41 - İzmir

1.7K 132 3
                                    

Gözlerini aradığında Emir'in göğsünde buldu kendini. Emir'in ne zaman geldiğini hatırlamaya çalıştı.
Zihnini ne kadar kurcalasa da bir sonuca ulaşamadı.

Emir'in yanağına bir öpücük bıraktı. Şuan yanında olması yetiyordu. Aşık olduğu adamı bir ömür izleyebilirdi. Nefes alış verişlerinde ki düzeni dinledi bir süre. Huzurlu hissettirmişti Emir'i izlemek.

Emir gözlerini araladı. Arzum 'un kendisini seyrederken bulması hoşuna gitmişti. " Günaydın balım" uyku sersemliğinin vermiş olduğu miskinlikle.

Arzum, Emir'in yüzünde parmaklarını gezdirirken " Ne zaman geldin bakalım?"

Emir, Arzum'un gözlerine baktı endişeli. Dün gece konuştuklarını ve kendisine attığı 45 çağrıyı hatırlamadığına inanmak istemiyordu. Karşısında kendisinden cevap bekleyen gözler ise aksini aksettiriyordu. Gülümsemeye çalıştı " Seni kollarımda sabaha kadar saracak kadar erken geldim"

Arzum gülümsedi Emir'in kendisine verdiği cevaba. " Güne şımararak başlamak harika bir duygu"

Emir Arzum'un saçlarının arasına daldırdı elini. " Balım biraz daha şımarmak sana da bana da iyi gelecek"

Saten çarşafı Emir'in üzerinden çekerek dudaklarını Emir'in dudaklarına götürdü. Ellerini Emir'in gömleğinin içine daldırdı inleyerek. Emir Arzum'u altına çekerken nefes nefese kalan Arzum'un kulağına fısıldarcasına " Şımarmak derken bunu kastetmemiştim ama bu benim düşüncelerimi askıya alacak kadar güzel" nefesinin sıcaklığı Arzum'u delirtmek içindi sanki.

Arzum Emir'i itmeye çalışarak " Sen ne düşünmüştün?"

Emir Arzum'un askısını indirirken "Kahvaltı da söylerim şimdi düşünemeyecek kadar meşgulüm" dedi kesit kesit aralıklarla.

Arzum "Şimdi söyler misin merak ettim" dedi kısık bir sesle aldığı hazza engel olmaya çalışıyordu. Kendini kasarken yüzünü buruşturması Emir'e komik gelmişti.

Emir doğruldu. Arzum'u kendisine çekti hızlıca. Saçı dağılan Arzum'un saçını düzeltirken " Senin bu denli meraklı olduğunu da öğrenmiş oldum"

Arzum Emir'in göğsüne kıvrılırken " Senin zihninden geçen her düşünce benim için önemli"

" 1 haftalık bir tatil fikri önerecektim ben sadece" dedi. Yaramaz bir çocuğun ifadesiyle.

Arzum gülümsedi " Şimdi bir kahvaltıyı hak ettin işte"

Emir " Bence de" diyerek Arzum'un yarı çıplak vücudunda ellerini gezdirmeye başladı.

Arzum kendisini Emirden uzaklaştırmak için yataktan kalktı " Kahvaltıya Emir Orçun" askılarını takıp kendine çeki düzen veriyordu bir yandan da.

Emir " Bu haksızlık ama benim aklımda yaramazlık yapma fikri yokken sen beni azdırdın şimdi de yarı yolda bırakıyorsun"

Arzum gülümsedi " Beni bu yüzden seviyorsun bence"

Emir yüzünü buruşturdu " Bunu bir kenara yaz Arzum hanım bir daha ki sefere artık"

Arzum " Kahvaltılıya yaramaz çocuk" gülümsedi. Gamzesini ortaya çıkaran gülümsemeydi.

Emir, Arzum'un gülümsemesine odaklandı. " Sen hep böyle güleceksen ben senden gelen her şeye razıyım"

Arzum " Bu gün çok mu duygusalsın bana mı öyle geliyor"

Emir, dün gece yaşamış olduğu kaybetme korkusunu Arzum'a anlatmayı istedi. Unutulmayacağını bilmek Ozan'ın kendisine söylediği "Sen ise geçmişini hatırlamayan ve hayatında yaşamış olduğu tüm kötü anıları unutan bir kadının hayatında unutulmayı bekleyen bir zavallısın!" cümlesinin doğru olmadığını Arzum'un bizzat kendisinden duymak istiyordu ama Arzum'a anlatmak şuan kafasın karıştırmaktan başka hiçbir şeydi...

Düşüncelerine ara verdiğinde oda da göremeyince donuklaştı biran. Ardından kahvaltıya inmiş olacağını düşündü. Yataktan kalkarak dolaba yöneldi. Bir kot geçirdi. Üzerine de siyah bir tişört geçirerek salona indi.

Masanın başında Arzum'u atıştırırken buldu. " Beni beklemeden indiğine göre çok acıkmışsın" masaya geçerken Arzum'un boynuna bir öpücük bıraktı.

Arzum " Evet kurt gibi acım seni bile yiyebilirim şuan" dedi. Çatalına doladığı peyniri ağzına alırken...

Emir " O kadar da aç değilsin balım bence. Beni yeme fırsatını az önce vermiştim sana" dedi. Kendisine servis açarken gülümsüyordu.

Arzum " Çok kötüsün sen hala bıraktığım yerdesin inanamıyorum sana" Emir'in gülümsemesine eşlik ederken Emir'in kendisini hala arzuladığını bilmek de ayriyeten hoşuna gidiyordu. Emir de ki fark edilen değişimin kaynağını bilmiyor olması ürkütse de Emir'in üzerine titremesi, kendisini önemsemesi mutlu ediyordu.

"Balım öğle gibi yola çıkarız değil mi?" cümlesiyle düşüncelerine ara verdi. " Anlamadım aşkım ne yolu" dedi. Anlam verememişti.

Emir " Şımarmak ve tatil derken ciddiydim balım. Otele rezervasyonumuzu yaptırdım. Akşam için de Alsancak da denize nazır restoran da bir yemek fena mı olur?"

Arzum elini anlına götürdü " Sen delisin tek kelimeyle" şaşkınlığını anlatacak kelime arıyordu zihninde.

" Bu cümle evet öğlen çıkarız mı oluyor" gözlerini Arzum'a dikmişti. Alsancak kelimesini mümkün olduğunca cümle içinde vurgulamaya çalışmıştı. İzmir Arzum'un zihninde nasıl canlanacağını kestiremiyordu.

Arzum " Her zaman bir İzmir kaçamağı yapmayı istemiştim biliyor musun? Sen harikasın aşkım"

Emir " Neden İzmir'e bir kaçamak yapmak istemiştin balım özel bir sebebi mi var?" derken ses tonunun tek düze çıkması için mümkün olduğunca gayret sarf ediyordu.

Arzum elini boynuna daldırarak "Ben İzmirliyim aslen ama hatırlamıyorum çok küçük yaşta İstanbul'a geldim çünkü."

Emir "İzmirli olduğunu bilmiyordum o şehre özlem duyduğunu da. Ama gitmişken seni ailenden isterim artık" derken Arzum'un üzerine çok gelmek istemese de kendisine ne anlatacağını merak ediyordu. Cümleyi seri ve bir çırpıda söyleyivermişti.

"Ben- masadan kalktı aniden – Bu konuda konuşmasak" sesi ağlamaklı çıkmıştı.

Emir " Tamam aşkım sorun değil konuşmayalım."

Masadan kalkarak Arzum'un yanına geldi. Belinden kavrayarak kendisine çekti. " Ben yanındayım her zaman balım sakın gözlerindeki o incileri dökme"

Vote vermeyi unutmazsanız sevinirim

Bir de ufacık bir yorum *-*

Aşk KoleksiyoncusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin