127 - Arzum'un dengesizliği

1.5K 108 8
                                    

İki kömür parçasının alevlenerek parlamasını görüyordu gözlerde. Öfkesi şakaklarında ki damarları ortaya çıkarmıştı.Ne kadar yutkunmamak için gayret etse de adem elmasının oynaması ile daha da ortaya çıkıyordu. Sanki söylenmemiş sözleri adem elmasına gizliyor ve yutkunarak içine atıyor gibiydi.

Masaya vuran elini ensesine götürdü. Ne yapması gerektiğini kestiremiyor gibiydi. Gözlerini ayırmadığı gözler içine çekiyordu sanki. Yutkunması isterik olarak yutkunmasını sağladı. Gözlerinin içine baktığı adamla ne yapacağını bilmiyordu. Her ne kadar içinde bitirmek istesede karşısında ki adamın yanında düşünemiyordu. Ne yapacağına karar vermesinin farkındaydı. Farkında olmadığı şey karşısında ki erkek karşısında tutarsızlığıydı.

Aşkın benliği değiştirdiğini düşündü. Emir'in yanında kendi olamıyordu. Her zaman tutatsız, heyecanlı ve bir o kadar korkaktı. Ne derse desin her zaman son sözü karşısındaki erkeğin söylemesine izin veriyordu. İtaatkardı. Her ne kadar özgür olduğunu söylese de şuan gözlerine baktığı erkeğin tutsağıydı. Pranganları atmalıydı artık. Bir son vermeliydi tutsağı olduğu erkeğe...

Bileşenlere ayrılan kalbini onarmalı tam olmalıydı. Uzaklaşmalıydı bunu başarabildiği an her şeyin daha kendine özgü olduğunu kanıtlayacaktı.

" Karşımda daha ne kadar susacaksın Arzum, Yeter artık bu işkence ben dersimi aldım" diyen dudakları izledi. Dudakların oynamasına o kadar odaklanmıştı ki bedeninde gezdiğini hayal etti dudakları. Şuan düşündüğü şeyden utanıyordu. Uzaklaşmak isterken beyni kalbi o dudakların dudaklarında istemesi tam bir muammaydı.

Kendisiyle baş etmesi gerekiyordu aslında ilk olarak... İçindeki iki kadının tartışması yeterince yoruyordu beynini. Ne yapmalıydı?

" Uyumak istiyorum" diyerek masadan kalktı. Şuan ihtiyacı olan tek şey kaçmaktı. Yanında düşünemediği erkekten uzaklaşarak ben olmaya ihtiyacı vardı.

Bileğinden tutan erkeğin eline baktı. Bileği kavrayan ince uzun parmaklar varlığını ve üstünlüğünü gösteriyor gibiydi.

" Bırak Emir cidden uyumak istiyorum" diyerek bilekten kurtulmaya çalışsa da içinde ki tutsak kadın bileğini bırakmamasını istiyordu. Bağımlılıktı belki şuan içinde bulunduğu durum. Bağımlıydı belki de bedeni karşısında ki adama. Ne kadar inkar etse de üzerinde hakimiyet kuran erkekten uzak kalamıyordu. Derya haklıydı. Şuan bu çiftlikte ne işi vardı ki... Duru'nun yatağında Emir'in çiftliğinde. Buraya neden gelmek istemişti. Bilinçaltının aptalca oyunuydu şuan da burada bulunması.  Çiftlikte geçen gece ve gündüzü unutmamadığının en büyük kanıtı şuan burada olması değil miydi?

Tutsaklığını kabul etmiş maktülün olay yerini görmek istemesinden daha mantıklı ne olabilirdi. Kaçmak yerine kabullenmiş bir kadının sergilediği tavırları sergilediğini yeni idrak ediyordu. Kullandığı cümlelerin zıttıydı aslında sergilediği davranışlar. Emir'in anlam verememesi normaldi şuan ki tavırlarına düşündükçe kendi de fark ediyordu üzerinde ki dengesizliği...

Aşkın dengesizleştirdiği doğru olmalıydı. Aşk yaptırabilirdi bu kadar saçmalığı neye yada kime karşı saçmaladığının farkında olmadan saçmalamak belki de aşkın kanıtıydı. Davranışları bu kadar dengesizken şuurun bu denli karışması aslında tam olarak ne istediğini bilmediğinden olsa gerekti. Ne istiyordu gerçekten şuan...

Bu düşüncesine gülümsedi. Karşısında ki erkeğin her mimiğini izlediğini şaşkınca kendisine baktığında kavramıştı. Dudaklarının genişlediğini fark etti.

Hala bileklerinde ki eli kavradı. " Madem bırakmayacaksın benimle gel madem"Şaşkınlıkla kendisini izleyen erkeğe kahkaha atmak istedi biran. Tutarsızlığının farkında olduğunu bilerek tutarsızlaşmak isterik duyguları bir araya çıkarıyor olmalıydı. Burak Atıl yanında olsa şuan nasıl bir demeç verebileceğini düşündü. Akıl sağlığının yerinde olduğunun farkında olarak bilerek tutarsızlaşmak iyi gelmişti. Aslında şuan geçmişte ki Emir gibi davrandığını düşündü. Emir de kendisine evlenme teklifi etmesinin ardından aldatmamış mıydı? Neden sadece dengesizleşmek karşısında ki erkeğe masustu ki... Dilediğince şaçmalama özgürlüğüne sahip olmak istiyordu şuan. Sonrasını sonra düşünmek en iyisiydi.

Şuan ne istiyordu?

Muzur düşünceler vucüdunu karıncalaştırırken zihni şuan neyi istediğine çoktan karar vermişti... Burada arzulamıştı yorgun düşmüş uyuyakalmıştı. Bu salonda dans etmişti. Bu salonda soluk soluğa öpüşmüştü...

" Arzum iyi misin?" cümlesi ile düşüncelerinden arınarak boşta kalan elini Emir'in boynuna götürdü.   " Dans eder misin benimle?"

Emir'in gözlerinde gittikçe büyüyen şaşkınlığı görmek keyfini yerine getirmişti. Beline dolanan ellin vucüdunu sertçe kendi vucüduna çekmesiyle irkildi. 

Saçları savrulurken kulağına fısıldıyayan tılsımlı sesle donuklaştı " Oyun mu istiyorsun sevgilim oynayalım"

Almış olduğu kararı sorgulamaya çalışırken dudaklarında Emir'in dudakları gezinmesiyle tüm düşünceleri askıya alınmış gibiydi.  Bedeninin karıncalanması ile beraber sol bacağının çekildiğini hissetti. Soluksuz bir serüven başlamış gibiydi başlangıç mısrası Emir ...

Dudaklarından dudakların çekilmesiyle sersemledi. Boynuna doğru inen başın dokunduğu her hücreyi hareketlendirmesi kasıklarına baskı yapıyordu.

" Ezberden okuduğun tüm aşk zırvalarını unut." - cümlesi ile gözlerini kapattı. Bedeni çoktan Emir'in büyüsü altına girmişti. Kulak memesinde gezinen dudakların çıkardığı sesler daha önce hatırladığı ve sevdiği bir besteyi hatırlatırken " Bana ait olduğunu hatırlama sırası kadınım" cümlesi ile bilinmezlik denkleminde bir türlü yerine kondurmadığı x artık zihninde netti. İnkar edilemez salt gerçeklikle hemde.

Aşk KoleksiyoncusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin