Arzum bir süre Emir'in uyumasını izledi. Çektiği acıyı kendisinin de bu kadar içten duyumsuyor olmasına şaşırıyordu. Eli Emir'in saçlarına gitti. İyi olmasını diliyordu. Bunu da kolayca atlatmalıydı.
Hiç bu kadar bitkin görmemişti Emir'i. Görmekte istemiyordu bu halde. Elinin üzerindeki el gevşediğinde elini yavaşça çekti. Aslında yapması yanlış olsa da Emir'in yemeğine kattığı uyku ilacından dolayı pişmanlık duymuyordu. Böyle yapmasa Emir'in uyumayacağını ve kendini daha da perişan edeceğini biliyordu. Telefon sesiyle irkildi. Ses Emir'in cebinden geliyordu. Pantolonunun cebinden telefonu çıkardı. Victoria yazıyordu arayan kısmında.Arzum yataktan biraz uzaklaşarak telefona cevap verdi " Ben Arzum"
"Emir yanında mı?"
Arzum "Uyuyor şuan"
Rahatlama sesini duyar gibiydi "İyi değil mi?"
"Merak etmeyin. Uyanınca döner size. –duraksadı – Başınız sağ olsun"
Bir süre yanıt alamadı ardından "Teşekkür ederim. Emir'e lütfen dikkat et" telefon kapanmıştı. Arzum telefonu tamamen sessize alarak telefonu komedinin üzerine bıraktı. Yatağın yanına gelerek Emir'in saçlarına öpücüğünü bıraktı. Ayrılmak istemese de gitmesi gerektiğini biliyordu. "Kendine iyi bakmalısın" diye fısıldadı kulağına.
Çıkarken kapının koluna 'Rahatsız etmeyiniz' yazan kartı takıp otelden ayrıldı.
Hayatında ilkleri yaşadığı erkeği yabancı bir odada öylece bırakmak ağırına gitmişti. Yanında kalmak yaralarını sarmak istiyordu.Lakin yanından şuan ayrılmasa hiç ayrılmayacağını biliyordu.
Mezarın başında çaresizce göz yaşı döküşünü hatırladığında kalbine saplanmış bir neşterle ne yapacağını bilememişti.Onun toprağa karışmış yüzünü avuçlarının arasına almak ve göğsünün derinliklerinde saklamak istemişti. Yorgunluk ve çaresizliğin ayaklarına sinen erkeğin kendine attığı adımlar geldi aklına. Gözlerinde ki yaşa engel olamadı.
Aşık olduğu erkeğin güçlü ve mutlu olmasını istedi. Kendisinden ayrı olsa da bir yerlerde mutlu olmalıydı Emir...
Atladığı taksinin kendini hava alanına götürürken şehri taradı gözleri. " Bursa" dedi fısıltıyla. Buraya Emir ile gelecek ve babasıyla tanışacaktı. Bir zamanlar söylenmiş onca sözün arasında bu sözcük de dökülmüştü Emir'in dudaklarından...
Tek başına geldiği Bursa'dan tek başına ayrılırken mezarda bıraktığı bir söz arkasında bir yatak da bıraktığı çaresiz erkek vardı. Ne zamandır tuttuğu nefesini bırakarak derin bir nefes aldı.
Emir'in en kısa zamanda gücünü toparlaması için sessiz yakarışlarla yaradana yalvardı. Kalbinin iyi olması için Emir'in iyi olması gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Koleksiyoncusu
RomanceEmir Orçun isimli ünlü piyanistin hayatı gitmiş olduğu resim sergisinde ki Arzum Dila Tanrıyar isimli bir kadınla tanıştıktan sonra sıradışı bir hal alır. Hayatını uç nokta da yaşayan çapkın piyanistin hayatı yine hayatı uç noktalarda yaşayan ressa...