Emir Bey" Bey'in üzerine yükledi tüm tonlamayı.

" Peki, sen ne yapıyorsun güzelim" kadın ister istemez hormonlarını değiştirmişti. Derya'nın üzerine geçirdiği gömleğin göğüs dekoltesine bakmamayı tercih ederdi.

Derya " Uğur beyle görüşme kötü geçti. Arzum hanım da ani kayboluşlarınızdan sıkıldı ve siz artık çok bunaldınız nefes almak istiyorsunuz yanılıyor muyum?"

Emir gülümsedi. " Bir nefes aldırırsın artık bana"

" Bende yanlış adreste olduğunuzu vurgulayacaktım tam"

Emir elini masanın üzerinde ki Derya'nın eline uzatırken " Bence şuan olmam gereken yerdeyim"

Elinin üzerinde ki ele odaklanmıştı kelime sarf etmenin lüzumsuz olduğunu düşünüyordu. Her cümlesine söylenecek bir cümlesi olan erkekle baş etmek zordu. Elinin üzerindeki elden uzaklaşmak şuan için en doğru karardı. Elini çekti usulca.

" Seni istiyor olmak suç mu?"

Derya gözlerini Emir'in gözlerine dikti. İri gözbebekleri yerinden çıkacak gibiydi. Öfke o kadar net okunuyordu ki gözlerde. Alevinin kendisini yakacağını düşündü Emir. Masadan kalkan Derya'nın üzerine doğru yürümesi kendini şaşırtmıştı.

Oturduğu koltuktan kendini doğrultma gereği duydu. Başında Derya'nın kendisine baktığını görünce... Derya hiçbir cümle sarf etmeden Emir'e yaklaştı. Bacaklarını ayırarak Emir'in sertleşmiş organının üzerine oturdu. Kendisini şaşkınlıkla izleyen Emir'in dudaklarına götürdü dudaklarını. Buz kesmiş dudaklar öfkenin ve tutkunun aleviyle ısınıyordu sanki. Dudakları dudaklardan çekerken alt dudağı ısırdı. İnce bir kan sızdı Emir'in dudağından. Dudaklarını Emir'in kulağına götürdü yavaşça. Nefes alış verişleri kontrollü nefesi sıcaktı.

"Şimdi otelimden ayrılmanızı istiyorum"

Emir zihnini toparlamaya çalışıyordu. Kontrolü kaybetmenin verdiği şaşkınlığı henüz üzerinden atamamıştı. Pantolonun içerisinde sertleşmiş olan erkekliği canını acıtıyordu. Nefes alış verişleri ise hala düzene girmemişti. "Sen ne yapmaya çalışıyorsun?" bozguna uğramış hissetti kendini.

Derya dudağına bulaşmış kanı Emir'in gömleğinin yakasına silerken gözleri Emir'in gözleriyle karşılaştı. Buz gibi bakışla karşılaşmış olması gerginliğini arttırdı. İstem dışı kucağında oturan Derya'nın kalçalarını kavradı.

Derya " Size otelimden gitmenizi söyledim"

Emir sinirlerine hakim olamayarak " Sertleşmiş aletimin üzerinde otururken gitmemi istemen absürt değil mi?" otel lobisinde olduğunu unutmuştu biranda. Sesinin yüksekliği bunu kanıtlar niteliğindeydi.

Kalçalarında olan elleri serçe itti. Bacaklarını toplayarak Emir'in üzerinden kalktı. " Şimdi defol" sesi lobide yankılandı.

Vote vermeyi unutmazsanız sevinirim

Bir de ufacık bir yorum *-*

Aşk KoleksiyoncusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin