71 - Arzum ve hisleri

1.8K 112 12
                                    


Arzum gözlerini açtığında kıpırdayamadı bir süre. Elini boynuna kaydırdı. Tutulmuştu boynu. Küvetten sırılsıklam çıktığını hatırladı. Ve diğer olanları...
Gözlerini tekrar kapattı. Ne zamandır bu halde uyuduğunu düşündü. Bunu tam kestiremese de akşam olmadığına seviniyordu. Karanlığın boğuculuğundan bir sürede olsa uzak kalabilecekti. Yataktan zorlanarak kalktı. Banyoyu görmek istemediği için diğer odanın banyosunu kullanarak elini yüzünü yıkadı. Aynada gördüğü görüntüsünden biran ürkmüştü. Şişmiş gözlerinin altı morarmıştı. Aynaya daha fazla bakamayarak odasına geçti. Üzerine bulduğu ilk elbiseyi geçirdi. Aynaya ne kadar bakmak istemese de yüzüne fondöten sürerek makyaj yaptı. Saçlarına da şekil vermişti. Şimdi görüntüsü o kadar da kötü durmuyordu. Masanın üzerinde duran kartı da alarak alt kata indi. Çekmece de bulundurduğu yedek telefonu alarak açtı. Karttaki telefon numarasını tuşlayarak kulağına götürdü.

Duyduğu erkek sesiyle "Merhaba ben Arzum" telefonun ucundaki erkeğin mutlu olduğu sesinden belliydi

"Merhaba Arzum nasılsın?"

Arzum lafı fazla uzatmayarak "Kahvaltıya çıkmaya ne dersin?"

"Saat 15 oldu ama kahvaltı fena fikir değil." Arzum bir an zamandan haberi olmadığını fark etti özür dileyerek saatten haberi olmadığını söyledi.

Adam yarım saate kadar Arzum'u evin önünden alacağını söyleyerek telefonu kapattı.

Arzum evden çıkmadan önce araması gereken bir yer daha vardı. Çekmecelerinde bulunan kartvizit defterini alarak sayfaları çevirdi. Numarayı tuşlayarak bir süre açılmasını bekledi. Telefonu genç bir kadın açmıştı "Ben Arzum Dila Tanrıyar. Evime temizlemesi için birini gönderin lütfen" diyerek kapattı.

Evden çıkarak bahçeye geçti. Bahçeyi de düzenlemesi gerekecekti. Bunu daha sonra halledebilirdi. Başına saplanan ağrının acısını hissetti. Yine her zamanki politikasını uygulayıp umursamamaya çalıştı. Eline geçecek bir şey olmayacaktı üzülerek. Yine de beyninde dolaşan küçük kurtlar aklını kemirmeye başlamıştı. Emir'in kendisini aldatmasının bilindik bir şey olması gerekirken buna hazır olamayışına kızdı.

Nil'le yatmasına bile aldırış etmemişti bu kadar. CD de gördüğü kadın aklının bir köşesine çizilmişti ve ne zaman Emir'i düşünse aklına Emir'le birlikte bu kadında geliyordu. Dahası Emir'in söylediği o cümlelerdi asıl canını yakan. Kadının öfkesine rağmen neden Emir'in kucağına oturduğuna bir anlam veremiyordu. Ve neden öpmüştü. Görüntülerin başında kavga edeceklerini düşünmüştü. Emir'e konduramadığı o kadar çok şey varken iç sesi bulduğu bir çatlaktan sızarak dudaklarına kadar ulaştı "Emir, kadını arzuluyordu." Dudaklarından kelimeler döküldükten sonra sanki hiç açılmamışlarmış gibi birbiriyle mühürledi.

Yaseminlerin kokusu düşüncelerinden sıyrılmasına sebep oldu. Ne kadar bu çiçekleri sevse de bahçedesin de olmasını istemiyordu artık. Hıncını çiçekten çıkarmak istercesine öfkeyle baktı. Eli istem dışı boynuna kaydı. Hangi anıyı yok etmeye çalışıyordu ki. "Büyü artık." Büyükbabasını ilk o an korkmadan andı. Kendisine her defasında tekrarladığı cümleyi şimdi kendi kendine söylemek zorundaydı. Kaçacağın bir yer yok. Yüzleş artık.

Öyle de yapacaktı. Kaçmak bir işe yaramıyorsa yapabileceği tek şey kalıyordu geriye...

YÜZLEŞMEK ...

Vote vermeyi unutmazsanız sevinirim

Bir de ufacık bir yorum *-*

Aşk KoleksiyoncusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin