47 - Uğur Tanrıyar

1.5K 119 0
                                    


Randevuya yarım saat kalmıştı. Evrakları Arzum'un eline geçmesini istemeyerek çöpe attı. Notebookla arabaya geçti.
Derya'yı görmek için geçerli mazeretini yavaşça yan koltuğa bırakarak görüşecekleri adrese gitti.

Ardına kadar açık olan bahçe kapısından içeri sürdü arabasını. Beklendiği belliydi. Köşkün kapısında durduğunda kapısını açan adamın uşak olduğunu düşündü "Buyurun efendim. Uğur bey sizi bekliyor" adam kapısını açık bıraktığı arabaya binerken kendi de merdivenlerden çıkmaya başlamıştı bile. Köşkün kapısında bekleyen ikinci adam "Hoş geldiniz efendim. Lütfen beni takip edin" Emir itaatkâr bir halde adamı takip etmeye başladı. Kristal avizelerin ışıltıları arasında üst kata çıktılar. Holün duvarlarını çeşitli sanatçıların tabloları süslüyordu. Geniş holün kapıları ardından işlemeli ağaç bir kapının önünde durdular. Kapının çok eski ve değerli olduğu uzaktan bile fark edilmekteydi. Adam "Biraz bekleteceğim efendim" diyerek kapıyı çalıp içeri girdi. Birkaç dakika sonra çıkarak kapıyı Emir'e açtı "Buyurun efendim. Uğur bey sizi bekliyor." Emir içeri girerken kapı ardından kapandı.

İhtişamlı pencereleri olan geniş bir odaya girmişti. Klasik tarzda döşenmesine rağmen çok sadeydi. Oturma grubunda oturan adamı fark ederek yanına yaklaştı "Uğur bey"

Adam Emir'e karşısındaki koltuğu göstererek "Hoş geldin"

Emir karşısında oturduğunda beklediğinden daha genç bulmuştu. Geniş omuzları fark edilecek kadar dik oturmuştu. Gözlerinde bir an Arzum'u fark etti.

Uğur " İnsan farklı şartlar altında tanışmak istiyor değil mi?" olayın trajedisini düşünerek sarf etmişti düşüncesini ki mimiklerinde oluşan keder bunu daha çok ortaya çıkartmıştı.

Emir "Tanışabiliyorsak bir umut vardır derim"

Uğur kolunu koltuğun kenarına koydu. Heybetli duruşu boyunun bir seksenden fazla olduğunun göstergesi gibiydi "İnsan var olduğu sürece umutlarda vardır." Dedi konferans salonunda binlerce kişiye sesleniyormuş gibi güçlü bir sesle.

"Bunları konuşmayacağız sanırım" adamın ders vermeye başlayacağı gibi bir duyguya kapılmıştı.

"Evet" Emir'in sabırsızlığına vakur gülüşüyle karşılık verdi. " Ne konuşmak istersin?" kendisinin konu seçimine verilen tepkiye karşılık seçimi Emir'e bırakmıştı.

Emir karşısındaki adamın ne yapmaya çalıştığını çözmeye çalışmakla meşguldü. Merak ettiği onca konu arasında hangisinden başlayacağına karar veremese de " Ne zamandan beri izleniyorum"

"Arzum'un hayatına girdiğinden beri" günlük bir konuda konuşuyormuş gibi tek düze bir sesle.

Emir'in yüzüne biran şaşkınlık dalgası yayılsa da karşısındaki adamın kim olduğunu bilmek bunun o kadar da şaşılacak bir şey olmadığını hissettiriyordu. Bunu fark edemediği için kendine bir küfür savurdu " Uzaktan kızınızı ve hayatına girenleri izlemek neden?"

Düşünceli bir halde anlını kırıştırarak "Kızımı yetiştirme tarzım bu benim"

Emir alaylı bir şekilde gülümsedi " Ruh gibi onu takip etmek mi?"

Adam omuzlarını silkti "Arzum hakkındaki düşüncelerini bilmek isterim"

"Sizin Arzum hakkındaki düşünceleriniz nedir?" kendinin vereceği cevaptan daha önemlisi babasının düşünceleri olduğuydu. Kızının hayatını uzaktan izleyen bir baba için fazla bir meraktı bu.

Ellerini birleştirerek " Urla gezisi esnasında Arzum'un zihninde bir şeyler oluştu mu?"

Emir sinirlerine hâkim olamayarak " Sorularının cevabını bilmiyor musun?"

Boş gözlerle karşısında kendisine kükreyen sese odaklamıştı. " Senin gözlerinle Arzum'u görmek istiyorum evlat. Buraya davet edilişinin sebebi bu... Ben pek misafirperver bir adam değilim fark etmişsindir."

Emir kendisine keskin bir dille haddini bil komutu veren adamın soğukkanlılığı karşısında geriye yaslandı. " Arzum hakkında bilinmezliği öğrenmek için gelmiştim ben sorguya çekilmek için değil.

" Sorgular bu kadar kibar değil evlat" ayağa kalktı kütüphanesine doğru ilerlerken " İkimizin de merak ettiği konular var ortak bir çözüm yolu bulmayı öneriyorum."

Emir ne yapamaya çalışıyor bu adam dedi kendi kendine. Bir çözüm yoluna varmak için kurulması gereken iletişim yoktu ortada. Kendisini sindirmeye çalışan bir adamla karşı karşıyaydı.

" Sizin kurallarınıza ters düştüm galiba"

" Kızımın geçmişinde kendisine seçtiği eş Ozanken biranda fikir değiştirip birçok ortak noktamız olan bir genç seçmesini anlamaya çalışıyorum"

"Siz Ozan'ı damat olarak görmediniz sanırım"

Kütüphanesinde ki bir çekmeceyi aralarken " Paylaşma yanlısı gibi mi görünüyorum"

Emir ayağa kalkarak adama doğru ilerlemeye başladı. Ne yaptığını görmek istiyordu. " Sahip çıkmak yerine izlemeyi tercih eden bir babanın paylaşma güdüsünün olduğunu sanmam."

Çekmeceden çıkan oymalı küçük bir kutuya baktı. Anlatılmak ya da gösterilmek istenen kutuya biraz daha yaklaşırken " Benimle bir paylaşım içine girdiğinize dair şüphelerim var"

Adam kutuyu aralarken " Küçük bir kız çocuğu unutmak istemediği küçük anıları bu kutuya sığdırmış evlat" kutuyu açmaktan vazgeçerek Emir'e uzattı. " Sende kalsın."

Emir " Sizi de hatırlamak istemez mi?"

"Henüz buna hazır olduğumuzu sanmıyorum"

Emir kutuyu alarak işlemelerine baktı. Bir zamanlar Arzum'un hayallerini sığdırdığı kutuydu. Parmağı kapağına gitti ama hemen açamayacağına karar verdi ya da Uğur'un yanında yapmayacaktı bunu.

"İstediğin zaman ziyaretime gelebilirsin" dedi elini uzatırken. Emir uzatılan eli yavaşça sıktı. Görüşmenin bu kadar çabuk bitmesi rahatlatmıştı kendini.

"Bundan şüpheniz olmasın"

Vote vermeyi unutmazsanız sevinirim

Bir de ufacık bir yorum *-*

Aşk KoleksiyoncusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin