52 - İzmir'de bir restoran

1.4K 122 0
                                    


Feribotta kendisini denizle özleştirmeye çalışıyordu. Denizin dalga oluşturup demir yığının altında ezilişi kendisini hissizleştiriyordu. Birkaç gündür yüzlerin hayatından çıkmış olduğuna sevindi.
Burak'ın cümleleri geldi hatırına. " Yüzler senin ruhunda belki de geçmişin de. Yüzlerle yüzleşecek de kaçacak olan da sensin." Düşüncelerini dağıtmak istercesine denize çevirdi bakışlarını.

Emir canlandı zihnide. Şuan annesiyle neler konuştuğunu düşünmeye çalıştı. Akşam Emir'in çok gergin olacağına emindi. Hayatının merkezine Emir'i oturmuş olması bazen çıkmaza soksa da kendini çoğu zaman mutlu ediyordu.

Feribottun duruşu ile insanlar akın akın giriş kapısına doğru ilerliyordu. Ağır adımlarla çıkış kapısına ilerledi. Alsancak sahili gözüne hoş görünmüştü. Doğa fotoğrafları çekmeyi tasarlamışken kendisini Alsancak sahilinde bulmasına şaşırmıştı. Küçük bir kız çocuğunu seven bir kadın takıldı gözlerine. Fotoğraf makinesini çıkardı çantasından. Deklanşöre basarak gördüğü kareyi ölümsüzleştirdi.

Kordon boyunca izlediği yüzlerde gördüğü farklı duygular, kendisine yeni bir ilham kaynağı oluyordu. Ölümsüzleştirdiği kareler içine sinmişti. Gün çoktan batmış olmasına rağmen Arzum zamanı unutmuştu, mekânı, kendini unutturmuştu. Çektiği karelere göre değişiyordu ruh hali.

Gün batımında çınarın altında öpüşen bir çift takıldı gözüne. Kızın utangaç tavırlarına karşı erkeğin tutkusu bir an Emir'in evinde kendisinin elinden fincanı alırken ki ruh hali geldi. " Emir" dedi istem dışı. Ardından Emir'in kendisini aramadığını düşündü. Ruh halini merak etti. Çantasından telefonu çıkardı. 7 arama görünce şaşırdı. Telefonu hangi ara sessize aldığını düşünerek aramalara baktı. Aramaların Emir'e ait olması ise kendini kötü hissettirdi. Emir 'i aradı. Telefon ilk çalışta açılması Emir'in kendisini çok merak ettiğinin göstergesi idi. " Özür dilerim canım sessiz de kalmış telefon aramalarını duymadım"

Emir " Şuan neredesin?"

Arzum " Kordon boyunda geziyorum aşkım sen?"

Emir " 20 dakika sonra yanındayım" diyerek telefonu kapattı.

Arzum Emir'in gününün nasıl geçtiğini merak etti. Sesi tonu sakin geliyordu.

Gözüne bir restoran kestirerek içeri girdi. Restorana girince restoranın ismini Emir'e mesaj attı. Bir yandan da restoranı incelemeye koyuldu. Lüks kesime hitap ediyordu restoran kırmızı halılar ve şamdanlar bunun göstergesiydi. Masalarının örtüsünün gümüş gri olması göz alıcıydı.

Göz önünde olmayan bir masaya geçti. Yanına yaklaşan garsona " Deniz ürünleri olarak menünüz de ne var?"

Garson " Deniz ürünü olarak alabalık ve çinakop var efendim."

Arzum'un yüzü asıldı. " Kalamarınız olmaması çok üzücü."

Garson Arzum'un memnun olmasını sağlamak için " İsterseniz efendim karşı restorandan size kalamar temin edebilirim."

Arzum'un yüzünde gülümseme yerleşti. " Çok sevinirim gelecek olan misafirime kalamar bana ise alabalık getirebilirsiniz. Alabalık fırında ve kaşarlı olursa sevinirim."

Garson not alırken " İçecek olarak ne alırsınız?"

Arzum " Beyaz şarap lütfen"

Giriş kapısına dikti gözlerini. Emir her an gelebilirdi. Emir'in dakik olmasının kendine özgü oluşu ise gururunu okşayan bir ayrıntıydı. Giriş kapısında Emir'in sureti belirdi.

Aşk KoleksiyoncusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin