110 - Gözlerini açan Emir

1.3K 110 11
                                    

Emir gözlerini açtığında nerde olduğunu algılayamamıştı.

Neler olduğunu bile biraz düşünmesi gerekmişti. Otele Arzum'la geldiğini hatırlayınca doğrularak Arzum'u aradı gözleri odada yalnız olduğunu fark edince sırt üstü yatağa bıraktı.

Gitmişti.

Bırakıp gitmişti gerçekten... Bunu düşünüce dudaklarında ki kıvrım seğirdi. Gelmişti bu zor gününde yanında olmak istemişti ve sonra gitmişti. Dudağına bal sürülüp balı kaçırılması gibi bir durumdu şuan yaşadığı.

Konsolun üzerindeki telefonu alarak saate baktı. Ama tarihinde bir gün ilerlediğini görünce bu kadar derin uyumuş olduğuna inanamadı. Hiçbir zaman bu kadar uzun ve sorunsuz uyumamıştı. İlaç almadıysa.

İlaç... Ellerini başının altında kenetledi dudaklarında ki kıvrım genişledi. Kırık dökük de olsa yüzünü gülümseten kadını düşündü. Çorba da bu kadar ısrar etmesini şuan daha net anlayabilmişti. Uyku bedenini dinçleştirmiş ve düşünmesini engellemişti.

"İyi numara" diye fısıldadı.

Unutmak ve düşünmemek için başvurlan tek gerçek uykuydu...

Arzum'un kendisine ilaç vermiş olması garip bir huzur nüksettirmişti vüduduna. Düşünüyordu hala kendisini ve nelerin kendisine iyi geldiğini. O da biliyor olmalıydı bir acıyı bastırmanın zorluğunu.

Emir yataktan doğrularak duşa girdi. Biraz daha kabullenmenin eşiğindeydi aslında. Olaylara olabilirlikle bakabiliyordu. Yine de kalbinde derin bir sızı hissetse de buna da alışacaktı. Duştan çıktığında giyinerek resepsiyona indi. Ama Arzum faturayı kendisine bırakmadan ödemişti. Arabanın anahtarlarıyla birlikte bir de not bırakmıştı. Araba bıraktıkları yerde duruyordu. Arabaya bindiğinde notu okudu:

"Verdiğim ilaçlar için affına sığınıyorum. Kendine dikkat et. Ve acının seni yenmesine izin verme"

Notu okuduğunda derin bir nefes aldı. Neden bu kadar iyi olmak zorunda diye içinde bir öfke kabardı.

İçinde ki iyilik farkında olmadan kendisini zehirliyordu. Arzum'un tüm yaşanılanlara rağman bugün yanında olması ağrına gitmişti aslında. Hayatta yapmayacağı bir şeydi.

Kırılmış olduğunda kırmaya o kadar alışmıştı ki... Kırdıklarının yaralarını sarması ağrına gitmişti.

" Arzum" diye fısıldadı. Kontağı çalıştırırken dudaklarının arasında ki ismi ne kadar benimsediğini fark etti. Hayatından gitsede içinde bir yerlere öyle bir kazınmıştı ki zımparalansa da izleri silinecek gibi değildi.

Arzum'u içinde özel yapan neydi?

Derya geldi aklına ve söyledikleri zihninde yankılandı:

" Az önce senin söylediğin gibi senin olmayan duygular insanda merak uyandırıyor. Arzum'u araştırdım. Yaşadıklarını, yaşadığı olaylar karşısında sergilediği davranışları. Bu kadar kırılgan bir kızın yaşadıklarının üstesinden gelmesine şaşırdım. Sen Emir Orçun Duru da sarsıldın bencilleştin kabuğuna çekildin. Bende benzer bir durum yaşadım. Aynı son fakat Arzum'un yaşadıklarına rağmen insanlara güvenmesi, affetmesi... Düşünüyorum sana tecavüz eden birini ilk karşılaşmada affedecek kadar saf değilim. Dedesini öldürülen bir babayı korumak için unutmak isteyecek kadar korumacı değilim. Affedici ve masum değilim senin gibi. Belki de o yüzden kendime zıt bir kadına karşı senin gibi korumacı olabiliyorum ama haklısın Arzum sana ait. Kaybetmekten korkmalısın bende olsam korkardım."

"Lanet olsun" direksiyonu sıktı. " Kaybetmedim" dedi ardından sakinleşmeye çalışarak. Dudaklarından çıkan yalana gülümsedi. " Beni hala seviyor hissediyorum"  derken yalanına bir umut ekledi.

Aşk KoleksiyoncusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin