68 - Emir ve Derya arabada

2K 116 17
                                    



Evden çıkarken garajdaki arabalardan birini aldı. Neyse ki babasının anahtarları arabada bırakma gibi bir huyu vardı. O kadar güvenlik kamerası ve güvenlik görevlisi bulunan bir evde de bu o kadar tuhaf değildi aslında.

Dağ yoluna çektiği arabasının içine gömülmüştü. Koltuğu geriye doğru iterek camın arkasında bulunan manzarayı izlemeye koyulmuştu. Gözlerini kapattı usulca. Yasemin kokusuyla Arzum'u hayal etti. Neden buradaydı?

Şuan ihtiyacı olan tek şey Arzumdu...

Cama vurulan bir elle sıçradı yerinden. Başını cama doğru kaydırdı. Karanlık da bile fark edilebiliyordu Derya'yı. Arabanın kapısını araladı. Sessizliği bozmaya niyeti yoktu. Sessizlik huzurlu kılıyordu Emir'i.

Ön koltuğa oturup kapıyı kapattı Derya usulca. Onun da sessizliği bozmaya niyeti yok gibiydi.

Gözlerini tekrardan kapattı. Arabanın tavanında bir karış aralığı bulunan pencereden rüzgârı hissedebiyordu. Koltuğa yayıldı. Rüzgârı içine çekti. Düşünceler de kaybolmaya niyeti yoktu. Anı yaşamaya çalışıyordu. Kendisini ihmal ettiğini hissetti. Yalnızlığı özlemişti. Duru'nun ölümünden sonra yıllarca içinde bulunduğu yalnızlık geçen bir yıl da kaybolmuştu. Arzum ile tanıştığı an Arzum'un hayatında bir yere sahip olacağını düşünmüştü. İsimlendiremese de ilham perisiydi Arzum...

" Dolap da bira var mı?" cümlesiyle gözlerini araladı. Derya'nın yanında olduğunu unutmuştu biran. Dağ yoluna çıkarken aldığı biraları hatırlayarak; "Evet. Bir tane de bana getirirsen sevinirim" dedi. Dudaklarının kuruduğunu fark etmişti.

Derya arabadan inerek arabanın arka kapısının sürgüsünü açtı. Arkada bulunan dolaptan bir bira çıkararak arka kapıyla şoför arasında bulunan camlı kısma vurdu. Emir camlı kısmı aralayarak Derya'nın uzattığı birayı aldı. Şişeyi dudakları arasına götürdüğünde dikiz aynasından gördüğü Derya'yla göz göze gelmişlerdi. Emir buna aldırmadan şişeyi başına dikip biranın büyük bir kısmını midesine indirmişti. Dikiz aynasına kısa biran baktığında Derya'nın hala kendisine baktığını gördü. "Buraya kadar benimle bira içmeye geldiğini zannetmiyorum" dedi aralarındaki sessizlikten sıkılmaya başlamıştı. Bir şey söylemek istiyorsa söyleyip gitmesini istiyordu.

Derya küçük yudumlarla içtiği biradan tekrar anlık bir tat almıştı. Birayı o kadar sevmediğini gösteriyordu bu. Emir diğer içkileri ne kadar keyifle içtiğini biliyordu çünkü "Babana haksızlık yaptığını düşünüyorum."

"Beni aptal yerine koyan sizlersiniz" dedi. Asıl haksızlık en başından beri kendisine yapılırken... Babasına karşı yine de ağır konuştuğunu ya da Derya'nın dediği gibi bir haksızlık yaptığını düşünmüyordu. Düşünmeyecekti de.

"Biraz soğukkanlı olmayı denesen... Belki daha rahat anlatırız."

Emir güldü bu sözler üzerine "Derya bir şey anlatmayacaksan git lütfen." Öğüt alacak ya da birilerinin ne yapması gerektiğini dinleyecek yaşı çoktan geçmişti. Ama nedense kaç saatten beri ikisi de aynı nakaratları tekrarlayıp duruyordu.

"Çok kötü günler geçirirken tanıdım babanı. Dedektiflik bürosunu kapatmamı sadece ona çalışmamı istedi. Bende kabul ettim. İş hayatı özel hayatı geride bıraktıkları bir nevi hayatında arkasını toparlamaya başladım. Sonra iş ilişkimiz biraz sınırı aşmış oldu. Artık bilgilerimizi çek ederken ben kendi düşüncelerimi söylemeye başladım. Sonra senin hayatına yönlendirildim. Bir yıl yani Arzum'la tanıştığın dönemden itibaren birinci elden seni izliyordum. Bunun yanında anneni de kontrol altına almak ihalelere girenleri izlemek gibi olayları da takip ediyordum."

"Neden?" dedi içine girdiği bu kadar sorumluluğu almak hiçte mantıklı gelmiyordu.

"Çünkü babana borçluyum."

"Neden?" dedi tekrardan.

"Bazen bazı şeylerin nedeni anlatılamaz. Neden buradasın, şuan neden Arzum'un yanında değilsin? Bunun nedenini bana söyleyebilir misin?"

Emir "Derya hayatta açıklanamayacak hiçbir şey yoktur. Ki sende açıklamak için buradasın."

Derya birasından bir yudum aldı "Birine bağlanmaya ihtiyacım vardı. Bana zarar vermeyen ve beni önemseyen birine"

"Bulmuşsun o zaman"

"Evet, Tanju iyi biri ve onu üzmeye hakkın yok diye düşünüyorum."

"İlişkinizin boyutu ne?" dedi cevabını bir türlü alamadığı soruyu yinelemişti.

"Bunu öğrenince eline ne geçecek, seni bu kadar alakadar ettiğini düşünmüyorum."

Emir ilk kez arka koltuğa çevirdi başını. Birebir Derya'nın gözlerine baktı. Derya ilk kez bu bakışlardan ürkmüştü. Ama Emir artık net cevaplar istiyordu " Cevabını sende biliyorsun. Ben sana cevabını bildiğim sorular sormuyorum."

"Aklına gelen her şey"

Emir biran duraksadı. Bakışlarını ön cama çekti. Elinde boşalan bira şişesini karanlığa fırlatıp arabadan çıktı. Derya'nın babasıyla olma fikrinden öfkelenmişti. Böyle olmak zorunda mıydı?

Arabanın çevresinde dönerek Derya'nın bulunduğu bölümün sürgüsünü açtı. Derya bir şey olmamış gibi birasını yudumlamaya devam ediyordu. Emir geniş koltuklardan birine geçerek dolabı açtı. Birayla yetinmeyi düşünmüyordu bu sefer. Büyük bir viski şişesi alıp kapağını açtı. O an bir kez daha Derya'yla göz göze gelmişlerdi. Emir şişeyi başına dikerek büyük bir yudum aldı.

"Bu kadar içmemelisin."

Emir alaylı gülerek "Bana annelik mi yapacaksın?"

Vote vermeyi unutmazsanız sevinirim

Bir de ufacık bir yorum *-*

Aşk KoleksiyoncusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin